Bir Avuç Toprak, Biraz Da Su

Abone Ol

Seramik; toprak, su, hava ve ateşin muhteşem yolculuğu. Eski zamanlardan beri insanoğluyla birlikte çünkü insana çok yakın. “Bir avuç toprak, biraz da suyum ben. Neyimle övüneyim, işte buyum ben’’ diyen Yunus Emre gibi insanoğlunun kendisidir.

Mustafakemalpaşa İsmail Hakkı Şen Pamukçu Halk Eğitim Merkezi Seramik kursu öğretmeni Hayriye Çakıcı ile bu 4 elementin yolculuğunu konuştuk. Merhaba Hayriye Hanım, sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Merhaba Ben Hayriye Çakıcı 24.02.1981 Şanlıurfa Ceylanpınar doğumluyum. Evli ve 1 çocuk annesiyim. Malatya İnönü üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Seramik bölümü mezunuyum.12 yıldır eşimin işinden dolayı Mustafakemalpaşa’da yaşamaktayız. Seramiğe olan ilginiz ne zaman başladı? Seramik eğitimi almaya nasıl karar verdiniz? Seramiğe olan ilgim aslında üniversite tercih döneminde başladı. Üniversite tercihlerimi yaparken Psikoloji ve Arkeoloji bölümleri önceliğimdi ancak Seramik bölümü de ilgimi çekmeye başlamıştı. Toprak, su, hava ve ateşin inanılmaz yolculuğunun bende hissettirdikleri bu bölümü seçmeme neden oldu. Memleketimizde Seramik bölümünü tek okuyan bendim, bu da ayrı bir gurur veriyordu bana. İnsanın kendisiyle gurur duyması çok çok başka, mutluyum, iyi ki çamurcu olmuşum. Toprak, su, hava ve ateşin yolculuğunun sizde hissettirdikleri nedir hocam? Derslerimiz esnasında da sizden sık sık  "Çamura dokunmanın insana iyi geldiğini "duyuyor ve buna kesinlikle katılıyorum. Çamura dokunmak neden iyi gelir bizlere? Toprak, su, hava ve ateşin yolculuğu çocukken kardeşimle evimizin önündeki toprak birikintisiyle oyunlarımızı, yağmur yağdığında oluşan çamurun kokusunu hatırlatıyordu bana. Özlemin ta kendisi yani. “Bir avuç toprak, biraz da suyum ben. Neyimle övüneyim, işte buyum ben’’ diyen Yunus Emre gibi insanoğlunun kendisidir toprak ve su. Çamura dokunmak her yaş grubuna iyi gelir, sakinleştirir, tamamen odaklandırır. Seramik yapılan ortamlar genelde sessizdir çünkü içindeki sessiz çığlıkları hapsedersin çamura. Çamurla uğraşan arkadaşlar asla ben oldum demezler, öğrenmenin sınırı yoktur. Asla başarısız olmazsın çünkü önünde canlı bir element vardır ve bozar yeniden toparlarsın. Hayata dair işaret verir, yolculuğu emek ister. Hakka giden yolda sabrı öğretir. Toprak çamur olur, elde şekil alır, can bulur, yoldaş bulur, bir defa yanar ölmez, ikinci defa yanar kül olmaz sizinle yaşayan bir obje olur. Yapım aşamasında yardımlaşma çok fazladır, eserleri daha güzele ulaştırmak için fikirlerini paylaşırsın, sosyalleşirsin. Güçlü bir bağ kurar çamurcu arkadaşlar birbirleriyle. Şu anda İsmail Hakkı Şenpamukçu halk eğitim merkezinde seramik kursu veriyorsunuz. Kursun içeriği, yaptığınız eserler ve Mustafakemalpaşalı kursiyerlerin ilgisinden de bahseder misiniz? Evet. Mustafakemalpaşa İsmail Hakkı Şenpamukçu halk eğitim merkezi yeni bina 4.kat seramik atölyesinde 57 kursiyer arkadaşımla birlikte seramik yapıyoruz. Bizlere gerekli ortamı sağlayan sayın Zafer Göllü ve idari müdür yardımcılarına sonsuz teşekkürler . Serbest elle şekillendirme yöntemleriyle seramik biçimlendirme kursumuzda, eserlerin tekniğine uygun şekillendirilmesi, kurutma işlemi, rötuşlama, bisküvi pişirim, dekorlama ve sırlı pişirim yapılıyor. Kursiyerlerim yapmak istediği eserleri tasarlıyor birlikte tekniğe uygun şekillendiriyoruz. Genelde sevdikleri için 40 yıl hatırlı kahve fincanları, tabaklar, saksılar, minik heykeller, dekoratif aksesuarlar tercih ediliyor. Her birine ayrı hayranım, sonuçlar çok mutlu edici hepimiz için. Seramik kursunda şu ankinden farklı olarak hangi imkanlara sahip olmak isterdiniz? Farklı olarak bir çömlekçi tornasının olmasını çok isterdim eğer bu imkana sahip olsaydım özellikle okulları dolaşıp her çocuğun, gencin seramikle tanışmasını sağlardım. Yine de ulaşabileceğim çocuk gruplarına elimden geldiğince çamurla tanıştırıyorum. Seramik yolculuğunuzda bundan sonraki planlarınız nelerdir? Seramik yolculuğum inşallah hiç bitmesin. Kendimce belirlediğim bir hedef sayım var. Seramik öğrettiğim el sayısını her geçen gün artırmak istiyorum. Geçtiğimiz yaz uluslararası çalışma örgütünün finanse ettiği “Tarımda Çocuk İşçiliğine Son” projesinde yer aldım ve “Çocuk İşçi Olmasın” seramik sergisini açtık. Mevsimlik işçi olarak çalışan çocuklar çadırlardan alındı ve Ormankadı’daki okulda seramik yaptık. Çocuklar çamura dokunarak başarmanın hazzını, hata yaptıklarında çamuru bozup yeniden başarabileceklerini, kabullenmeyi, yardımlaşmayı, iletişim kurmayı ve sabrı öğrendiler. Hep söylerim adrenalin oluşması için dağa tırmanmaya gerek yok bir kap çamurla çocuklarla etkinlik yapmakta aynı adrenalini sağlıyor bence. İnanılmaz bir deneyimdi. Kendimce ulaşabileceğim çocuklara ulaşmak istiyorum. Bağımlılıkla mücadele kapsamında seramik atölyesi uygulamaları yapmak istiyorum. İnşallah bir gün 6 Şubat Depreminde kaybettiğim kardeşlerimin anısına kendime ait Şeyhmus ve Yılmaz Kardeşler Engelsiz Seramik atölyesi açmak istiyorum Bana ve çamura da yer verdiğiniz ve ilginiz için sonsuz teşekkürler.