Merhaba Can Bey, sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba. Ben
Can Ferik. 1969 yılında Mustafakemalpaşa’da doğdum. İlkokulu Karaorman Okulu’nda, ortaokul ve liseyi ise Mustafakemalpaşa Lisesi’nde okudum. Evliyim ve 2 kızım var.
Futbola ne zaman başladınız?
13 yaşındayken Gençlik Spor Kulübü’nde futbola başladım. Amatör dönemimde Ersan Hoca ile çalıştım. 14 Eylül Kulübü ve Gençlik Spor Kulübü’nün birleşmesi ile Mustafakemalpaşaspor kurulunca, futbola orada devam ettim. Yaklaşık 8 yıl Mustafakemalpaşaspor’da futbol oynadım. Daha sonrasında Balıkesirspor (6 sezon) ve Sakaryaspor’da (1 sezon) forma giydim. Babamın vefatının ardından Mustafakemalpaşaspor’a dönerek 5-6 yıl futbol oynadıktan sonra 2005 yılı itibariyle futbolu bıraktım. Mustafakemalpaşaspor’da oynarken hem genç takım hem amatör takım hem de profesyonel takımda aynı anda oynadığım dönemler olmuştu. Profesyonel takımda 6 tane amatör oynatma hakkı vardı. Bu şekilde profesyonel takımda da yer almıştım. Profesyonelliğim de böylece başlamıştı. İlk hocam ise Metin Hoca’ydı. Sinan Hoca ve Cahit Hoca gibi pek çok isimle birlikte çalıştık. Tüm hocaların bende yeri farklıdır. Onların sözlerini, öğrettiklerini, öğütlerini unutmuyorum.
Futbola hangi mevkide başlamıştınız?
İlk profesyonel takımda sol açık oynamıştım. Sol bekte oynadığım dönemler de olmuştu. Ama genel olarak mevkiim ikili arkası, iç orta sahaydı. En verimli olduğum bölge de bu bölge.
Futbolda kariyerinize ailenizin bakış açısı nasıldı?
Ne annem ne de babam, hiçbir zaman olumsuz bir şey demedi. Babam öğretmendi ve öğretmen okulu dönemlerinde sürekli sporla iç içe olan birisiydi. Bu nedenle babam spora teşvik etti. Annem hiç sesini çıkarmadı. O da tabi ki benim başarılı olmamı istiyordu ancak okulla birlikte sürmesinden yanaydı. İlk paramı kazandığımdan sonra onun da bakış açısı değişti.
Eski dönemlerde Mustafakemalpaşaspor’da oynamak nasıl bir duyguydu?
Mustafakemalpaşaspor bir vitrindi. O dönem Mustafakemalpaşa’da amatör olarak futbol oynayan herkesin hedefi profesyonel takımda yer almaktı. Oyuncu seçimleri okullarda oynanan maçlarda yapılırdı. Abdullah Çavuşoğlu bizim bir dönem üstümüzde olan oyunculardı. Biz onları görünce, onları imrenirdik. Futboldan başka bir sohbet dahi olmazdı. Çok güzel günlerimiz geçti. Kendimi bu konuda şanslı hissediyorum. Mustafakemalpaşa’ya çok şey borçluyum. Futbolu bıraksam da şu anda Türkiye’nin dört bir yanında tanıdığım insanlar var. BAL için şu anda ilçede herkes can atıyor. Aslında Mustafakemalpaşaspor 2. ligi gören bir takım. Bu yüzden şu andaki BAL beni kandırmıyor.
Özellikle futbolculuğa başladığınız dönemlerde şartlar nasıldı? İdmanları nerede yapıyordunuz?
