Mustafakemalpaşa'da 23 Nisan Coşkusu Mustafakemalpaşa'da 23 Nisan Coşkusu
Yaklaşık 1 yıldır kahraman kelimesi farklı bir anlam kazandı gönüllerde. Evet, onlar pandemi sürecinin gerçek kahramanları. Mustafakemalpaşa'nın yüreğini yakan kayıplardan biri olan Sağlık Şehidimiz Emine Ezen'i anmak ve bu süreçte hem kendilerinin hem de ailelerinin yaşadıkları zorlukları bir kez daha anlamak için çok saygıdeğer sağlık çalışanlarımızın duygularını aktarmak istedik sizlere. Her cümlesi kalbinize dokunacak, bazı şeyleri bir kez daha düşünmenizi sağlayacak. Kaybettiklerimiz için Allah'tan Rahmet, sevenlerine sabırlar diliyorum. Fedakarlıklarla yerine getirdikleri işlerinin yoğunluğu içerisinde bizlere vakit ayırdıkları için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Emine Zengin - Covid Yoğun Bakım Sorumlu Hemşiresi Pandemi süreci herkesi yıprattı ama en çok sağlıkçı olan aileleri yıprattı. Yaşadıklarımız çok ağırdı. Bu süreci çocuklarımıza anlatabilmek, kavramalarını beklemek elbette çok zordu. Çocuklarımız TV’de her gün bir sağlıkçının vefat haberini izledi. Biz her sabah bu haberleri izleyen çocuklarımızın  gözleri önünde hastaneye geldik. Herkes aklından geçen soruları sessizce bakışarak birbirine sordu. Çocuklar gözleriyle sessizce "Ya size bir şey olursa" dedi. Biz de kendi kendimize sorduk bu soruyu. Abi en ağır olanı bu hastalıkla savaşırken en yakın arkadaşınızı bu hastalıktan kaybetmek. Tükendiğinizi hissediyorsunuz ama devam etmek zorundasınız. En yakın arkadaşınız buz gibi morgta yatarken, iki kat yukarda için için ağlayarak yoğun bakımda işinizi yapmak zorunda olmak. 20 Kasım 2020 Cuma günü 15 yıllık meslek hayatımda içimi yakıp kavuran tek gündü. Bizler her şeye razıydık her şeye aslında… Günlerce hastaneden çıkmadan çalışmaya, evlerimize gelmemeye, çocuklarımızı görmemeye. Keşke kayıplarımız olmasaydı. Keşke bu savaştan eksilmeden çıkabilseydik. Ama olmadı kaybettik, eksildik. Pandemi süresince hayatını kaybeden herkese Allahtan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabırlar diliyorum. 5 Kasımda covid tanısı aldın, servise yatışın yapıldı.7 Kasım 2020 serviste ağırlaşmaya başladın yoğun bakıma aldık seni, benim odama. 10 Kasım 2020 durumun daha da ciddileşti, sevk işlemleri başladı. O en son gün gitmeden önce bana ayaklarım üşüdü dedin, ayağına çorap giydirirken boncuk gibi gözlerini bana diktin. Beni gönderme oraya, sen olmayacaksın ya bana bir şey olursa dedi. Çünkü seni yoğun bakıma yatırdığımızda ben burada olduğum müddetçe sana asla bir şey olmayacak buna izin vermeyeceğim demiştim... Yakışmadı ölüm sana, yakışmadı. Bu cümledeki her kelimeyi, her harfi sonuna kadar hak ediyorsun. Laf olsun diye söylemiyoruz yakışmadı. 