“Kırmızı buğday ayrılmıyor sezinden  

Mevlâ’m versin güzellerin gencinden  

Kim ayrılmış ben ayrılam eşimden”

Yörü yörü dilber salma saçın sürünsün

Açıver cepkeni, elmas gerdan görünsün.”

Anonim türkü / Yöre: Manisa / Solist: Yücel Kaydı

Abisinin Anısını Yaptığı Parkta Yaşatıyor Abisinin Anısını Yaptığı Parkta Yaşatıyor

Berberliğini bir yana bırakıp, sadece, müzik alanındaki meslekî özelliklerini şöyle bir sıralayalım: THM sanatçısı, İ.H.Ş. Halk Eğitim Merkezi ve Sosyal Dayanışma Merkezi (SODAM) usta öğreticisi, koro şefi, besteci, ut ve cümbüş başta olmak üzere, pek çok müzik aletini yetkinlikle çalabilen bir insan… On parmağında on marifet diyorlar ya, işte tam da öyle bir insan duruyor karşımızda. Adı: Yücel Kaydı (65)

O, her şeyden önce, hayatını tümüyle müziğe adamış bir insandı. İlçemizin yetiştirdiği iki değerli insanın; TRT’den emekli saz sanatçısı Ruhi Günal ile İlköğretim Müdürü Cemalettin Tunaboylu’nun rahle-i tedrisinden geçmişti. Bu kadarı bile ona yetmişti. Meslek lisesi mezunuydu ve tüm eğitimi, bundan ibaretti. Ne üniversite gördü ne konservatuvar eğitimi aldı. Zaten öyle bir akademik eğitim alma şansı olsaydı, bu yeteneğiyle, şimdi çok farklı yerlerde olurdu.

 Akademik bir unvanı yoktu. Fakat bir akademisyen kadar, “Türk Musiki Tarihi” üzerine bilgi sahibi olan ve geçmiş yıllarda, bu konuda, ilçemizde açılan ilk özel radyo olan Paşa FM’de programlar hazırlayıp sunan Yücel Kaydı, tam anlamıyla, bir otodidakttı. Kendi kendini eğiten/yetiştiren bu müzik insanı; TRT’de, adına tanıtım programı hazırlanan ilk ve tek kişi olma özelliği ile de Mustafakemalpaşa’nın gurur kaynaklarından biri olmuştur. 

180760967 3964856646933876 130319974829185631 N 

Müziğe karşı olan bu tutkusu, Anadolu kültürüne olan bağlılığı, ödün vermez sanatçı kişiliği ve örnek insanî duruşu ile herkesin takdir ettiği, sevdiği ve saygı duyduğu, bir insan… İlçemizin yetiştirdiği, kendi alanında, en çalışkan en üretken insanlardan biri… Paraya pula değer vermeyen, kendiyle barışık, herkesle dost, şakacı, nüktedan, konuşmayı çok seven; ama asla boş konuşmayan, sözü sohbeti dinlenir bir insan…

Farklı kurumlar adına, değişik yaş grubundaki insanlarla, sürekli korolar hazırlıyor ve yönetiyordu.  Kendisini çok seven, saygı duyan ve her çağırdığında çalışmalara seve seve katılan bir ekibi vardı. O, koronun karşısına geçip, öylesine el kol sallayan bir koro şefi değildi. Detone olan bir sesi, sazlarda yanlış basılan bir notayı hemen fark edebilen bir müzik kulağına sahipti.

Geniş müzik bilgisiyle, TSM, THM ve Tasavvuf Müziği gibi üç farklı alanda koro hazırlıyor ve yönetiyordu. Onu, bir gün, Engelsiz Yaşam Merkezi’ndeki çocuklarla,    müzik dersi yaparken izlemiştim. O çocuklara yaklaşımını, onlarla kurduğu sıcacık bağı, onların düzeyine inebilmekte gösterdiği başarıyı yakından görünce, onun sadece iyi bir müzik adamı değil, ondan da öte, çok iyi bir öğretmen olduğuna içtenlikle inandım.

 *     *     *

Hayat böyle normal akışında seyredip giderken; bir gün hiç beklenmedik bir şey oldu. Tarih: 24 Eylül 2023’ü gösteriyordu. O gün, Yücel’in yalnız kaldığı kendi evinde, bir önceki gece, kalp krizi geçirdiğini ve Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını duyduk. Bilinci kapalı, konuşma ve hareket yetisini yitirmiş olduğu söyleniyordu.

Hastanede 21 gün kaldı. Sağ yanını kullanamıyor, yürüyemiyor ve konuşamıyor olsa da; bilincinin açık olması hepimiz için bir umut oldu. Tehlikeyi büyük oranda atlatmıştı. İyileşip, yeniden sağlıklı bir şekilde aramıza dönmesi, zaman alacak belki ama her şey iyi olacak diye ümit ediyoruz.

14 Ekim’de Bursa’ya nakledildi. Gerekli muayene ve tetkikler yapıldıktan bir süre sonra, eve çıkarıldı.  Fizik tedavi ve diğer kontroller için zaman zaman hastaneye alınıyor olsa da, o artık kızı İrem’in evinde kalıyor. Sevenlerinden üst üste güzel haberler alıyoruz.

Henüz açık şekilde konuşamıyor; fakat yardımla, birkaç adım atabiliyor. Sol yanını kullanabildiği için kendi yemeğini kendisi yiyebiliyor. Kendisini, dualarımızı eksik etmeden, bir süre daha özlemeye devam edeceğiz. Sahneler tozlanacak, sazların akortları bozulacak, telleri paslanacak belki; ama bir gün her şey yerli yerine oturacak. Buna inanıyorum. Bir kez daha Sevgili Yücel kardeşimize ve tüm sevenlerine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum…  Selam, sevgi ve saygılarımla…  

NOT:

 “Kırmızı Buğday” adlı türküyü Yücel, 12 yıl önce, Bursa / Olay TV’de okudu. Serkan Kırışman gitarıyla, İbrahim Aydın bağlamasıyla kendisine eşlik ettiler. Bu fotoğraf,  o gün çekildi.

Ghfghf

Videoyu, YouTube’tan izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=iDp-WZ_Qc1A

Editör: Haber Merkezi