Engin Sökmen - Mustafakemalpaşa’nın Yaşayan Hafızası Engin Sökmen - Mustafakemalpaşa’nın Yaşayan Hafızası
Nehir kenarında kurulmuş şehirlere ulaşım eskiden bu yana zor olmuştur. Özellikle bir nehrin iki yakasında kurulmuş şehirler, iki yaka arasındaki ulaşımı sal, kayık veya köprü ile sağlamak zorunda idiler. Bu nedenle ilk zamanlarda genellikle nehirler üzerine ahşap köprüler yapıldı. Ahşap köprüler yüzyıllar boyunca tamir edilerek veya yenisi yapılarak kullanıldılar. Bu köprüler şehirdeki ticari ve ekonomik hayat ile sosyal yaşamın gelişmesini sağlaması açısından önemli idi.  Osmanlı Devletinin Batı Anadolu’da fethettiği topraklar daha önceleri Roma ve Bizans egemenliğinde olduğundan Osmanlı Devleti de aynı ulaşım ağını kullanmaya devam etmiştir. Mevcut yolların bakımını yapmış, ulaşım ağı üzerindeki köprüleri tamir ettirmiş ve gerekli olan yerlere de yenilerini yapmıştır. İlçemiz Mustafakemalpaşa köprü açısından zengin bir yerleşimdir. Kurulduğu dönemlerden itibaren Kirmasti’ye (Mustafakemalpaşa) ulaşabilmek için Balıkesir yönünden gelenler Susurluk’taki 13 kemerli, 234 metre uzunluğundaki ve 6,35 m. Genişliğindeki Roma Macestus  köprüsünden, (Günümüzde kadar gelememiştir. Yıkıntıları mevcuttur.) Bursa yönünden gelenler ise Uluabat köprüsünden geçmek (Ahşap Köprü yıkılmış olup, yerine betonarme köprü yapılmıştır.) veya gölü dolaşmak zorunda idiler. Mustafakemalpaşa’ya gelindiğinde ise kasabanın o zamanki merkezi konumunda bulunan, günümüz Lalaşahinpaşa mahallesine ulaşmak için ise Kirmasti çayı üzerindeki tahta köprüyü kullanmak gerekiyordu. Kirmasti (Mustafakemalpaşa) Çayı üzerindeki tahta köprü Bizans dönemi yapımı olup çok eski ve yıpranmış olduğundan, Kirmasti’nin fethinden sonra Lala Şahin Paşa tarafından yeniden yaptırılmıştır. Tahta köprü sel ve doğal tahribatlar nedeni ile zaman zaman tamir edilse de, yaklaşık 584 yıl Mustafakemalpaşa halkı tarafından kullanılmıştır. Bu süreçte Mustafakemalpaşa tahta köprüsü birçok olayın merkezi olmuştur. 1709 yılında da, padişah III. Ahmet tarafından gönderilen 1000 kuruş ve Kirmasti halkının yardımları ile onarılmıştır. 1893 yılında da kaymakam Ali Haydar Yücebaş tahta köprünün onarımını yaptırıp yenilemiştir. 1839 ve 1874 yıllarında Kirmasti deresinin taşması sonucu gördüğü zarar sebebi ile 1906 yılındaki büyük selde ise köprü üzerindeki fenerler kırılınca köprüde yangın çıkmış ve tahta köprü sele kapılarak çayda sürüklenince yeniden yaptırılmıştır. Milli Mücadele öncesi ilçemizdeki 172. Alay Komutanı Yarbay Kasap Osman, yargıladığı eşkıyaları tahta köprü üzerine astırdı. Milli Mücadele döneminde Anzavur’u takip eden Çerkez Ethem Mustafakemalpaşa’ya geldiğinde, düşmana yardım ettiğini düşündüğü iki kişiyi tahta köprü üzerinde astı. Anzavur’un Kirmasti’yi terk etmesinden sonra ise Anzavur'a hizmet edenleri yargılamak için kurulan Di­vanda suçlu bulunan iki kişi de tahta köprü üzerinde asılmıştır. Yani tahta köprümüz bir zamanlar idam sehpası işlevi görmüştür. Cumhuriyet döneminde tahta köprünün eskimesi ve yetersiz gelmesi nedeni ile yeni betonarme bir köprü yapılmasına karar verilmiştir. 