Merhaba Hamdi Bey, sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba, Ben Hamdi Büyükşekerci. 1 Şubat 1931 Mustafakemalpaşa doğumluyum. 1957 yılında evlendim. 2 çocuğum var. 2 çocuğum da kahve üzerine çalışıyor. Annem öz Mustafakemalpaşalıydı. Babam ise Bulgaristan göçmeni ve buraya gelerek yaşamını sürdürmüş. Sonrasında ise annemle tanışıp evlenmişler. Biz 5 kardeşiz. 2 ablam vefat etti 2’si yaşıyor.

Aile fotoğrafı

Babanızın Mustafakemalpaşa’daki ticari hayatı nasıl başlamış? Babam buraya yerleştikten sonra esnaf çocuğu olarak esnaflığa devam ettirmiş. Şeker yapmayı öğrenerek şekercilik yapmaya başlamış. Mustafakemalpaşa’nın ilk şekercilerinden birisi olduğundan dolayı Şekerci Mestan (1884-1947) olarak tanınmış. Soyadı kanunu sonrasında ise Büyükşekerci soyadını kullanmaya başladık. 1930’lu yıllarda eski belediye binasının altında ilk olarak dükkanda hizmet vermeye başladık. Başta kahve olmak üzere şeker ve çay satışı yapıyoruz. Babam Şekerci Mestan olarak tanınırken, ben de ilçede zamanla Kuru Kahveci Hamdi olarak tanındım.   Sizin esnaf hayatınız nasıl ve ne zaman başladı? 1947 yılında ortaokul 3. sınıfa giderken babam vefat etti. Aslında gençlik hevesi, 3 arkadaşımla birlikte Deniz Harp Okulu’na giderek bahriyeli olmak istiyorduk. 16 yaşındayken babamı kaybetmemin ardından dükkanda esnaf olmakla harp okuluna gitme arasında kaldım. Baba mesleğini devam ettirme kararı alarak 1947 yılından itibaren işlerin başına geçerek, bugüne kadar aralıksız bir şekilde çalışmaya devam ettim. 73 yıldan beri de kahvecilik yapıyorum. 1950 yılında askerlik dönemim oldu. Askere gidip geldikten sonra işleri biraz daha büyütmek, geliştirmek adına araştırmalara başladım. Eski dönemlerde kahveler çiğ şekilde satılır, kahveler evlerde kavrularak öğütülürdü. İstanbul gibi büyük yerlerde ise büyük kavurma ve öğütme makineleri vardı. Onlardan alarak ilçeye getirdim. Böylece çiğ kahve yerine direk tüketime hazır kahve satmaya başladım. O dönem için ilçede ilklerden birisiydi. 1947’den bugüne kadar hep Saat Kulesi çevresindeki dükkanlarda yer aldım. En son olarak ise şu andaki dükkana geçtim. Sektörde yaşadığınız sorunlar nelerdi? Şu anda olmasa da eski dönemlerde kahve ithal etmekte sorunlar yaşanıyordu. Kahve, Türkiye ya da civar bölgelerde yetişmediğinden dolayı Brezilya’dan getiriliyordu. Ancak dönem dönem kahve bittiğinden dolayı kahve alamazdık. Ülkedeki az miktardaki kahveler ise Ankara ya da İstanbul gibi büyük şehirlere gönderiliyordu. Bu nedenle İstanbul’a giderek kahveci kahveci gezerek kahveler alır, dükkanda onları satardık. Eskiden kahve ilk içecekti. Nescafe gibi benzer kahveler ülkede yoktu. Sadece yurt dışından gelen tanıdıklar hediye olarak bu içecekleri getirirdi. Günümüzde ise hepsi bol miktarda bulunuyor.

