Mustafakemalpaşa'da Gün Sisli Başladı Mustafakemalpaşa'da Gün Sisli Başladı
Yapılan açıklamaların büyük bir bölümünde yeni neslin beklentileri ve isteklerinin değişimine vurgu yapılıyor. Sanayide çalışmak cazip görülmediği gibi iş bulamayan çoğu kişi çeşitli fabrika ya da özel sektörde asgari ücret ile çalışıyor. Çelişki ise burada ortaya çıkıyor. Zira işletme sahipleri tarafından yapılan açıklamalarda bir iş yeri sahibinin çok daha fazla kazanabileceği, Türkiye şartlarında çok daha iyi bir şekilde yaşamını sürdürebileceği vurgulanıyor. Aileler istekli değil Görüşmelerdeki bir diğer sonuç ise ailelerin çocuklarını sanayiye göndermeye istekli olmaması. Gerek sanayi çalışma şartları, gerekse lise dönemine kadar çocukların iyi bir eğitim alması adına gösterilen çaba, öğrencilerin sanayiye geçişlerini engelliyor. Bu konuda ustaların değerlendirmeleri ve yıllardan beri sektör gözlemleri ise şöyle; Mehmet Şen (Oto boyacısı – 55 yaşında – 40 yıldır çalışıyor.) Eğitim sistemi çırak yetiştirmesini engelliyor. Son 15 yıldan beri çırak olarak gelip çalışan kimse yok. Gelen 1-2 çırak da maksimum 2 gün çalışıp gitti. İşi benimseyip, öğrenmeye çalışmıyorlar. Ben 9 sene boyunca ustamın yanında çalıştım. Mesleği bu şekilde öğrendim. Çıraklık okulunda oto boya ile ilgili bölüm var ancak kimse ilgi göstermiyor. Metin Serd (Oto lastik tamircisi – 41 yaşında – 22 yıldır çalışıyor.) Lise eğitiminin mecburi tutulması ile birlikte liseyi bitiren bir öğrenci, sanayiye gelerek çalışmak istemiyor. Aileler için çocuklar artık çok kıymetli. Eğitimin yanı ıra ailelerin tutumu da bu konuda etken.  Gençler kolay para kaznamak istiyor. İşi öğrenmek, zorluk çekmek onlar için şu anda tercih edilebilir bir durum değil. Ben 2 yıl boyunca usta yanında çalışarak bu mesleği öğrendim ve şimdi bu meslekten ekmeğimi kazanıyorum. Atilla Buz (oto elektrik ustası – 36 yaşında – 23 yıldır çalışıyor.) Artık çoğu aile çocuğunu sanayiye göndermek istemiyor. Eski dönemlere göre çocuklar sanayiden çok uzak bir durumda. Çocukların bu alanda yer alması adına kooperatif, oda ya da diğer kurum ve kuruluşlar öncülüğünde yeni programların hazırlanması gerekiyor. Sigorta gibi pek çok problem de böylece ortadan kalkarak hem mevcut iş yerlerine çalışan desteği sağlanabilir hem de mevcut mesleklerin devamı için yeni nesil iş öğrenebilir. Tamer Demir (Oto elektrik ustası – 42 yaşında – 25 yıldır çalışıyor.) Eğitim bu konuda çırak olarak çalışılmasına engel teşkil ediyor. sanayideki ortamın da iyi olmaması, çırak yetişmeme noktasında diğer bir zorlayıcı durum. Yeni nesil, esnek çalışma saatleri yerine giriş ve çıkış saatinin belirgin olduğu işlere yöneliyor. Ama şu anda sanayideki şartlar buna uygun değil ve caydırıcı. Çıkış saati belli olmayan bir çalışan düzenli bir sosyal hayata sahip olmadığı gibi mutsuz oluyor, verim sağlayamıyor. Bu konuda kendi  elektrik dükkanımda çalışma saatlerimizi belirledik. Bu sisteme geçtiğimiz günden itibaren çalışanların daha mutlu olduğunu ve daha verimli çalıştığını net olarak gözlemledim. Ancak bu sadece bir işletme ile sınırlı kalırsa başarılı olmaz. bu konuda yetkili olan kurum ve kuruluşlar öncülüğünde çalışmalar yapılmalı. Erdem Korkmaz (Mobilyacı – 45 yaşında – 32 yıldır çalışıyor.) Ben ilkokul bitince sanayiye başladım ve bana işi babam bulmadı. Kendim iş aradım. Önce sanayiyi bulmam gerekiyordu. Sanayiyi bulana kadar 3 yerde oturup ağladım. Sonra ilk ustam Lütfü Dobruca’nın yanında işe başladım. Ben işe başlarken kaç para alacağım, saat kaçta işten çıkacağım diye konuşmadım. Şimdi gelenler ise ilk bunları soruyor. Burası ilk başlayan için meslek öğrenme yeridir. Ailelerin bunu benimsemesi gerekiyor. Evet, her çocuk ailesi için kıymetlidir ama hayatı öğreten yer sanayi sitesidir. 4+4+4 eğitim sistemi nedeniyle çırak sıkıntısı mevcut. Alttan yetişen eleman yok. Lise düzeyinde gelende de maalesef işi benimsemiyor. Size bir örnek vereyim. Biz ustamız dükkana girdiğinde iş olmasa bile o dükkanda iken oturmaz, ayakta beklerdik. Ama şimdi bir çalışana hadi şu işi yap dediğimizde “Yaparız yaaa” diyor. Yetişme tarzı değişti ve bu sanayi için büyük tehlike.  
Editör: Haber Merkezi