Profesyonel "Site ve Apartman Yöneticiliği" Mustafakemalpaşa’da Profesyonel "Site ve Apartman Yöneticiliği" Mustafakemalpaşa’da
Merhaba İsmail Bey, sizi tanıyabilir miyiz? 7 Mayıs 1965 Mustafakemalpaşa doğumluyum. 5 kardeşiz. Ortaokul mezunuyum. Evliyim. 21 yaşında ve 17 yaşında 2 çocuğum var. Dededen toruna bir çerezcilik hikayesine sahipsiniz. Bu hikayeyi paylaşabilir misiniz? Dedelerimiz Balkan Savaşları ile birlikte 1890 yılında Türkiye’ye göç etmiş. O dönemde leblebi ve kuru yemiş üzerine bilgisi olduğundan dolayı en büyük dedemiz Hüseyin Terakye seyyar olarak bu işi yapmaya başlamış. Babam Cemalettin Terakye de (Şu andaki saat meydanı bölgesinde) seyyar olarak bu işi devam ettirdi. Seyyar satıcı olarak panayırlar gibi çeşitli yerlerde satış yapıyordu. Sonrasında ise babamız 1968 yılında Bursa Caddesi’nde dükkan açarak belli bir merkezden satışa devam etti. Bizim de mesleğe başlamamız babamızın yanında çalışarak oldu. Ona yardım ediyorduk. İşi öğrendikçe işe daha fazla katkımız olmaya başladı. Bölgede ıhlamur ve kabak çekirdeği toplar ve satardık. İzmir gibi bölgelere giderek zorlu şartlara rağmen iyi satışlar yaptık. O dönemde kahve kavurma makinesi ve değirmen alarak dükkanımızda kahve satışına da başlamıştık. 1992 yılı itibariyle ilk paketleme çalışmalarına başladık. O dönemde her şey açık satıldığından dolayı pakete geçiş kolay olmadı. Belli bir alışkanlık vardı ve bu alışkanlığın değişmesi adına zaman gerekiyordu. Ancak kısa süre içerisinde paket çerezler sevilmeye başlandı. Paketlediğimiz çerezleri nasıl satabiliriz diye araştırırken, kendi ağımızı da kurmanın ilk adımlarını atmaya başladık. Bakkalları dolaşarak daha fazla bakkalda yer aldık. Ürünler de sevilince kısa süre içerisinde satışlar yükselmeye başladı. Ay çekirdeği gibi sınırlı ürünlerle başladığımız çerez paketlemede, ürün çeşitlerimizi arttırdık. 1997 ve 1998 yıllarında ay çekirdeği ile birlikte fıstık paketlemesine geçiş yaptık. Talep gördükçe hem satışlar hem de dağıtım ağındaki noktalar arttı. Böylece yıllar içerisinde paket çerez çeşitlerimiz arttı ve bugünlere kadar dedelerimizden miras kalan mesleği kardeşim Mutlu Terakye ile birlikte sürdürmeyi başardık. Satış dükkanından şu andaki merkeze geçiş nasıl oldu? Perakende satışın çok fazla zorluğu vardı. Bayramda, tatillerde çalışmak gerekiyordu. Baktık ki bizim için çok önemli olan zaman açısından kaybımız var zamanı doğru değerlendirmek adına farklı bir planlama yaptık.  O dönemlerde iş takibi yapmak zordu. Bu nedenle 40 yılın ardından babamızın açtığı dükkanı kapatmak durumunda kaldık. 2001 yılında Mezbaha Caddesi’nde bir üretim yeri açtık ve paketleme - satışa buradan devam ettik. Yaklaşık 15 yıl boyunca bu yerde çalışmalarımızı sürdürdük. Ancak iş hacmi artınca yer yetersiz kalmaya başladı ve bu nedenle 2016 itibariyle şu andaki yerimize geçiş yaparak 1650 m² alana sahip yeni merkezde çalışmalarımıza devam ettik. şu anda 1000’e yakın satış noktamız var. Ana satış bölgemiz Güney Marmara. İyi bir dağıtım ağımız oluştu. Merkezde 15 çalışanımız ve 5 aracımız dağıtım aracımız var. Çakır Çerez e ticarette de Türkiye’de adını duyurmayı başardı. E ticarete ne zaman giriş yaptınız? Süreç nasıl ilerliyor? Ticaret çok hızlı değişiyor. 20 yıl önceki şartlarla şu andaki şartlar aynı değil. Bu değişime ayak uyduran işletmeler ayakta kalıyor. Biz de e ticarete 3 yıl önce giriş yaptık. E ticaret şu anda satışlarımızın yüzde 25’ini kapsıyor. Üstelik bu oranı son 1 yılda yakaladık. E ticarete girerken hedefimiz 10 yılda, şu anda olduğumuz noktalara gelmekti. Ancak hedeflerimizi 3. yılda yakalamayı başardık. E ticarette örnek aldığımız ve ilerlememizi sağlayan kişi Mehmet Çalışkan. Onun bu konuda sağladığı desteklerle birlikte çalışmalarımız daha da kolaylaştı. % 25’e yükselişte pandeminin etkisi oldu diyebilir miyiz? Pandeminin kuşkusuz etkisi oldu. Ancak sektör olarak da iyi bir büyüme yakalandı. E ticarette attığımız doğru adımlar, Çakır Çerez’in Türkiye’nin dört bir yanında satmasını sağladı. Paket çerez satışının yanı sıra kişisel paketleme de yapıyoruz. Kına ve düğünler için Türkiye genelinde yaptığımız