2016'da başladı arkadaşlığımız. Gülüşün, gözlerin, sevincin, pozitifliğin, insanlığın, vicdanın, arkadaşlığın, dostluğun nasıl unutulur bilmem? Emine yetiş dediğimde her şeyime yetiştin. Bir kez olsun incitmedin, kırmadın. Bakıyorum etrafıma o kadar çok anı var ki… Kar yağmasını istiyorum mesela. Eğer yağarsa gözlerimi kapatıp bakmayacağım o kara. Çünkü 2017'de yağan karda bahçede çocuklar gibi kartopu oynadığımız günler geliyor aklıma. Derlermiş ki insan sevdiği birini kaybettiğinde yüreğinde kırk mum yanarmış. Her geçen gün bir mum sönermiş. Kırkıncı gün ise tek bir mum kalırmış ve o mumun ateşi sonsuza dek yanarmış. Benim yüreğimdeki bu yangın ben nefes aldığım müddetçe sürecek. Yarım kaldı hayallerimiz, yarım kaldı yarınlarımız. Oysaki ne çok şey vardı daha yaşayıp, paylaşacağımız. Nurlar içinde uyu canım arkadaşım. Emine Çetin - 1. Kat Covid19 (Cerrahi) Servis Sorumlusu Bu pandemi sürecinde, ailece yaşadığımız en büyük sıkıntımız, hastalığın birbirimize bulaşmasıydı. Arkadaşımın ve ailesinin başına gelenlerin bizim de başımıza gelebileceğini düşünmek. Emine'nin nöbetçi olduğu günlerde onu da evin önünden alıp işe birlikte gidiyor, covid19 hastalarına hizmet veriyorduk. Maalesef 6 Kasım’dan sonra yoktu ama dönecek umudumuz vardı. 19 Kasım’dan sonra maalesef yoktu. Her sabah işe giderken, eşim ve ben Emine'yi almadan gidip, serviste onsuz çalışmak. Kliniğin her yerinde Emine var. Her gün onsuz, her gün aynı stres ve üzüntü. Sözün bittiği yer. 22 Haziran 2014'te birlikte başlamış olan yol arkadaşlığımızın covid19 nedeni ile son bulacağını nerden bilebilirdik ki. Oysa hâlâ birbirimize söyleyeceğimiz sözlerimiz ve birlikte yaşayacağımız yıllarımız vardı. Çok üzgünüz çok. 22 Haziran 2014 yılında, Facebook’ta yazmış; "Yarın büyük gün, yeni bir hayat başlıyor bizim için. Küçük kızım kreşe, büyük kızım kursa başlıyor. Bakalım bizi neler bekliyor Mustafakemalpaşa’da." Ne kendisi, ne de bizler nerden bilecektik sonucun buraya varacağını. Çocuklarımızı birlikte büyütecektik, okutacaktık, mezuniyetlerine gidecektik, birlikte gezecektik, birlikte yaşlanacaktık. Organizasyonları severdi, hatta birlikte bir hafta sonu kaplıcaya gidecektik. Covid19 çıkınca iptal ettik, gidemedik, çok üzülmüştük, pandemi bitince gidecektik güya. Ah Emoşum ah… Sözün bittiği yer. Hangi birini yazayım ki anılarımızın. Hasta başında beni taklit eden flaster yapıştırmanı mı, bana yaptırmamak için sakladığın hasta dosyasını mı, çok canımız isteyip birlikte yaptığımız krepleri mi, sabahları kahvaltıda haşlama yumurtanın kokusuna tahammül edemeyip yaptığın dereotlu omleti mi. Biliyor musun sen gittiğinden beri dereotlu omlet yapmadık serviste. Kapanan yaralarım vardı Emoşum, seninle birlikte tekrar kanadılar.  Yanımda iken çok tartıştığımız anılarımız olmuştur belki, ama seni çok seviyorum. Kullandığın dolaba uzun süre kimse dokunamadı, hemşire deskinde o güçlü oturuşun gözümün önünden gitmiyor. Çocuklarına, ailene olan düşkünlüğün herkesten çok biz biliriz. Yoğun bakımda kendini bırakma gayret et Emoş derken çocuklarım için çok çabalıyorum Emine Abla, anlamıyorsunuz beni deyişin ve o çaresiz bakışın... Hangi birini yazayım ki, çok iyi bir anne, işini çok iyi yapan profesyonel bir hemşire, iyi, dürüst, çok onurlu, haysiyetli bir insan, çok iyi bir dost, arkadaş. Seni çok ama çok özlüyorum bilesin. Çocukların, ailen bize emanet bilesin. Merak etme, asla yerini dolduramayacağız biliyorum. Yaşamları boyunca hep bir yanları eksik olacak ama ben teyzeleri olarak hep