1958 yılındaki gelin alıcı

Canlı Yayın Konuğu İsmail Kalkandeler Canlı Yayın Konuğu İsmail Kalkandeler
Şu anda satışı yaptığınız kahveler hangi ülkeden geliyor? İlk günden bugüne kadar hep Brezilya kahvesi sattık. Çünkü o tada yönelik bir beğeni oluştu ve herkes bu tada alıştı. Özel büyük çuvallarda çekirdek olarak ithal edip, satışa hazır hale getiriyoruz. Eski dönem Mustafakemalpaşa ile şu andaki halini karşılaştırsanız ne söylersiniz? Eskiden nüfus azdı ve herkes Mustafakemalpaşa doğumluydu. Köprüyü kullanarak bir yakadan diğer yakaya geçerken en az 20 kişiyle selamlaşırdık. Şimdi ise bir kişiyi bile tanımıyoruz. Nüfus arttı, dışardan göç alındı. Eski ile yeniyi karşılaştırdığımda, eski çok daha iyiydi diyebilirim. Nüfus azdı. Her şeyin temizi ve doğalı makbuldü. Herkes birbirini tanırdı, birlik ve beraberlik vardı. Mustafakemalpaşa’da esnaf olma noktasında neler söylersiniz? İnsanın doğup büyüdüğü yere hizmet etmesi güzel bir duygu. Yıllardan beri Saat Kulesi bölgesinde kahve, şeker ve çay satışı yapıyoruz. Memnuniyeti sağladığımı düşünüyorum ki hala satışlarımız oldukça iyi.  İşe başladığımda 20 bin civarlarında olan nüfus şu anda 100 bini geçmiş durumda. Kazançlar eski dönemlere göre daha yüksek ancak eski dönem mi şimdi mi diye sorsanız eski yılları tercih ederim. Şöyle geriye dönüp baktığımda çok iyi zamanlarımız olmuş. Çok güzel yıllar yaşadık Mustafakemalpaşa’da. İşten kalan vakitlerinizle arkadaşlarınızla neler yapardınız? 8-9 kişilik bir arkadaş grubumuz vardı ve her Pazar günü bir araya gelirdik. Ancak herkes ütülü kumaş pantolon ve gömleklerini giyer, kravatlarını takardı. Bu bizim için olmazsa olmazdı. Birlikte oturur, sohbet ederdik. Akşama doğru ise şu anda satış yaptığımız dükkanın üzerinde yer alan Aşçı Mahmut’un yerine giderdik. En son ayrıldığımızda ise herkes sevdiği kızın sokağından geçer, evine giderdi. Ancak hiçbir şekilde sululuk ya da benzer durumlar olmaz, her zaman edebimizle hareket ederdik. Hiç unutmadığınız bir anınız var mı? Eski dönemde dediğim gibi herkes birbirini tanırdı. Eşimle birlikte Hacca gittiğimizde onca kalabalık içinde “Hamdi abi, Kuru Kahveci Hamdi Abi” diye 2 çocuk bağıra bağıra orada beni buldu. Mustafakemalpaşa’nın köylerinden iki çocukmuş ve beni de tanıyorlarmış. Orada onlarla sarıldık, Mustafakemalpaşalı olarak sohbet ettik. O an, hiç unutamadığım anılarım arasında. Bundan sonraki süreç için ne düşünüyorsunuz, çalışmaya devam mı? Bu dükkan artık benim için bir eğlence. Çocukların ilçe dışında ve eşimi de geçen ay kaybettik. Bu yüzden günlerimizi dükkanda geçiriyorum. Sağlığım el verdiği sürece işimin başında olmaya devam edeceğim. Eski yılları bize anımsattığınız ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ediyoruz. Ben de Paşada’ya böyle bir yaklaşımı için teşekkür ediyorum. İyi çalışmalar. *** Kuru Kahveci Hamdi Büyükşekerci’den ideal kahve tarifi
  • Öncelikle kaliteli kahve çekirdekleri tercih edilmeli.
  • Kahvenin orta kıvamda kavrulması ve olabildiğince ince çekilmesi gerekiyor. (Ne az ne de fazla.)
  • Hazırlarken 1 fincana tepeleme 1 çay kaşığı kahve ve isteğe bağlı şeker eklenmeli.
  • Kısık ateşte pişirilerek hazırlanmalı.
Editör: Haber Merkezi