14 Mayıs’ta yapılacak olan seçime iki haftalık bir süre kaldı. Herkes, bu seçim için “yüzyılın seçimi” yahut çok partili siyasi sisteme geçtiğimiz 1946’dan bu yana yaşayacağımız “en önemli seçim” gözüyle bakıyor. Siyaset bilimcilere ve siyasi yorumculara göre Türkiye bir yol ayırımında… Ya “tek adam yönetimi” denilen mevcut otoriter-başkanlık sistemi ile yola devam edeceğiz ya da tekrar demokratik-parlamenter sisteme geri döneceğiz. Herkes tarafından ülkenin geleceğini belirleyecek kadar önemli görülen bu seçim için yürütülen “seçim çalışmaları” ise aksine, hiçbir seçim döneminde göremediğimiz kadar sönük geçiyor. Adnan Menderes Meydanı’nda; halkın yaşadığı o eski seçimlerdeki seçim coşkusundan, alanda kurulan stantlardan, farklı bölgelerde açılan seçim bürolarından, seçim müzikleri çalarak mahalle aralarında tur atan siyasi partiler tarafından kiralanan, giydirilmiş minibüslerden eser yok. Bir süredir ilçemizdeki seçim ortamını gözlemliyorum. Sahaya inen milletvekili adayları, yanlarında ilçe başkanları ve partililerle birlikte, değişik toplum kesimlerini ziyaret ediyor, broşürler dağıtıyor ve oy talebinde bulunuyorlar. Şu ana kadar hiçbir olumsuz durumla karşılaşılmadı. Halk oldukça sakin ve sağduyulu… Oy vermeyecek olsa bile; gelen adayı dinliyor, verilen broşürü alıyor: “Memleket ve millet için hayırlı ve uğurlu olsun. dileğinde bulunuyor. İlçe merkezinde durum böyle. Şimdi, tarafsız bir gözlemci olarak katıldığın bir köy ziyaretini anlatmak istiyorum. [26 Nisan 2023] Saat 19,00…CHP Bursa milletvekili adayı Prof. Dr. Kayıhan Pala ile birlikte Taşpınar mahallesine yapılacak seçim ziyareti öncesinde, partililer. CHP ilçe binasında toplanıyor. Soğuk ve yağmurlu bir akşam. Herkes ne olacağını merak ederken, ilçe başkanı Tandoğan, yanında milletvekili adayı Sayın Pala ve DEVA partisi ilçe başkanı Av. Özlem Bayraktar olduğu halde salona girerek, ziyaretin, hava koşulları nedeniyle, iptal edildiğini açıklıyor ve ekliyor:” Fakat hazır toplanmışken, şu ana kadar yaptığımız çalışmalar hakkında sizleri bilgilendirmek istiyoruz.” Diyerek, çalışmalar hakkında gelenlere kısa bir bilgi sunuyor. Ardından Millet İttifakı bileşenlerinden Deva partisi ilçe başkanı Av. Özlem Bayraktar kısa bir konuşma yapıp sözü milletvekili adayına bırakıyor. Sayın Pala genel bir değerlendirme yaptıktan sonra, bu çalışmalarda kendisine yardımcı olan herkese teşekkürlerini sunuyor. Toplananlar tam dağılmak üzereyken, Taşpınar’dan gelen telefon işi değiştirdi. Orada yağmur yağmamış, insanlar meydanda bekliyormuş. Dışarda da yağmur dinmiş gibiydi. Hemen sekiz –on kadar araçla yola çıkıldı. İlçeden çıktığımızda hafif çiseleyen yağmur, Taşpınar’a yaklaştığımızda tamamen kesilmişti. Araçlarımız meydanda toplanmış olan kalabalığın yanında durdu. Meydan yeterince aydınlık değildi. Araçlarında inenler meydandaki kalabalığa doğru ilerlerken birden art arda patlamalar duyuldu. Ortalık patlayan havai fişeklerle kısmen aydınlanırken, gri bir duman içinde kaldık. Erkek, kadın ve çocuklardan oluşan bir kalabalık karşıladı bizi. Ayaküstü kısa bir hoş beşten sonra hemen kürsü kuruldu. Konuşmalar başladı. İlçe başkanı Tandoğan’ın selamlama ve açış konuşmasının ardından, Deva partisi ilçe başkanı Av. Özlem Bayraktar da toplumu ayrıştırmak, ötekileştirmek değil; birleştirmek ve sorunlara birlikte bir çözüm üretmek gerektiğinden söz eden, oldukça yapıcı ve kucaklayıcı kısa bir konuşma yaptı. Daha sonra kürsüye gelen milletvekili adayı, Sayın Prof. Dr. Kayıhan Pala: “ Değerli Taşpınarlılar, ben buraya, siyaset yapmak için gelmedim. Bu akşam, sadece sizlerle görüşmek, tanışmak ve sorunlarınızı yerinde tespit etmek amacıyla buradayım. ” Diye başladığı konuşmasını tamamladıktan sonra, kadınlar ve çocuklar başka bir bölüme alınırken biz erkekler de yakındaki kahveye geçtik. Birleştirilip üzerine tertemiz örtüler geçirilmiş masalarda bizler çaylarımızı içerken, köylüler de sorunlarını anlatmaya başladılar. “1200’den fazla seçmenimiz var. Binin üzerinde bir oy, yıllardır blok halde CHP’ye veriliyor. Bu yüzden tüm sağ iktidarlar tarafında yıllardır bu köy, görmezlikten geliniyor, âdeta yok sayılıyor ve cezalandırılıyor. Dün köydük, bugün mahalle olduk yine hiçbir hizmet alamadık. Her yağmurda meydanlar göle dönüşüyor. Altyapı yok. Çocuklarımız okula gidemiyor” diyerek hayli öfkeli bir tonda konuşuyorlar. Birkaç kişi, durumu, daha iyi görebilmesi için milletvekili adayını yanlarına alarak, sokaklar da kısa bir gezintiye çıkıyorlar Bizler, kahvede oturmaya devam ediyoruz. İkili-üçlü sohbetler başlıyor. Yanımda oturanlara dönüyorum. İkisi de sadece bu toplantıya katılmak için, bu akşam; 10 haneden oluşan ve toplamda 30 kişinin yaşadığı, geçimi hayvancılığa dayanan Garipçetekke köyünden kalkıp gelmişler. Biri eski muhtar Hüseyin Kurt, diğeri yeni muhtar: Ümit kurt. İzinsiz mermer ocaklarını işletenlere ve köy yakınındaki ormanı yok etmek isteyenlere karşı, geçmişte verdikleri zorlu mücadeleden söz ettiler. Alt yapı yokluğundan ve hiçbir hizmetin gelmediğinden yakındılar. Biz, kahvede kalanlar, çaylarımızı içip sohbet ederken, Sayın Pala ve yanındakiler, keşiften döndüler. Pala, durumun anlatılandan çok daha kötü olduğunu, bu sorunların kökten çözümü için, hükümet olmak ya da belediyeleri kazanmak gerektiği belirtip, “Fakat öncesinde de bir şeyler yapılabilir” diye devam etti. Elinden geleni yapacağı ve seçimden sonra da kendilerini görmeye geleceği sözünü vererek izin istedi. Tekrar gösterdikleri ilgiden ötürü herkese teşekkür ederek vedalaştı. Dışarı da araçlara binmeden önce son kez fotoğraflar çekildi ve ardından konvoy Mustafakemalpaşa’ya hareket etti.