yanlarında olacağım bilesin. Yerinde dinlenirsin inşallah, ışıklar içinde uyu canım arkadaşım. Özge Demir - 1. Kat Covid19 (Cerrahi) Servis Sorumlusu Pandeminin ilk günlerinde bizi ailecek en çok zorlayan kısım belirsizlik oldu. Tam olarak ne olduğunu, nasıl bulaş olduğunu, ne ile savaştığımızı bilmiyorduk. Covid servisinde çalışmaya başladığım ilk zamanlar dört buçuk yaşındaki kızımızı 10 gün kadar görmedim. Dedesi ve babaannesi ile kaldı. Aynı apartmanda olup, onun ayak seslerini duyup, ona dokunamamak, ona sarılamamak o kadar zordu ki…  Sonra bu sürecin bitmeyeceğini anlayınca kızımızı yanımıza aldım ama çok korkuyordum. Ya birilerine sebep olursam ya birilerine bulaştırırsam diye. 4 ay boyunca annemi (Kalp hastası olduğu için) görmedim. Her nöbet çıkışı kendimi iki gün izole ettim. İkinci günün akşamında gördüm kızımı çok zordu. Ama en zor kısmı da kızımın doğum gününde covide yakalanmış olup hastanede tedavi görüyor olmamdı. Kendin hasta olmaktan korkmuyorsun, bir şekilde atlatırım diye düşünüyorsun. Acaba birilerine bulaştırdım mı? Birilerine sebep oldum mu? diye düşünmek insani daha çok üzüyor. Şükür ki kimseye bulaştırmamıştık. Tek tesellimiz de buydu. Ama bu süreç genel olarak bizleri çok yıprattı. Çok yorulduk. Benim çocuğuma babaannesi bakıyordu, gözüm arkada değildi ama bir sürü arkadaşım bu konuda sıkıntı yaşadı. Bakıcı bulamadılar, okula gönderdiler bu sefer de okuldaki anneler rahatsız oldu. Herkes için zor bir süreçti. Emine ablanın gidişi kötü bir şaka gibi, inanması çok zor. 5 yıllık mesai arkadaşımdı, iyisiyle kötüsüyle çok güzel zamanlarımız oldu. Yeri geliyor biz çalışma arkadaşlarımızı ailemizden çok görüyoruz, daha çok birlikte oluyoruz. Emine abla ile de yıllarca birlikteydik. Bizlere çok iyi bir abla, kızlarına ise çok iyi bir anneydi. Hep arkamda durdu, bizi hiç ezdirmedi, hep bizi destekledi. Onun o dik duruşu, dobralığı, yaşama azmi kendine hayran bıraktırıyordu. Gülüşü, hayati tiye alması, yemek yemesi ,her şeyi çok güzeldi. Onunla çok güzel yemek yerdik ve ardından çok güzel diyete girerdik ve sonrasında da o diyetleri de çok güzel yarıda bırakırdık. Ama mutluyduk. Onun gibi yaşama azmi ile dolu olan bir kadın nasıl aramızdan ayrıldı hala inanması çok güç. Yıllarca hep güzel, yeni bir ev alabilmek için uğraştı. Çok da güzel bir ev aldı, çok da güzel dayadı, döşedi. O eşyaları alırken ki heyecanı anlatılamazdı. Keşke bu gerçekten şaka olsa, sen yıllık izinde olsan da yine aramıza geri dönsen. Listede senin adını görsek yine. Seni çok özleyeceğim. Vildan Savaşçı Ordu - Kalite Yönetim Direktörü Rahmetli Emine ile aşağı yukarı 6 yıldır beraber çalışıyorduk, beraber aynı servisi kullanıp, ortak arkadaşlarımızla gün yapıyorduk. Kafasına koyduğunu yapan, iki yavrusuna çok düşkün, zeki olduğu için çok hazır cevap, hayat dolu bir arkadaşımızdı. Organizasyonlar konusunda çok maharetliydi. Ölümü başta Cerrahi kliniği hemşire arkadaşlarımızı ve beni çok üzdü. Bu süreçte çok hastaya şifa olmuştur. Eşi ve evlatları emanetimizdir. Nur içinde uyusun. Bir arkadaş ve meslektaşım olarak ömrümce unutmayacağım.

Editör: Haber Merkezi