1919 yılında Mustafakemalpaşa’nın Şerefiye Mahallesinde İbrahim Efendi ile Kâmile Hanım’ın keman ve klarnet sesleri ile bütünleşen müzik nağmeleri arasında Ruhi adı verilen bir bebekleri dünyaya geldi. Ruhi ilkokul çağına kadar evinde ve mahallesindeki müzik nağmeleri ile büyüdü. Babası Hacı İbrahim Efendi, sünnet düğünlerinde kukla ve karagöz oynatarak halkı eğlendirir ve bu sayede ailesinin geçimini temin ederdi. Ruhi ilkokul çağına gelince, okul Müdürünün Kebire Hanım, öğretmeninin ise Kemal Bey olduğu Hamzabey İlkokuluna başladı. İlkokul da okurken babasından gördüğü Karagöz oyunlarını perdede arkadaşlarına aktarırdı. İmkânların kısıtlı okul şartlarının zor olduğu dönemlerdi. Hatta Ruhi Günal tüm arkadaşları gibi, kış aylarında sınıftaki sobada yakmak ve ısınmak için yanında iki-üç parça odun götürürdü. İlköğrenimini bu zor şartlar altında Hamzabey İlkokulu’nda tamamladı. 12 yaşında iken büyük bir acı yaşadı ve babası İbrahim Efendi’yi kaybetti. İçindeki müzik aşkı devamlı canlı idi. Yaşı küçük olmasına rağmen Mustafakemalpaşa Bakırcılar Çarşısında çalışmalarını yapan Mustafakemalpaşa bandosu çalışanlarının yanına giderek gönüllü olarak klarnet çalardı. Müziği çok sevdiğinden,  İstanbul’dan turneye çıkan sanatçıların ilçemizde Karşıyaka’da dere boyunda verdikleri ve o zamanlar “saz” adı verine müzik programlarını dinlemeye giderdi. Ancak programı dinlemeye girmek için kravat takma zorunluluğu vardı. Kravat bulsa dahi bilet için yeterli parası yoktu. Bu nedenle müziği dışarıdan dinlemek zorunda kalıyordu. Çok küçük yaşlardan itibaren klarnet çalmaya başlayan Ruhi Günal 18 yaşına gelince Selime Hanımla evlendi ve bu evliliğinden Ruhiye isminde bir kızı dünyaya geldi. 1940 yılında İstanbul’a askere gitti. Askerliğini yaparken bir sürpriz ile karşılaşır. II. Dünya savaşı nedeni ile ilkokul öğretmenlerinden Kemal Bey ihtiyat askeri olarak göreve çağrılmış ve Ruhi Günal ile aynı yerde ikinci defa kısa bir süre askerlik yapmıştı. Üç yıl süren askerlik döneminde İstanbul 11. Tümen Asker bandosunda klarnet çalmış ve nota bilgisini burada öğrenmiştir. İstanbul’da üç yıl askerlik yaptıktan sonra terhis olarak Mustafakemalpaşa’ya geri döndü. İlçede iş bulamayınca Karacabey Harasında gündelikçi işçi olarak çalışmaya başladı. Her gün Mustafakemalpaşa’dan Karacabey Harasına yürüyerek gidiyor ve kesilmiş meşe ağaçlarının köklerinin söküyordu. Akşam olunca yine Karacabey Harasından Mustafakemalpaşa’ya yürüyerek dönüyordu. Harada bir yıl boyunca çalışıp klarnet alabilecek parayı biriktirdi ve eşinden de ayrıldığından dolayı İstanbul’a gitti. Ruhi Günal biriktirdiği paralar ile İstanbul’dan 17 liraya bir klarnet alarak, İstanbul’daki Çağlayan Gazinosu, Ferah Gazinosu ve Asmalı Mescit Gazinosunda çalıştı. İstanbul’da ikinci evliliğini Mediha Hanım ile yaptı. Bu evliliğinden de Topkapı Semtindeki evlerinde Engin ve Semra isimlerini verdiği çocukları dünyaya geldi. On yıl gazinolarda çalışan Ruhi Günal tanınan bir klarnetçi olmuş ve bu esnada kendisini keşfeden Naci Tektel tarafından Ankara’ya götürülerek Ankara radyosunda çalışmaya başladı. Fasıllarda gösterdiği performans jüri tarafından onaylandı ve 1954 yılında 820 sicil numarası ile TRT nin kadrolu sanatçısı olma hakkını kazandı.  

