Fevzi Paşa Caddesi'nde yaşanan kazalara bir yenisinin eklenmesinin ardından mahalle sakinleri ve bölge esnafı adeta isyan etti. Birçok kazanın yaşandığı cadde de önlem alınmasını isteyen vatandaşların sesi mahalle muhtarı Kadir Gaytancı oldu.
Yeşil Camii havlusunda basın açıklaması yapan Gaytancı'ya, Muhtarlar Derneği Başkanı ve Barış Mahallesi Muhtarı Tuncay Akar ve Hamidiye Mahallesi Muhtarı Ümit Oruç'ta destek verdi.
Caddeyi Ölüm Caddesi olarak adlandıran Gaytancı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
“Şu karşımızda gördüğümüz, anaların evlatlarını okula gönderip hastanede kavuştukları ölüm caddesidir. Bu cadde, vatandaşın evden çıkıp da tekrar dönemediği felaket caddesidir. Bu cadde, Bursa idari ve yerel yöneticilerinin makamlarının bürokrasiye yenildikleri, çaresiz kaldıkları, çaresizlik caddesidir. Bu cadde, tüm siyasi parti yöneticilerinin, dernek ve STK’ların uyuduğu, uyku caddesidir. Bu cadde, UKOME’nin umursamadığı, Karayollarının, ‘şehirlerarası yol’ diye geçiştirdiği, ‘ne haliniz varsa görün’ dediği arafta kalmışlık caddesidir” ifadelerini kullanarak vatandaşın isyanını dile getirdi.
Bütün kurumlara, siyasi parti ve makamlara saygılı olduklarını kaydeden Gaytancı; “Fakat şu tazecik yavrulara olan sevgimiz, bütün makamlara olan saygımızdan büyüktür” diye konuştu.
Gaytancı; “İki gün arayla 2 evladımız bu ölüm caddesinde felaket yaşadı. Dün yaşadığım acı olaya bizzat tanıklık ettim, Bülent Emir yavrumuzu kafatası çatlamış, kalçaları, ayakları ve kolları kırılmış, tazecik ciğerleri hasar görmüş bir vaziyette hastaneye taşıdık. Halen hayati tehlikesi devam etmektedir. Bunun daha öncesinde de 3 komşumu ölüm caddesinde kaybettim. Bu olayında son bulacağını, tedbirler alınmazsa beklemeyin. Bu ölüm caddesinin uzunluğu yaklaşık 700 metredir. Bursa yerel ve idari yöneticilerinin, il ve ilçe başkanlarının bu konuya acil çözüm bulmaları elzemdir. Çırpan Mahalle Muhtarı Kadir Gaytancı olarak bu süreci bizzat takip edeceğim” dedi.
Mustafakemalpaşa Muhtarlar Derneği Başkanı Tuncay Akar ise Fevzi Paşa Caddesi’nin, alternatif yol bulunmasına rağmen ‘şehirlerarası’ nitelikli yol olarak geçtiğini, bu durumunda yerel yönetimler ile karayolları arasında, yolun kime ait olduğuna dair yetki karmaşası oluşturduğunu kaydetti.
Akar; “Merkezi hükümet ve yerel yönetim tarafından biz muhtarlara her zaman devletin gözü kulağı olduğu söylendi. Bundan hareketle vatandaşımızın bu eylemde dili oluyoruz. Bu sorunlar merkez mahallelerin çoğunda var. Yollar hız pistlerine dönmüş durumda. Emniyet güçlerimizin yanındayız, vatandaş olarak da empati duygusunu daha fazla kazanmalıyız. Yarın bizim çocuğumuz kazaya kurban gidebilir. Muhtarımızın konuyla alakasını yakından biliyorum, belediyeye gitse karayollarına, karayollarına gitse belediye havale ediliyor. Her iki tarafta, ‘bizim yapabileceğimiz bir şey yok’ diyor. Burası, şehirlerarası yol olarak geçiyor fakat bizim İzmir yolu olarak zaten alternatifimiz var, demek ki iller arası bir yol değil burası. Öte yandan 300 metre arayla yaya geçidi var, bunlar daha fazla kullanılmalı. Bu yönden de çocuklarımızı eğitmemiz lazım. Daha büyük felaketlerin yaşanmaması için en kısa sürede merkezi hükümet veya yerel yönetimler tarafından bir çare bekliyoruz” dedi.