13 yaşında okuldan geldikten sonra koşarak karşıyakada bulunan meraya (Şu andaki Şükrü Erdem Tesisleri) giderdik. Merada antrenman yapardık. Soyunma odası dahi yoktu o dönemlerde. Kanalet altında soyunur, giyinirdik. Antrenman hava kararınca biterdi. Oradan köy yoluna çıkar, kim denk gelirse, onunla köye giderdik. Haftanın 3 günü bu şekildeydi. Lise 1’e başladığımda Alaaddin Çokan (Biz ona baba derdik) ve İdris Bilbeyler benden sorumluydu. Onlara kimse bu görevi vermemişti ama onlar beni benimsemiş. Bir gün çağırıp “Bundan sonra sen babadan para almayacaksın, senin tüm masraflarını biz karşılayacağız” demiştiler. Bazen antrenman sonunda dükkana giderdim oradan beni taksiyle gönderirlerdi. Okula giderken de Alaaddin Baba önüme çıkar harçlık verirdi. Ben bu durumdan biraz çekinerek arka sokaklardan gitsem bile o bir şekilde beni bulurdu. Profesyonel imzayı attığım gün birisi sağımda, birisi de solumda oturmuştu. Bu nedenle hem Alaaddin Çokan’ın hem de İdris Bilbeyler’in yeri bende çok ayrıdır, ikisinin de hakkını ödeyemem. O günleri hala dün gibi hatırlıyorum ve çok özlüyorum.
Kum sahada maç yapmak nasıldı?
Stada gelen rakip takım, şu anda seyircinin girdiği yerden stada girerdi. Tribünün arkasından soyunma odalarına geçerdi. O arada, sahayı görürlerdi. Kum sahamız vardı. Sahaya alışkın olduğumuz için 15. dakikada 2-3 tane gol atardık. Bu nedenle özellikle iç sahada çok nadir yenilirdik. Kum sahada maç yapmak, bizim için avantajdı.
Size göre en efsane kadro ve yıllar hangi dönemdeydi?
1990-1991 ve 1991-1992 sezonu en efsane kadronun olduğu dönemdi. Özellikle 1990 yılında sezona Bursaspor hazırlık maçıyla başlamıştık. Bursaspor’a karşı üstün oynayarak yenmiştik. Sonrasında tüm rakipleri 5-6 golle geçmiştik. Favori gösteriliyorduk. Ben 20 yaşlarındaydım o dönemde. Tecrübesiz zamanımızdı ve şampiyonluğu kaçırmıştık. Oyuncular kadar idari yönden de hatalar, tecrübesizlikler yapılmıştı.
Futbol kariyerinizde transferde neler yaşadınız?
Özellikle 1990’lı yıllarda istemeyen takım yoktu diyebilirim. Ancak ben Mustafakemalpaşaspor’dan ayrılmak istemiyordum. Hatta bir hafta sonu beni Mudanya’ya götürerek 1 yıllık ücreti bir kerede önüme koymuşlardı. Aileme sormam gerek diyerek taksiyle geri dönmüş ve bir daha gitmemiştim. Mustafakemalpaşaspor’un yeri çok ayrıydı. Yine aynı dönemlerde Bursaspor benle görüşmüştü. Bursaspor en parlak yıllarından birini yaşıyordu. İbrahim Yazıcıoğlu ile birebir görüşmüştük. “Benden ne istiyorsun?” diye sormuştu. Beni alın başkanım dedim. Sonrasında 1 saatlik görüşmeler sonucunda iki kulüp anlaşma sağlayamadı. O dönem başkanımız Mehmet Emin Özbalcı’ydı. Bana Bursaspor’a gitme demişti. Bursaspor’a o döneme kadar kimse de gitmemişti. Eğer verselerdi, belki hem iki kulüp ilişkisi iyi olacak hem de ilçedeki diğer sporculara yeni bir hedef olacaktı. Şu anda altyapıdan futbolcu yetişmemesinin en önemli nedenlerinden birisi de bu anlayış.
Mustafakemalpaşaspor ile yüksek ücretlerle anlaşma sağlamıştık. Takım iyi sonuçlar alamayınca yönetim ücretimi ödeyemeyeceklerini söylemişti. Ben de serbest kalmak istedim. Ayrılmadan önce Çanakkale Dardanelspor ve Balıkesirspor ile anlaşmıştım. Ancak iki takım da Mustafakemalpaşaspor’un rakibi olduğundan dolayı yönetim istememişti. Sonrasında ise transferin son günü transfer olmaktan dahi vazgeçmişken Sakaryaspor teklif sundu. Böylece transfer gerçekleşmişti. Ancak Balıkesirspor ile çok iyi bir anlaşma sağlamıştık. Sakaryaspor’da yarım sezon oynadıktan sonra Balıkesirspor’a imza attım. Askerlik döneminde Mustafakemalpaşaspor’a yarım dönem kiralık olarak geldim.