1925 yılında tahta köprünün bulunduğu yere betonarme bir köprü yapmak için plan ve proje hazırlandı ve köprü inşaatına başlandı. Betonarme köprü inşaatı süresince, yayaların kullanması için ahşaptan kısa kazıklar üzerine yapılan tahtadan geçiş platformu yapıldı. Betonarme köprü 1926 yılında hizmete girdi. O günkü şartlarda 77.800 liraya mal olan 6 metre yüksekliğindeki köprü 120 metre uzunluğunda ve 8,5 metre genişliğindeydi.  Köprü 8 metre derinlikte olan 7 beton ayak üzerine, 6 göz olarak inşa edilmişti. Yeni beton köprü 1940 yılbaşı gecesi meydana gelen ve binlerce işyeri ile evin yıkılıp, 22 kişinin boğulduğu sel felaketinde her iki yakasındaki başlangıç bağlantıları oyulmasına rağmen yıkılmamıştır. 1980’li yılların sonunda Mustafakemalpaşa nüfusunun ve araç sayısın artması nedeni ile betonarme köprünün yanına yeni bir köprü yapılması ihtiyacı ortaya çıktı. 1987 yılında yeni köprünün ihalesi yapıldı. Müteahhit Cemal Karan 215 milyona yeni köprünün yapım ihalesini aldı. Temel atılarak yeni köprünün inşaatı başladı. Ancak inşaat başladıktan bir süre sonra ödenek yetersizliği ve maliyetlerin artışı nedeni ile köprü inşaatı bir süre sürüncemede kaldı ve yapımı uzadı. Bu durum Mustafakemalpaşa halkı arasında hoşnutsuzluğa neden oldu ise de 120 metre uzunluğunda, 10,5 metre genişlikte ve ayak kazıkları 16 metre derinlikte olan ikinci köprü 600 milyona tamamlanarak 20 Şubat 1991 tarihinde hizmete girdi. Birinci köprü ile beraber çift yönlü kullanılarak ulaşımı rahatlattı. 2008 yılının Eylül ayında bu köprünün orta kısmındaki ayaklarından üçü yıpranma nedeni ile radyan temel ve beton yastık uygulamasıyla onarıldı. Mustafakemalpaşa (Kirmasti) çayı üzerinde yayaların kullandığı Regülâtör ile Yoncaağaç, Meliköy, Doğancı ve Ayasköy köprüleri de ulaşım için önemli köprülerdir. Yine Mustafakemalpaşa (Kirmasti) çayından kaynağını alan birçok dere üzerinde köprüler mevcuttur. Bu köprülerden en ilginçleri ise Kestelek ve Çavuşköy mahallelerindeki asma ahşap köprülerdi. Kestelek’teki ahşaptan yapılmış iki yaya asma servis köprüleri ile Çavuşköy mahallesindeki asma ahşap yaya köprüsü yıllarca Mustafakemalpaşa halkının üzerinden büyük bir keyifle ulaşım sağladığı nostaljik köprülerdi. 2018 yılında bu köprüler de yıkılarak yerlerine betonarme köprüler yapıldı. Bugün bu asma ahşap köprüleri özlüyoruz. Mustafakemalpaşa’da özellikle son yıllarda araç sayısının çok artması, yüksek tonajlı kamyonların ve tarım ürünleri taşıyan traktörlerin şehir merkezinde oluşturduğu yoğunluk nedeni ile üçüncü bir köprü yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bursa Büyükşehir Belediyesi Mustafakemalpaşa çayı üzerine Dere Mahalle ile Fevzidede Mahallesi’ni arasına üçüncü köprü yapılması için çalışmalara başlamış ve 06 Nisan 2017 tarihinde üçüncü köprünün temeli atılmıştır. Üçüncü köprü inşaatı 12 Haziran 2020 tarihinde bitirilerek hizmete açılmıştır. Bu köprünün trafik yoğunluğunu azaltması beklenmektedir. Uluabat Gölünü besleyen en önemli kaynak olan ve 134 kilometresi Bursa il sınırları içerisinde, toplam 230 kilometre uzunluğundaki Mustafakemalpaşa (Kirmasti) çayı üzerine yaptığımız gerdanlıklar olan köprülerimizin değerini bilelim. Yazımızı Arif Nihat Asya’nın dizeleri ile bitirelim, “İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa; Biz kıyamete kadar, bu suyun kıyılarında bekleriz.” Halit ERSÖZ
Editör: Haber Merkezi