Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından, 31 Mart’ta yapılan Mahalli İdareler Genel Seçiminin resmî sonuçları, henüz açıklanmamış olsa da bir yandan mazbatalar sahiplerini bulmaya başladı. Yer yer seçim sonuçlarına yapılan itirazlar, pek sonucu değiştirmeyecek gibi görünüyor. Seçim de kadınlarımızın gösterdiği başarı, ulusal basında olduğu kadar, dış basında da hak ettiği yeri aldı.

Önce Aşkına, Sonra Sevdasına Koştu Önce Aşkına, Sonra Sevdasına Koştu

 Kadınlarımızın, kendilerine, belediye seçimlerinde, seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 94. Yıldönümünde göstermiş oldukları bu başarı, hiç şüphesiz, ayrı bir anlam taşıyor. Şimdi 94 yıl geriye giderek, bu hakların nasıl ve ne zaman verildiğine biraz yakından bakalım.

Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı 3 Nisan 1930’da belediye kanunun kabul edilmesiyle tanındı. Kadınlar kendilerine verilen bu siyasi hakkı, ilk olarak 1930’da yapılan seçimde kullandılar. İlk kez 7 kadın, belediye meclislerine girme başarısını gösterdiler. Bu seçimde Artvin İli, Yusufeli ilçesine bağlı Kılıçkaya beldesi belediye başkanlığına seçilen Sadiye Hanım, “İlk kadın belde belediye başkanı” olarak siyasi tarihimize adını yazdırmış oldu.

3 Eylül 1950 yerel seçimi sonunda, 27 üyeli Mersin Belediye Meclisine seçilmiş olan Müfide İlhan ise, ilk il kadın belediye başkanı olarak, tarihe geçen isim oldu. Bugün, çok daha fazla sayıda kadının belediye başkanı olarak seçilmiş olsa da bu sayının, gelecekte yapılacak olan yerel seçimlerde daha da artacağına inanıyorum.

3 Nisan 2024’te, kadınlarımız kendilerine verilen bu hakkın 94. Yıldönümünde bize, bu sözü verdiler. İstanbul Bakırköy Belediye Başkanı seçilen Dr. Ayşegül Ovalıoğlu –seçilen tüm kadın başkanların ortak sesi olarak- basına yaptığı açıklamada şöyle diyordu:

“2024 yerel seçimlerinde 11 ilde kadınlar kazandı; ama oransal olarak baktığımızda, %13.5 çok düşük. Hayatın her alanında olduğu gibi, siyasi hakların kullanımında da eşitlik için çalışmaya devam edeceğiz. 94 yıl önce, bu yasa ile Türk kadınına bu hakkı veren, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, tüm kurucu iradeyi minnetle anıyorum.”

İş hayatında, eşit işe eşit ücret mücadelesini veren kadının, siyasi alanda da eşitlik mücadelesi vermesi gerekir. Kendilerine siyasi partiler kanunu ile tanınan “kadın kotası” uygulaması da artık günümüzde geçerli olmamalı. Çağımızın kadını, yeteneğiyle, kültür ve bilgi birikimiyle bir yerlere hak ederek gelmelidir. Kotayla, bir erkeğin onayıyla değil, savaşarak ve hak ederek gelmelidir.

Sonuç olarak, hangi partiden seçilmiş olursa olsun, seçilen tüm kadın belediye başkanlarımıza üstlendikleri bu yeni görevlerinde başarılar diliyorum.

Editör: Haber Merkezi