Hayatınızdaki dönüm noktalarınız neler?
İlki Mudanyaspor’un teklifi ikincisi ise Bursaspor’a beni göndermemeleri. İkisi için de pişmanlığım yok ancak eğer transfer olsaydım durum çok farklı olurdu.
Futbolu bırakmanızın özel bir nedeni var mı?
Futbolu bıraktığım dönemlerde maddi yönden zorlu bir süreçten geçiyorduk. Başarılı sonuçlar alamıyorduk. Mesela Şenol Sezer gibi iyi oyuncuları, parasızlığa rağmen takımda tutmaya çalışıyorduk. Tüm bunlar yaşanırken Yıldırım Bosna ile oynadığımız bir maçın son dakikalarında bana tepki oldu. 6 ay boyunca yaşadığımız zorlu süreç gözümün önünden geçti. Tepki bana ağır geldi. Kulübeye dönerek hocama beni oyundan almasını söyledim. Ancak beni oyundan almadılar. Ben de sahayı terk ederek soyunma odasına gittim. O dönemlerde kaptanlık bandını attılar gibi sözler söylenmişti. Ancak oyundan çıkarken hakem kaptanlık bandını çıkar demişti. Ben de takım arkadaşıma atmıştım. O tutamayınca yere düşmüştü. Ben tüm bunlara rağmen Mustafakemalpaşaspor için hiçbir zaman kötü düşünmedim, bana ve takıma yakışmayacak bir davranış da sergilemedim. Aldığım teklifleri kim olsa geri çevirmezdi.
1991 yılında 125 milyon Mudanya’ya peşin teklif gelmişti. Ben Mustafakemalpaşaspor ile 105 milyon daire karşılığında sözleşme imzalamıştım. İşler kötü gittiği için ben sözleşme karşılığını dahi alamazken, Mudanya peşin olarak ödeme yapacaktı. Babam o dönemde “Ben 27 sene öğretmenlik yaptım. Bunun 5’te 1’i kadar emekli ikramiyesi aldım. Oğlum biz Mustafakemalpaşaspor ile sözleştik. Anlaşamazsak diğerlerini değerlendiririz.” dedi. Mustafakemalpaşaspor sevdamız ve sözümüzden dönmeyerek yeni dönemlerde de anlaşma yaptık.
Futbolu bıraktıktan sonra hocalık neden yapmadınız?
Altyapıdan başlayarak yardımcı hoca ve hocalık yaptığım dönemler oldu. Bu işe devam etmeyi çok istiyordum. Ancak o dönemlerde şartlar benim için çok uygun değildi. Bu nedenle devam etmedim. Ailemle birlikte Bursa’ya yerleştim. Emekliliğime az kaldı. Bundan sonrası için de bir planlama yapmıyorum.
En unutamadığınız maç?
Mustafakemalpaşa’da Gönenspor’u 2-1, Mudanyaspor’u ise 4-1 yendiğimiz maç.
Unutamadığınız gol?
1991-1992 sezonunun ilk maçında frikik olmuştu. Topu almaya gittiğimde köyden bir abi “Direk kaleye vur” dedi. Maçın son dakikalardı. Topun başına geçerek herkes orta beklerken kaleye şut çektim. Çok güzel bir goldü. ,
Oynadığın en iyi futbolcu?
Orta sahada birlikte oynadığım eski Trabzonsporlu Turgut Uçar. Bir de Balıkesirspor’un şu andaki hocası Mesut Dilsöz.
Can Bey paylaşımlarınız için çok teşekkür ediyoruz.
Sizinle birlikte ben de eskileri yeniden hatırladım. Çok teşekkür ediyorum.
**
Oynadığı takımlar
Murat Hüdavendigar Gençlik ve Spor, Başakspor, Mustafakemalpaşaspor, Balıkesirspor, Sakaryaspor.
Profesyonel liglerde attığı gol sayısı: 39
|
Toplam Maç |
Toplam Gol |
Türkiye Kupası |
9 |
1 |
TFF 3. Lig |
146 |
24 |
TFF 2. Lig |
71 |
9 |
2. Lig |
96 |
5 |
Editör: Haber Merkezi