Bursa'da
Fil suresinin anlattığı ve bir çok dini hikayeye konu olan yardıma muhtaç bir
ebabil kuşu bulundu. Olay Bursa'da meydana geldi. Bir vatandaş evinden işe gitmek için çıktığı esnada kapısının önünde yaralı bir olduğunu fark etti. Hemen kuşu yerden aldı, Evine götürdü. Ayaklarının tuhaf olduğunu gördüğünde ise oldukça şaşırdı. Daha sonra yaptığı araştırmada ise elinde olan kuşun Fil suresinin anlattığı ve bir çok dini hikayeye konu olan Ebabil kuşu olduğunu öğrendi. Hemen kuşu temizledi ve şırınga ile su verdi. Daha sonra da doğaya bıraktı.
Ebabil kuşunun özelliği nedir?
Ebabil kuşları uyumak için de yere inmiyor ve uyku ihtiyacını da gökyüzünde gerçekleştiriyor. Tüm ömrünü uçarak geçiriyor ve yalnızca üremek için yere iniyor. Bumeranga benzer kanatları kısa ve çatallı bir kuyruk yapısına sahiptirler ana rengi kahverengi olarak bilinen Ebabil gökyüzünde siyah renge bürünmektedir. Uçarken kanatlarını asla kapatmazlar yuvaları çatıların uzak noktasındadır ve çok hızlı hareket ederler. Ebabil kuşu tüm canlılardan kaçmaya çalışır ve bunun için hızlı ve çevik bir vücut yapısına sahiptir. Bu türün 20-25 yıl yaşandığı söylenmektedir ve yapılan araştırmalar da bu doğrultudadır.
Ebabil kuşunun Kur-an'da karşılığı ve Fil suresi
Habeşistan Krallığı'nın Yemen valisi olan Ebrehe, milâdî 570 yıllarında San'a şehrinde, 'Kulleys' adı verilen muhteşem bir kilise yaptırmıştı. Maksadı, Kâbe ziyaretine rağbet gösteren Arapların ziyaretlerini oraya çevirmekti. Bu duruma tepki gösteren bir adam da, gecenin birinde Kulleys'e girip içine pislemişti. Bu hakarete çok öfkelenen ve koyu bir hıristiyan olan Ebrehe, gidip Kâbe'yi yıkmaya karar verdi. Topladığı onbinlerce asker (altmış bin olduğu söylenir), Mahmud adlı büyük bir fil ve daha başka fillerle Mekke'ye doğru yola çıktı. Önüne çıkan bazı kuvvetleri de mağlup ederek ilerledi. Taif şehrine gelince askerlerin bir kısmını Mekke'ye gönderdi. Onlar da Peygamber s.a.v.'in dedesi ve Kureyş'in reisi Abdülmuttalib'in ikiyüzü aşkın devesiyle ahalinin hayvanlarını sürüp götürdüler. Bu olayın peşinden Abdülmuttalib, gidip Ebrehe'yle görüştü, develerinin geri verilmesini istedi. Ebrehe dedi ki:"Benden develerin istiyorsun da, Kâbe'den hiç söz etmiyorsun. Halbuki ben onu yıkmaya geldim. Ben develerin sahibiyim. Kâbenin de onu koruyacak sahibi vardır! Bu görüşme sonunda develer geri verildi. Mekke halkı bu güçlü orduyla savaşamayacağı için, anlaşma gereği dağlara çekilip neticeyi beklemeye başladı. Ebrehe ordusu büyük fili önden sürerek Mekke sınırına dayandı. Kâbe'yi halatla bağlayıp fillerle çekerek yıkmak istiyorlardı. Bu sırada Ebrehe'nin yol kılavuzlarından Nüfeyl b. Habib, koca filin kulağından tutarak şöyle bir şey söyledi, sonra da koşarak dağa çıktı: Ey Mahmud çök! Sakın ileri gitme, sağ salim geriye dön!
Mekke'ye girişte büyük fil direndi, zorlanınca yere yattı. Onu bir türlü Kâbe cihetine yürütemediler. O anda sürü halinde ebabil kuşları ortaya çıktı. Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut gibi birer taş vardı. Bu taşları ordu üzerine mermi gibi boşalttılar. Kime rastlarsa delip geçiyordu. Askerlerin çoğu öldü; 'Fil Ordusu' dağılarak Yemen'e döndü. Ebrehe de dönüşte öldü. Kâbe ise olduğu gibi kaldı. Kur'an'da Fil Suresi bu olayı anlatır.
Kaynak: Bursadabugün
Editör: Haber Merkezi