Ahmet Beygirci Yeniden Başkan Ahmet Beygirci Yeniden Başkan
İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine ilişkin olarak CHP Parti Meclisi, milletvekilleriyle birlikte bugün saat 10:00'da olağanüstü toplandı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla mazbatası alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da katıldığı toplantı yaklaşık üç saat sürdü. Toplantı sonrası yapılan açıklamada "Boykot yok, seçime gidilme kararı alındı" dendi. İMAMOĞLU: ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ İmamoğlu, toplantının ardından kişisel Twitter hesabında bir paylaşımda bulundu. "Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var" diyen İmamoğlu, "Biz adalete susamış, demokrasiye inancı tam, Türk gençliğiyiz. Ve de asla vazgeçmeyeceğiz" ifadesini kullandı. KILIÇDAROĞLU: BU ÜLKEYE DEMOKRASİYİ GETİRECEĞİZ Toplantı öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Çok güzel şeyler olacak, kimse meraklanmasın, bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz" dedi. YAZILI AÇIKLAMA PAYLAŞILDI CHP PM bildirisi daha sonra yazılı olarak paylaşıldı. İşte o bildiri; "6 Mayıs 2019 ülkemizin demokrasi tarihine kara bir gün olarak geçmiştir. Bu tarih hiç unutulmayacaktır. Hukukun, adaletin, temiz siyaset ve ekonomik istikrarın tek bir kişinin şahsi korku ve hırsına bu şekilde feda edildiği başka bir örnek tarihimizde yoktur. Halkın açık tercih ve talimatını ayaklar altına alan demokrasi düşmanları, sivil darbe sürecinde bir adım daha atmışlar ve bilerek, isteyerek, planlı bir hukuk cinayeti işlemişlerdir. 6 Mayıs darbesinin azmettiricisi, yargısız infazcısı ve şakşakçısı alenen ortadadır. İsimleri bundan böyle sadece lanetle anılacaktır. Demokrasimiz açısından esas acı olan, seçim güvenliğini sağlamakla görevli hakimlerin de bu kirli darbeye iştirak etmesidir. Demokrasinin olmazsa olmazı sayılan Meclis denetimi, bağımsız yargı, tarafsız medya ve sivil toplum katılımı ne yazık ki zaten tarihe karışmıştır. Demokratik meşruiyetin elde kalan son kalesi ve namusu olan sandık, o namusu korumakla görevli olanların eliyle, millet iradesine kast edenlerin emellerine teslim edilmiştir. Ülkemizde tuz artık kokmuştur. Demokrasinin temelini oluşturan "hukukun üstünlüğü", "kuvvetler ayrılığı", "seçme ve seçilme hakkı" bu kararla açıkça ortadan kaldırılmıştır. Ülkemizin rotasını çağdaş uygarlıktan, Ortadoğu'nun başarısız diktatörlükleri düzeyine düşüren bu kararın azmettirici ve sorumluları, elbette tarih huzurunda ve millet vicdanında hak ettikleri sonu bulacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, ülkemize çok partili demokratik yaşamı getiren Cumhuriyet Halk Partisi'nin üyeleri olarak ülkemize dayatılan bu rota değişikliğini reddediyoruz. Ülkemizin 180 yıllık çağdaşlaşma, 73 yıllık demokrasi yürüyüşüne ve kurucu Genel Başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği "çağdaş uygarlığı yakalama ve geçme" hedefine bir kez daha kuvvetle sahip çıkıyoruz. Hem partinin, hem de devletin başına aynı kişiyi oturtan partili cumhurbaşkanlığı sisteminin, iktidar partisi ile devlet arasındaki sınırları yok ettiği kısa sürede görülmüştür. Mülkiye müfettişleri, polisler, savcılar iktidarın seçimi yeniletmeye dönük çalışmalarında sahaya sürülmüş, devlet memurlarına siyasi amaçlar doğrultusunda talimatlar verilmiş, baskılar yapılmıştır. Başa geçen parti ile devlet arasındaki sınırları ortadan kaldıran bu sistem, demokrasimizin önündeki en büyük tehdit olduğunu göstermiştir. Ülkemizde ekonomik sıkıntılar artık taşınamaz hale gelirken, huzursuzluk her geçen gün artarken, içeride ve dışarıda güvenlik riskleri giderek belirginleşirken, buna bir de bizzat ülkeyi yönetenler tarafından yönetimde meşruiyet krizi eklenmiştir. Meşruiyet krizinin aşılabilmesi ve sandığın namusunun bihakkın korunması için Cumhuriyet Halk Partisi'nin Parti Meclisi üyeleri ve Milletvekilleri olarak aşağıdaki adımların atılmasını gerekli görüyoruz: 1- Eğer sandık kurullarında şaibe varsa, 16 Nisan Anayasa Referandumu, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı, Milletvekili Seçimleri ve 31 Mart'ta Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle aynı sandıkta ve aynı zarflarla yapılan ilçe belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği seçimleri de aynı kıstasla yenilenmelidir. 2- Seçim kurullarında bir hata varsa sorumlusu sadece ve sadece YSK'dır. YSK'nın kusuru seçmene yüklenemez, seçmen cezalandırılamaz. YSK üyeleri seçmene karşı işledikleri suç sebebiyle topluca istifa etmelidir. 3- İçişleri ve Adalet Bakanlarının seçim dönemlerinde tarafsızlığını sağlayacak düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır. Biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, seçme ve seçilme hakkının tam güvence altında olmasından yana olduğumuzu, milletimiz ve tarih huzurunda ilan ediyoruz. Gücümüzü milletten alarak demokratik mücadelemizi artan bir azim ve güçlü bir kararlıkla sürdüreceğimizi açıkça taahhüt ediyoruz. Türkiye'nin karşılaştığı bu yol ayrımında demokrasiye inanan, hak, hukuk ve adalet duygusunu içinde taşıyan, siyasi düşüncesi ve parti aidiyeti ne olursa olsun, tüm yurttaşlarımıza elimizi uzatıyoruz. Bu uzatılan elin 23 Haziran'da kuvvetli bir şekilde tutulacağına, demokratik mücadelemize güç katacağına ve 31 Mart'tan çok daha büyük bir zafere ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz." ÖNEMLİ UYARI Öte yandan CHP yönetimi dikkat çeken bir açıklama da yaptı. Açıklamada, "CHP adına medyada açıklama yapma konusunda yetkilendirilmiş parti yöneticileri bellidir'' denilerek şu uyarılarda bulunuldu: 'CHP Genel Merkezi tarafından görevlendirilmeyen kişilerin sözleri sadece kendilerini bağlar. Bu kişiler CHP adına konuşamazlar. Sıfatlarına CHP ibaresi koyamazlar. Bütün parti üyelerimizin medyadan bir teklif geldiğinde CHP Basınla İlişkiler ve Kurumsal İletişim Genel Başkan Yardımcılığımızdan bilgi ve onay almaları medya yönergemiz gereğince zorunludur. Özellikle TV'lerden gelen tekliflere olumlu yanıt vermeden önce bu kurallara uyulması sağlıklı iletişim açısından olmazsa olmazımızdır.' (Kaynak: Bursadabugün)
Editör: Haber Merkezi