Mustafakemalpaşa Demireli Köyü doğumlu olan yazar Selçuk Tanaydın’ın ilk kitabı raflardaki yerini aldı. 2017 yılında 10 yıl çalıştığı fabrikadan ani bir kararla ayrılıp, bir yıl süresi boyunca Latin Amerika seyahatine çıkan yazar, seyahat dönüşünde Arjantin Patagonyasına yerleştiğini belirterek yaşadıklarını Latin Amerika Seyahatnamesi ismini verdiği kitabında topladığını belirtiyor. Selçuk Tanaydın’’ On yıl boyunca üç vardiyalı çalıştığım iş yerimde hayatımı artık otomatik pilota bağladığımı fark ettiğimde "Madem sonsuza kadar yaşamayacağım o halde istediğim gibi yaşayayım" düşüncesi ile hemen işimden ayrıldım. Bir ay sonrası için Arjantin’e biletimi aldım. Büyük bir heyecanla hazırlıklara başladım. Öyle çok büyük planlar, rotalar da yapmadım. Evin duvarına dünya haritasını yapıştırıp da polisiye filmlerdeki gibi, bir ülkeden diğer ülkeye ip çekme gibi şeylere de girişmedim. Ya da bilgisayarda bir word dosyası açıp nerelere gidip neler yapılır gibilerinden bir liste de çıkarmadım. Tek yaptığım, nereden başlayacağıma karar vermek oldu ve tek yön bilet alıp gerisi doğaçlama gelişsin istedim. Zamanı gelince de ailemle ve arkadaşlarımla vedalaşıp, yanardağın birine atmak için cebime eski sevgilimin yüzüğünü koyup uçağa bindim. Uçağa bindiğimde beni bu kıtada ne gibi maceralar beklediğini uzunca düşündüm. Düşünün ki bir kıtada yanardağlar, çöller, piramitler, Karayip sahilleri, korsan kasabaları, buzullar, yağmur ormanları, Amazonlar, antik kentler, tango, samba, salsa ve futbol olsun. İnka, Aztek ve Maya yerlileri de bu kıtada hâlen yaşıyor olsunlar. Latin Amerika kıtası, işte bunların hepsini ve daha fazlasını içeriyor. 60 yaşıma geldiğimde, geriye dönüp baktığımda “Harika bir film izledim.” diyecek kadar harika maceralar yaşadım. Bu kitabı okurken bu maceraları ve daha fazlasını hissedeceğinize eminim. Kendinizi bir gün buzulları seyrederken, bir başka gün yanardağda lavları izlerken bulabilirsiniz.