MUSTAFAKEMALPAŞA

Lala Şahin Paşa Anıldı

Lala Şahin Paşa Çirmen Muharebesi'nin 653. yıl dönümünde Lala Şahin Paşa Türbesi'nde yapılan program ile ilk kez anıldı.

Abone Ol

26 Eylül 1371 tarihinde gerçekleşen Çirmen Muharebesi'nin 653. yıl dönümü  PAŞADER (Bursa Mustafakemalpaşalılar Eğitim-Kültür ve Yardımlaşma Derneği)ile Lala Şahin Mahalle Muhtarlığı'nın ortak düzenlediği program saat 12.30 da Lala Şahin Paşa Türbesi'nde gerçekleştirildi.

Programa geçmiş dönem belediye başkanı Sadi Kurtulan, PAŞADER başkanı Murat Tunçel,Lalaşahin Muhtarı Vedat Altıntaş, Lala Şahin Paşa'nı torunu Mehmed Safiyüddin Erhan, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Programdaki açılış konuşmasını yapan PAŞADER başkanı Murat Tunçel ''

Bugün, tarihimizin en şanlı zaferlerinden biri olan *Çirmen Zaferi’nin* yıldönümünde, Osmanlı’nın ilk paşası ve beylerbeyi olan, kahraman *Lala Şahin Paşa* ve onun komutasındaki 800 yiğit akıncıyı anmak için buradayız. 26 Eylül 1371’de, Lala Şahin Paşa önderliğinde sadece 800 akıncı ile Sırp ordusunun 70 bin kişilik devasa gücüne karşı kazanılan bu zafer, Osmanlı’nın Balkanlar’daki ilerleyişini sağlamış, Avrupa’nın kapılarını aralamıştır.

1. Murat’ın lalası olarak Lala Şahin Paşa, Osmanlı’nın askeri yapısının gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Akıncı birliklerinin kurucusu ve Osmanlı’nın Yeniçeri Ocağı’nın ilk fikir babası olarak bilinen Lala Şahin Paşa, ordunun gücünü ve disiplinini sağlamlaştırmış, Osmanlı’nın genişlemesinde stratejik bir rol üstlenmiştir. Aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin ilk Beylerbeyi olarak büyük bir sorumluluk taşımış, bu unvanı ile Osmanlı’nın idari ve askeri düzeninin temellerini atmıştır.

Edirne’nin Osmanlı topraklarına katılmasında da büyük bir rol oynayan Lala Şahin Paşa, bu şehrin fethini gerçekleştirerek Osmanlı’nın Avrupa’ya doğru ilerleyişini hızlandırmıştır. Yahya Kemal’in dediği gibi:  
"Bin atlı, dev gibi bir orduyu yendik."
Çirmen Zaferi, tam da bu sözlerin yansımasıdır. Bu zaferle Osmanlı, Balkanlar’da kalıcı bir güç haline gelmiş, Avrupa’daki varlığını sağlamlaştırmıştır.

Bugün burada ilkini düzenlediğimiz bu anma töreniyle, Lala Şahin Paşa’yı ve kahraman akıncılarımızı saygıyla anıyoruz. Bu etkinliği her yıl daha da zenginleştirerek, çeşitli faaliyetlerle devam ettirmeyi ve kahramanlarımızın anısını yaşatmayı hedefliyoruz.

Katılımlarınızdan dolayı herkese teşekkür eder, kahramanlarımızın ruhu önünde saygıyla eğiliriz'' ifadelerini kullandı.

Lala Şahin Paşa'nın  Mehmed Safiyüddin Erhan yaptığı konuşmada, Lala Şahin Paşa tarafından ölmeden önce kurulan vakfın tekrar ayağa kaldırılmasının önemine vurgu yaparken, devletleri yönetenlerin padişah olmasına rağmen, arka planda devlet adamlarının önemini belirtti.

Hazireler Dereye Atıldı

Geçmiş dönem belediye başkanı Sadi Kurtulan özel bir yer olarak adlandırdığı Lala Şahin Paşa Türbe alanında bulunan hazirelerinin bulunduğu yerden sökülerek dereye atıldığını belirti.

Burası çok özel bir yer, 1960 ihtilaline kadar Lala Şahin Paşa ve hazireleri ile dolu olan bir yer, 60 ihtilalinden sonra park yapılan ve buradaki hazirelerin taşları ile beraber sökülüp atıldığı bir yerde bulunuyoruz. Ayağımızın altında ecdadın olduğunu sakın unutmayalım. Bizim uzun yıllardır yaptığımız bütün sempozyumlarda bu konuyu çok dile getiren ve bu konudaki çalışmaların önünü açan bir büyüğümüz, ben kendisine huzurlarınızda bütün Mustafakemalpaşalılar adına teşekkürlerimi arz ediyorum, iyi ki varsınız.

 Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şen olmanın yolu gelecek nesillere de o duyguyu yaşatmaktan geçiyor.

Ben bu konuya gönül veren herkese çok teşekkür ediyorum. O sempozyumlardan bir anekdotu anlatarak sözlerini bitirmek istiyorum.

 Buradaki hazireler sökülür ve dereye atılır, o atılan taşlar sularla sürüklenir Uluabat gölüne gider. O  kumlar alınır hazireler bir inşaatın temelini oluşturur.

O binalar 30 sene sonra yıkılır ve temelden o taşlar çıkarılınca Bursa'daki duyarlı insanlar bu bir tarihi eser, hemen anıtlar kurulu çağırılır ve tespit edilir.

O taşın buraya ait olduğu gözlenir.2017 yılında yaptığımız sempozyumun bir makalesi olarak da kayıtlara geçer ecdadımıza bu kadar saygısızlığın bedelini biz ödedik. İnşallah bu çalışmalarla da onların bu güzellikleri geleceğe taşımak bilimle kültürle sanatla taçlandırmak bizim görevimiz. Yavuz Bülent bey diyor ki kim demiş bizim vatanımız Edirne'den Kars'a kadar, bizim gönül coğrafyamız ve atalarımızın ayak izleri üç kıtada  var.

Bir emanet bırakmak için yola çıkarılan bu faaliyette, ben hepinize çok teşekkür. Geleceğe atılan bu adımların bir nesne örnek olması bizim görevimiz eğer bu görevi güzel yaparsak gelecek nesiller köklerini unutmadan geleceğe daha güvenle bakacaklardır.

Bu konuda duyarlı olan herkese torunlarının ruhunu yaşatan sefir üstünlere binlerce selam diyorum saygılar.

Program yapılan dualar ile sona erdi.