Ruhi Günal’ın Halit Ersöz’ü ziyareti (2003)

Mustafakemalpaşa’nın Mûsikideki Öncüleri Mustafakemalpaşa’nın Mûsikideki Öncüleri
  Ulucanlar semtinde kiralık bir ev tutarak ve ailesini de yanına getirdi. Ankara’da yoğun bir tempo ile çalışıyordu. TRT Ankara Radyosunda mesaisi biter bitmez, doğruca gazinolara çalışmaya gidiyor ve gece yarısı eve döndüğünden çocuklarını uyanıkken göremiyordu. Bu yoğun tempo sonrası Aydınlıkevler semtinde Türk-İş Bloklarından kendi evini alarak buraya taşındı. Yoğun çalışma şartlarına rağmen Ankara radyosundaki bir arkadaş grubu ile hastanelere ve huzurevlerine giderek hasta ve yaşlılara moral konserleri vermeyi alışkanlık haline getirmişlerdi. Klarnet sanatçısı Ruhi Günal Ankara radyosunda görev yaptığı yıllarda; Zeki Müren, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Müzeyyen Senar, Behiye Aksoy, Emel Sayın, Gönül Yazar, Şükran Ay, Gönül Akın, Neşe Karaböcek, Mustafa Sağyaşar, Muzaffer İlkar, Kutlu Payaslı, Ziya Taşkent, Ahmet Üstün, Ahmet Melik, Lütfi Güneri, Arif Sami Toker, Adnan Şenses, Abdullah Yüce, Seçil Heper, Muazzez Abacı, Mualla Mukadder,  Mualla Akçay, Ela Altın ve Saime Sinan gibi birçok ünlü ses sanatçısına eşlik etti. Ankara Radyosunda çalışırken 20 Ekim 1971-4 Aralık 1971 tarihleri arasında Bağdat, Amman, Şam ve Beyrut turnesine gitti. 24 Ekim Pazar gecesi çoğunluğunu Kerküklü Türklerin doldurduğu salonda istek üzerine “Çırpınırdın Karadeniz” şarkısı söylediler. Seyirci ağlıyor, sanatçılarının sesi titriyordu. Şef dâhil bütün koro ağlıyordu. Şarkının bitmesiyle birlikte seyirciler sahneye çıkarak sanatçıları kucakladığı anda salonu polis bastı. Ortalığı sakinleştirmek için şef Kutlu Palas bir konuşma yaptı ve üç şarkı daha okunarak program sona erdirildi. TRT sanatçısı olarak 24 yıl klarnet çalan Ruhi Günal 1974 yılında emekli oldu. Emekli olunca Mustafakemalpaşa’ya döndü. Emekliliğinin ilk yıllarından itibaren Mustafakemalpaşa ve Karacabey bandolarını çalıştırdı. Ayrıca Halk Eğitim Merkezi ve Mustafakemalpaşa Belediyesinde yaptığı çalışmalar ile Mustafakemalpaşa'da Türk Sanat Müziği'nin sevilmesini sağladı. 1981 yılında eşini, 1996 yılında da oğlu Engin’i bir kalp rahatsızlığı sonucu kaybetti. Bu acılarına rağmen müzikten asla kopmadı. Mustafakemalpaşa’da çalıştırdığı Türk Sanat Müziği koroları ile çok sayıda konserler verdi. Bu süreçte üçüncü evliliğini Neriman Hanım ile yaptı.

Ruhi Günal Mustafakemalpaşa’da Türk Sanat Müziği korosu ile bir konserde

  Müzikle dolu dolu geçen bir yaşamda efendiliği, ağırbaşlılığı ve müziğe olan tutkunluğu ile tanınan örnek bir kişilik olan Mustafakemalpaşa’nın yetiştirdiği klarnet sanatçısı Ruhi Günal 28 Ocak 2007 tarihinde aramızdan ayrıldı. Kendisini hayırla anıyorum.  
Editör: Haber Merkezi