araştırmalarda ciddi bir pazar payı olduğunu gördük. Kişiselleştirilebilir ürün seçeneği ile birlikte bu alanda da iyi bir ivme yakaladık. Bunun dışında özellikle çiğ kuruyemişlere yönelik çok fazla ilgi var. Şu anda Çakır Çerez’in web adresinin yanı sıra Türkiye’deki en büyük pazar yerlerinde satış yapıyoruz. İnsanlar artık aldığı ürünleri detaylı inceliyor. Kaliteli ve uygun fiyatları tercih ediyor. Biz de imalatçı firma olmamız sayesinde uygun fiyatlarla kaliteli ürünleri sunuyoruz. Tüm bunlar Çakır Çerez’in tercih edilmesinde önemli birer etken. Sektör büyümesi derken değinilmesi gereken bir detay var. Mustafakemalpaşa’da dahi çok sayıda çerez satış yerleir açılmaya başladı. Sizce bunun nedeni ne? Mustafakemalpaşa’da değil Türkiye’de genel bir artış söz konusu. Sadece Mustafakemalpaşa’da 50’ye yakın nokta var. Ancak tüketicilerin bu noktada dikkat etmesi gerekiyor. Bizim işletmemizde 2 farklı firma tarafından ilaçlama çalışmaları yapılıyor. Düzenli denetimlerimiz var. En küçük şikayette dahi gerekli incelemeler yapılıyor. Pandemiye ve açıkta ürün satışının yapılması yasak olmasına ve rağmen ne yazık ki açıkta ürün satışı yapılıyor. Satılan ürünlerin üretim ve tüketim tarihlerini takip edebilmek mümkün değil. Herkesin elinin değdiği bir yerde tüketimde daha seçici olunması gerekli. Hiç unutmadığınız bir anınız var mı? Hayatımda para kazanmak yerine başarılı olmak her zaman kıymetliydi benim için. Mesleğe başladıktan sonra yaptığımız bir paket satış dahi beni mutlu ediyordu. Karacabey’deki Hamidiye Köyü’ne satış için gitmiştik. Yolunu dahi bilmediğimiz bu yere gidene kadar güzergahta hiç satış yapamadık. Yolda bir arkadaşa uğramış ve 1 paket çerez bırakmıştık. Sonradan o bir paket çerezin satıldığını öğrenmiştim. O dönem çok mutlu olmuştum. Şu anda o arkadaşımız en çok satış yapan noktalarımızdan birisi. Hiçbir şey kolay değil. Bir ürünü tanıtmak, kabul ettirmek ve tercih edilir olmak oldukça zor. Trendi takip ederek değişimlere ayak uydurmaya çalıştık. Zaman içerisinde ekibimize katılan isimler oldu. Stant çalışması gibi pazarlama için önemli detayları öğrendik ve ürünü nasıl satabiliriz konusunda kendimizi geliştirdik. Neden çakır? İsmin bir hikayesi var mı? Babamın dönemine kadar aslında isim TADAL’dı. Abime çakır derlerdi. O dönemde çakır çekirdek de çok tutulunca, bu isimde markalaşma kararı aldık ve Çakır ismini tercih ettik. 2000’li yıllar itibariyle bu ismi kullanmaya başladık. Sonra marka ve isim tescilleriyle birlikte Çakır markasıyla Türkiye’nin dört bir yanına satış yapmaya başladık. Dedelerden kalan mirası, çocuklarınız devralacak mı? E ticaret aslında tam olarak onların dönemi ve işi. Şu anda çocuklarımız eğitim hayatlarına devam ediyor. Muhtemelen işe devam edecekler. Onların bu mirası devralması tabi ki hem Mutlu’yu hem de beni memnun eder. Ancak Türkiye’de okumayanlar müteşebbislik yapıyor. Okuyanlar ise onun yanında çalışıyor. Aslında okuyan, işin eğitimini alan kişilerin müteşebbislik yapması gerekiyor. Bu yüzden çocuklarımız için şu anda öncelik eğitim. Hayatınızdaki dönüm noktası ne? 1992 yılında paketleme işine başlamamız bence dönüm noktası oldu. O işe başlamasaydık ya da başarılı olamasaydık, şu anda çok farklı yerlerde ve durumda olabilirdik. Aldığımız ilk makinede elle dolum yapılırdı. Özel ölçü kaplarında paketlere çerezleri koyar sonra kapatırdık. Çalışmadığınız zamanlarda neler yapıyorsunuz? Vaktimi çoğunlukla aileme ayırıyorum. Bunun dışında sabah ve akşam düzenli spor yapıyorum. Ayrıca futbola ilgiliyim. Pandemi öncesinde Fenerbahçe maçlarını izlemeye giderdik. ancak şu anda televizyondan takip ediyorum. Son olarak Çakır Çerez’in hedefleri ne? Şu anda trend e ticaret. 50’i aşkın çerez çeşidimiz var. E ticarette ürün çeşitliliğini daha da arttırarak satışlarımızı, ciromuzu yükseltmek istiyoruz. Bununla birlikte Güney Marmara’daki dağıtım ağında da satışlarımıza devam edeceğiz. İsmail Bey paylaşımlarınız için çok teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılıyor diliyoruz. Ben de Paşada’ya bana ve Çakır markasına yer ayırdığı için teşekkür ediyorum.  
Editör: Haber Merkezi