DOĞADER Derneği Başkanı Caner GÖKBAYRAK’ın açıklaması;
‘’13 Aralık 2018 gecesi Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde, Çeltikçi, Durumtay, Koşuboğazı ve Yumurcaklı köylerindeydik. Bakanlığa ÇED başvurusu yapılan Çeltikçi Biyokütle Termik Enerji Santralinin kurulması durumunda nelere mal olacağı hakkında ön bilgi vererek ve köylülerle tanışmak için düzenlediğimiz toplantılara, DOĞADER Başkanı Caner Gökbayrak, Mustafakemalpaşa DOĞADER Temsilcimiz Seyit Ali Geçici.
Yaklaşık bir yıl önce bu köylere çok yakın bir mesafede olan Kosova köyünde başka bir biyokütle termik santrali yapılmak iştenmiş ancak köylülerin DOĞADER ile birlikte mücadelesiyle bu santralin yapımı iptal edilmişti. Bursa Büyükorhan ilçesi Karaağız köylüleri de, derneğimiz DOĞADER ile birlikte başlattıkları mücadelede, köylerine çok yakın bir mesafede kurulmak istenen biyokütle termik santraline karşı santral alanında gece gündüz nöbet tutup davalar açarak mücadelelerine devam ediyorlar.
Mustafakemalpaşa’da Çeltikçi köyü sınırları içinde olsa da Durumtay köyü evlerine 100 -200 metre yakınlıkta bir mesafede kurulmak istenen bu yeni biyokütle termik santrali ÇED başvuru dosyasında, günde 310 ton tavuk gübresi yakarak 3 MW elektrik üretmesi planlandığı belirtiliyor.
Bu tür tesislerin yarattığı zehirli gazlar yanında dayanılmaz koku insanların şikâyet ettiği konuların başında geliyor. Herşey bir kanara bu santralin yer seçimi yerleşim yerlerine yakın olması nedeniyle yanlıştır.
Biyokütle Termik Enerji Santralleri yenilenebilir enerji olarak bilinir. Ancak biyokütle santrallerinin yakma kazanları diğer termik santrallerde olduğu gibi akışkan yataklıdır ve bu kazanlarında kömür, çöp ve atıklar dahil herşey yakılabilir. Türkiye de biyokütle santraller kısa bir sürede çöp ve atık yakma tesisi haline geliyor. Balıkesir Gönen’de birkaç yıl önce kurulan biyokütle santrali buna en iyi örnektir. Ayrıca biyokütle termik santralleri tarımsal üretime de zarar vererek verim kaybı, üretilen gıdalarda kalitesizliğe neden olmaktadır.
Hayvan dışkısı, yakılmasına gerek olmadan da enerji elde edilebilir. Biyogaz Enerji Santrallerinde bir havuz içinde konan hayvan dışkıları, suyla karıştırıp bekletildiğinde ortaya çıkan metan gazı yakılarak enerji üretilir. Ülkemizde pek yaygın olamayan biyogaz santralleri küçük büyük çaplı olmak üzere her yerde kurulabilir. Biyogaz santrallerinde dışkının kendisi yakılmadığı, yalnızca çıkan metan gazı yakıldığı için biyokütle santrallerine göre daha çevrecidir.
Oysa biyokütle santralleri kazanlarında kömür ve atık dahil herşeyin yakılabilmesi büyük bir tehlike yaratır. Söz gelimi markette pazarda çok yaygın kullanımı olan poşetler dönüştürülerek tekrar kullanılabilir. Ancak bu poşetler dönüştürülmek yerine yakıldığında ortaya çok zehirli gazlar çıkar. Dioksin başta olmak üzere furan ve ağır metal gazları olarak bilinen bu gazlar insan bedeninde birikerek kanser ve hormanal bozukluklar dahil solunum yolları ve daha pek çok hastalığa neden olurlar. Günümüzde yaygın yöntem bu tür atıkları dönüştürmek yerine yakarak kurtulmak şeklindedir. Ancak plastik ve hatta endüstriyel atıklar yakıldığında, olduğundan daha zararlı hala gelerek havaya karışmakta, insan ve hayranların yaşam sürelerini kısaltmaktadır.
Biyogaz ve biyokütle termik santralleri, küresel ısınma tehlikesini yaratan gazlardan etkisi en çok olan metan gazını yaktıkları ve zaten çürüyüp doğal çevrim içinde yok olacak bir organik atıktan enerji elde edildiği için yenilenebilir yani çevreci enerji çeşidi olarak bilinir. Ancak biyokütle termik kazanlarında kömür ve endüstriyel atık dahil her çeşit şeyin yakılabilmesi bu çevrci özelliği tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Biyogaz santrallerinde gaz çıkışı durduktan sonra havuzdaki dışkı çok verimli bir gübre çeşidi olarak kullanılabilirken biyokütle termik santrallerinde bu her zaman olanaklı değildir.
Mustafakemalpaşa Çeltikçi ve Durumtay köyleri arasına kurulmak istenen biyokütle termik santrali, yer seçimi ve tavuk dışkısını yakarak enerji üretmesi planlandığı için yanlıştır. Biz DOĞADER olarak bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da doğaya, insana ve tarım alanlarımıza zarar verecek her türlü girişime karşı halkla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.’’ dedi.
Hayrettin GÖK -Merve GÜNAL