Ben bu müdürü alkışlarım Ben bu müdürü alkışlarım
İnanın bazen gençlik yıllarımı aramıyor da değilim hani. O yıllarda; kardeşlik, dostluk, arkadaşlık ve en güzeli de birlik ve beraberlik vardı. Şimdiki Şehitliğin bulunduğu yerde Lalaşahin Parkı, Bayır Parkı ve şimdiki Öğretmenevi bahçesindeki parklar ailelerin gidip dinlendiği, sohbet ettikleri yerlerdi. Ki, bu parklarda haftanın bir günü de eğlenceler düzenlenirdi. Eğlence dediğim o yıllarda çok sevilen Kırmızı Güller, Orkestralarımız ve bazen de Bursa ve Susurluk’tan gelen saz ve benzeri ekipler bu gecelerde Mustafakemalpaşalılara zevkli, eğlenceli dakikalar yaşatırlardı. 2 sinemamız vardı o yıllarda. Biri Mezbaha yolu üzerinde olan Atlas, diğeri de yıkılan, belediyemizin yanındaki Belde Şan Sineması’ydı. Bu iki sinemamıza 1974 yılında Hallaçoğlu Sineması gösterime geçti. Bu üç sinema tarihe geçtikleri gibi iki sinemamızın sahiplerini de rahmetle anmış olalım. Kadriye Bozantepe ve Alaattin Çokan’ı. Rahmetli Kadriye Abla ile arada sırada oturur, çaylarımızı yudumlarken de geleceğimiz ve geçmişimizden bahsederdik. Bir pazar günü Kovboy filmi izlemek için Atlas Sineması’na gittim. Bilet aldım ve Kadriye Ablam “Saatçi gel iki lakırdı yapalım” dedi. Bir şapkalı adam dikkatini çekmiş Kadriye ablamın. Adam tam 6 kez aynı filmi seyretmiş ve 7’ncisi için bilet alırken dayanamamış ve o şapkalı adama sormuş; ‘’Bıkmadın mı bu filmi izlemeye?’’ Aldığı cevap ise, ‘’Kadriye kızım. Filmin sonlarında bir bayan tam üzerindekilerini çıkarırken önünden tren geçti. Merak bu ya, belki dedim, tren geç kalır da o bayanı soyunmuş halini görür umuduyla filmi 7’nci kez izlemek için geldim.’’ Hadi iyi seyirler. Bu bilet de benden olsun diyerek adamı salona gönderdim treni son bir kez görsün diye. Çıkışta görmüş olsaydım soracağım soru ‘’Tren yine o bayan soyunurken geçti mi?’’… *** T A T İ L Facebook’ta bir paylaşım dikkatimi çekti. BU YAZ TATİLE GİDECEĞİMİZ YERLERİN LİSTESİ Las Mutvakos Los Teraso Santa Bahçe Porto Tuvaleto Dela Salona Costo Antre Döö Koltuka *** Bende Yanıldım Büyük bir hastanenin iki pratisyen doktoru, yemekten sonra yürüyüşe çıktıklarında önlerinde paytak paytak yürüyen yaşlı bir adam ile ilgili aralarında yorum yaparlar. Biri adamın kalça fıtığı, diğeri bel fıtığı var der ve aralarında anlaşamayınca gel adama soralım derler. Yaşlı adamın yanına giderler. Amca, ikimizde doktoruz. Sana bir şey soracağız! Adam buyurun der. Doktor sorar; Paytak, paytak yürüyorsun. Sende bel fıtığı mı yoksa kalça fıtığı mı var? Evladım. İkinizde yanıldınız ve ben de yanıldım. Doktor; Anlamadım biz yanıldık tamam da sen nasıl yanıldın. Adam biraz mahcup, Ben de yelleneceğimi sandım ama yelleneceğim derken donları doldurmuşum…

Editör: Haber Merkezi