1980 yılında, 10 Şubat yaprağıyla kondu Mustafakemalpaşa’da bir nar ağacının dalına. Konuşmadan önce yazmayı öğrendi. Bütün okullarından geçti hayatın sessiz ve kimsesiz. Bir şiiri ellerinden öperken yakalandı. O günden bu yana birçok dizenin köşe bucak faili. Bir ateşin içinden denize doğru yalın ayak yürüyor ötekinin gölgesiyle.
İlk ve orta öğretimi Mustafakemalpaşa’da, lisans eğitimini Atatürk Üniversitesi Matematik ve Anadolu Üniversitesi Felsefe bölümünde, yüksek lisans eğitimini “Albert Camus Felsefesinde Uyumsuzluk ve İntihar” teziyle Kırıkkale Üniversitesi Felsefe bölümünde tamamladı.
Şiir ve yazıları, yasakmeyve, berfin bahar, kıyı, şehir, temrin, ada, deliler teknesi, akköy, onaltıkırkbeş, ortanca, ayna insan, hayal, olimpos bursa, denizsuyukasesi, akademi gökyüzü, mavi liman, göğe bakma durağı, karakalem, andız, yalınayak edebiyat gibi çeşitli dergilerde yer aldı.
Eserleri:
Birdir İki (Şiir) – 2008
Üç Yanlış Bir Doğru (Şiir) – 2020
Ödülleri:
Küçükkuyu 1.Ulusal Zeus Şiir Ödülü (2008) – Birincilik
Homeros Ödülleri Attila İlhan Şiir Ödülü (2007) – Mansiyon
Kocaeli Üniversitesi Şiir Ödülü (2007) –İkincilik
Bekilli “21.yy. Hayyamları Aranıyor” (2008) - Onur Ödülü
Şiirleri;
Duvar
Suyunu bulmadan demini almıyor zaman
sana deniz getirdim avuç avuç
kıyısından yeni ülkeler yarat
anlat bir yalnızlık nasıl büyür
nasıl koşar bir insan çocukluğuna
kanat vurur da uçamaz kalbim
omzumda kesik bir cümle kalır hayat
sussam
bütün sessizlikler yalan
konuşsam dilimde dört duvar
öldürdüler beni kuytusunda ömrümün
ve bir daha gözlerimden öpmedi yaradan
hangi mayısın gecesiyim sorma
bir şarkı söylesen yüzümün kandilleri yanar
ağlar insan, ağlar çocuk, uyur şehir
yeşil doğan nehirler büyür de
kızıl akar
Ferhad Gülsün
**
Kadran
kıracak kendini bir gün, aramızı sürgün eden kalem
acıya da inanırım elbet taşa yasladım ömrümü
bir ölü dirilecek sesinden, ibret-i alem
saat: yelkovan batımı
gölgemi kapı arkasına asıp
çerçevesi oldum fotoğrafın
mahzene koşuyor içimde bir üzüm
bir halk nasıl terk ederse şarkısını
ölüm başladı günün solduğu yerden
dört duvar cenaze kimse yanımda saf tutmuyor
küstüğüm masallar geldi aklıma
söndürdüm geceyi
üfleyerek bir sokak lambasını
saat: tek kişilik kadran
ocakta unuttum eylülü
ve hiçbir yangından kurtaramadım yalnızlığı
küllerinden doğmayı da bilirim
kendime uyandığım aşktan beri
ocaktan aldım eylülü
ölü doğan küllerim gibi
saat: akrebin göçü
şarap yandı sigaranın söndüğü yerden
bir avuç toprak oldum yeryüzü köpüğüne
“oğlum” dedi
katlayıp bir hayatı koydum cebime
Ferhad Gülsün
Editör: Haber Merkezi