100 yıllık bir lezzet hikayesi: Ülkü Tabak
“Bu lezzeti takip et. Gülümseyen yüzlerin samimiyetini gördüğünüzde, siz de bizimle birlikte gülümseyeceksiniz. Eski bir karamela şekeri gibi tarihin içinden, Dondurmacı Ahmet’ten bir hatıra…” denilerek şu anda 3. kuşak ile hizmet veren Dondurmacı Ahmet markasını, 2. kuşak temsilcisi Ülkü Tabak ile konuştuk.
Merhaba Ülkü Bey. Sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba. Ben Ülkü Tabak. Ağustos 1938 tarihinde Mustafakemalpaşa’da doğdum. 1962 yılında evlendim. 3 çocuğum var. İkisi kız, biri erkek. Oğlum trafik kazasında vefat etti. Biri doktor, birisi ise elektrik mühendisi olmak üzere iki de torunum var.
Sizin mesleğe başlamanız nasıl oldu?
Mesleğe babamın yanında 1966 yılında başladım. Aslında bir asırlık dükkan burası ve 100 yıldır hizmet sunuyoruz diyebilirim. Babam başlarda seyyar dondurmacılık yapıyordu, sonra bu mesleğe atıldı. Biz onun yanında yetiştik. Şu anda da aynı şekilde hem hizmetimizi hem de kalitemizi sürdürüyoruz. Babamın vefatına kadar da birlikte çalıştık. Babamın vefatı sonrasında işe ben devam ettim.
Şu anda Kemalpaşa tatlısı, ekmek kadayıfı, tulumba tatlısı, tavuk göğsü, kazandibi, sütlaç, keşkül, kek, höşmerim, dondurma, limonata gibi seçeneklerimiz mevcut. Hizmetimiz sadece Mustafakemalpaşa’ya değil, ilçe dışından da çok fazla ziyaretçimiz oluyor. Tatlı yemek ve almak için bile merkeze gelenler var. Tatlının içinde un, peynir, irmik ve yumurta bulunuyor. Ancak bunların hangi oranda, nasıl bir usulle yapıldığı bizim aile sırrımız. Sadece aile fertleri bilir, üretim yerinde çalışan personel dahi reçetemizi bilmez. Dedemizin keşfi olan bu tatlının en orijinal halini hala biz üretiyoruz. Bu kültürel bir mirastır ve sahip çıkılması gerekir. Başlarda köprü başında hizmet veriyorduk. Ancak orasının yıkılması ile birlikte şu andaki yeni yerimize geçtik.
Mesleğin zorlukları var mı?
Bu işin zorluğu yok ancak inceliği var. Malzemenin iyisini seçmek tek başına da yeterli değil. Üretim esnasında yapılacak bazı şeyleri başkaları yapamıyor. İşin başında durmak gerekiyor. Prensibimiz, dürüst ve çalışkan olmak, işimizi gelecek kuşaklara aktarmak. 30 yıldan beri emekliyim. Ancak işimi sevdiğim için şu anda çocuklarımla birlikte çalışmaya devam ediyorum. Mesleğin ilk yıllarının daha zorlu olduğunu düşünüyorum. Zira dağdan kar getirilirdi. Sonrasında buzhaneler kullanılmaya başlandı. Şimdi ise makinelerde kolay bir şekilde ve daha kısa sürede üretim yapılabiliyor. Bu yüzden şu anda mesleğin eskiye göre daha kolay olduğunu söyleyebilirim. Ancak en önemli nokta, her zaman en iyi lezzeti, aynı şekilde yakalayabilmek ve müşteriye aynı kalitede ürünü sunabilmek.
İşin ustası Babanız Ahmet Tabak. Onun için neler söylersiniz, neler yapardı?
Yaptığı dondurmalarla adı Dondurmacı Ahmet’e çıkan babam, hayvan sırtlarında Sünlük Dağları’ndan karlar getirirdi. Bu karlar, erimesini önlemek için ise büyük çukurlarda buz kalıpları şeklinde saklanırdı. Yaz döneminin en çok tercih edilen tatlı yiyeceği dondurma, kışın çok fazla ilgi görmediği gibi bu konuda alternatif bir tatlı olarak Kemalpaşa tatlısı keşfedildi. Özel olarak mayalanan hamur, küçük küçük parçalara bölünerek pişirildi. O dönemlerde pişirme işi, ilçe fırınlarında yapılırdı. Tatlıda; un, peynir, irmik ve yumurta kullanılırdı. Kaynayan şekerli şerbetle birleşen bu tatlı, kısa süre içerisinde önce ilçenin sonra da Türkiye’nin en çok tercih edilen tatlılarından birisi haline geldi. Babam Kemalpaşa tatlısının yapımından ülke geneline yayılmasına kadar önemli bir katkı sağladı.
Özellikle ilk dönemlerde bu tatlıya ilçenin bakışı nasıldı?
Kısa süre içerisinde çok sevildi diyebilirim. Büyüklerimden öğrendiklerim, gördüklerim doğrultusunda ilgi oldukça fazlaydı. Vatandaşlar uzun porselen tabaklarda tatlıları alır, evlerine götürerek tüketirdi. Bir gün sonra ise aynı boş tabaklar geri getirilirdi.
Sizce Mustafakemalpaşa tatlısı, hak ettiği değeri görüyor mu?
Bence tatlımız hak ettiği değeri görüyor. Türkiye’nin dört bir yanından tatlı almaya gelen misafirlerimiz var. Tatlı 4-5 gün dayanabildiğinden dolayı hazır bir şekilde satışı zor ve uzak yerlere bu şekilde gönderilmesi uygun değil. Ancak ilçe ekonomisine daha fazla katkı sağlaması adına farklı etkinlikler ve çalışmalar tabi ki yapılabilir.
Hayatınızdaki dönüm noktası ne?
Babamın dondurmacı olması, hayatım için bence dönüm noktası. Zira 82 yaşındayım ve 66 yıldan beri baba mesleğini sürdürüyorum. Yıllardan beri severek ve büyük mutluluk duyarak bu işi yapıyorum.
Çalışma dışında neler yapıyorsunuz?
Avcılık ile çok uzun yıllar boyunca ilgilendim. Şu anda ise Hamidiye Mahallesi’ndeki evimde vakit geçiriyorum. Orada hayvanlarımız ve meyve ağaçlarımız var. Onların bakımı, üretimiyle ilgileniyorum. Yaz döneminde genellikle orada kalıyoruz. Kışı ise ilçedeki evimizde geçiriyoruz.
Paylaşımlarınız için çok teşekkür ediyoruz.
Ben de Paşada’ya bana ve aileme verdiği önem için teşekkür ediyorum. İyi yayınlar diliyorum.
Bunlar da ilginizi çekebilir