Merhaba İsmail Bey. Sizi tanıyabilir miyiz?
Ben İsmail Gürses. 27 Temmuz 1961
Mustafakemalpaşa doğumluyum. Eğitimime Mustafakemalpaşa’da başladım. Lise eğitimimi ise Çanakkale öğretmen okulunda tamamladım. Üniversite Matematik İstatistik bölümünde okurken, 12 Eylül ihtilali nedeniyle bıraktım. Daha sonrasında iş hayatına atıldım. Evliyim, 2 çocuğum var.
İş hayatına ilk başladığınız yer neresiydi?
Okulu bıraktığımda Dikici Turizm’de bir iş fırsatı doğdu. 17 yıl burada müdürlük yaptım. Okul hayatından sonra turizme yönelmem bu şekilde oldu. Şu anda işletmeciliğini yaptığım otel, Dikici Turizm’e ait bir oteldi. Çalıştığım dönemlerde hayalim vardı. Bir gün inşallah burası bana nasip olur diyordum ve öyle oldu. Bir anlamda hayalimi gerçekleştirdim. 23 yıldan beri Sultan Otel’in işletmeciliğini yapıyorum.
Peki, otelcilikte gelecek için ne düşünüyorsunuz? Oğlunuz bayrağı devralır mı?
Oğlum bu işin eğitimini aldı ve şu anda çalışıyor ama tabi bu işler kısmet. Hayat artık bilinmeyen şeylere gebe. Mesela şu anda korona virüs gibi bir durum yaşıyoruz. Hiç olacağını düşünmediğimiz bir şey olsa da maalesef zor bir dönem yaşıyoruz. Bu nedenle de gelecek adına temkinli konuşuyorum.
Mustafakemalpaşa gibi bir yerde otelcilik yapmak nasıl?
Çok karlı ve kolay bir iş değil. İşimiz turizm otelciliği değil. 35 yatak kapasitesi ile şehir otelciği yapıyoruz ve işimiz doğrudan ekonomiye bağlı. Ekonomide yaşanan küçük bir durgunluk, hemen işimize yansıyor. Biz, Mustafakemalpaşa’ya dışarıdan gelen kişilerin barındığı yeriz. İlçede fabrikaların ve tarım alanlarının daha fazla olması, tanıtılması, dışarıdan daha fazla kişinin çekilmesi gerekiyor. Böylece hem ilçe hem de biz, kazanç sağlayabiliriz. Ancak ilçemiz Bursa’nın diğer ilçelerine göre gerileme gösteriyor. Bir şekilde ilçede siyasi uyumu, iş birliğini sağlayamıyor, tanıtım yapamıyoruz. İsmi Mustafakemalpaşa olan tek yerleşim yeriyiz. Fakat buna rağmen Mustafakemalpaşa’ya bilet bulmak dahi zor. Otobüs firmaları burayı bilmiyorlar bile.
Peki, bu tabloda sorumlu olarak kimi görüyorsunuz?
40 yıldan beri Mustafakemalpaşa’nın hem sosyal hem de ticari hayatının içerisindeyim. İlçe halkı ne yazık ki çok duyarsız. Olaylar karşısında tepki göstermeyen, her şeyi çok çabuk kabullenen bir durumdayız. Bunun sebebini bilmiyorum.
Turizm otelciliği yapmıyoruz dediniz ama Mustafakemalpaşa’nın turistik bölgeleri sürekli vurgulanıyor. İlerleyen dönemlerde bunun bir etkisi olur mu?
60 yaşındayım ve 40 yıldan beri de kendimi biliyorum. 40 yıldan beri Tümbüldek ve Suuçtu diye söylense de yapılan bir yatırım yok. Her seçimde siyasi propaganda haline gelen bu yerler, seçim sonrasında unutuluyor. 20 yıldır Kirmasti Çayı için mücadele veriyorum. Regülatör kapaklarında suyu tutalım bölgeler temizlensin ve su sesleri içerisinde daha güzel bir yer olsun, insanlar da bu mutluluğu, güzelliği yaşasın. Ama nedense bunu yapmıyorlar. Bir şehri yönetmek, gönül ve vizyon meselesi. Sanırım siyasi kardeşlerimiz de hazır olmadan bu görevlere geliyor.
Korona virüs sizi nasıl etkiledi?
Alınan kararlar ile birlikte sektör tamamen kapalı hale geldi. Biz de sürecin bitmesini bekliyoruz. 2020 yılını kaybettik. Süreci ne kadar az hasarla atlatabilirsek o kadar iyi olacak. Umuyorum ki iyi olur ama mevcut tablo bunu göstermiyor. İnsanlardaki duyarsızlık çok fazla ve komplo teorilerine daha fazla inanılıyor. Bu süreçte kadınları tebrik etmek gerekiyor. Evlerde hijyeni sağlamak adına çalışıyorlar. Onları kahraman olarak görüyorum. İyi ki varlar. Çok yakın arkadaşım Yüksel Çabuk korona virüs nedeniyle vefat etti. Babama ağlamadığım kadar onun vefatına ağladım. Onun vefatı beni çok üzdü. Virüsü önemsememiz gerekiyor.
Siyasette olduğunuz dönemler için Mustafakemalpaşa hakkında neler söylersiniz?
Mustafakemalpaşa’da yıllarca sosyal ve siyasal faaliyetlerde bulundum. 7 yıl kent konseyi başkan yardımcılığı yaptım. Bir sürü okul ve sosyal derneklerde yönetici olarak bulundum. 1994-1999 ve 1999-2014 yıllarında belediye meclis üyeliği yaptım. Mustafakemalpaşa döneminde mecliste iyi bir çalışma yaptığımı düşünüyorum. Olumlu gördüğümüz projelere muhalefette dahi olsak destekledik, olumsuz gördüklerimizi ise açık bir şekilde belirttik. Bu bakımdan herkes tarafından da sevilip, sayıldığımı düşünüyorum.2014 yılı itibariyle siyasi hayatımı noktaladım. Bundan sonrası için net bir şey diyemiyorum ancak hizmet edebileceğim bir ortam olursa görev için hazırım.
“Şeyhmüftü’de hizmetin Gürsesi” sloganıyla muhtarlık için aday olmuştunuz. Bu dönemde neler yaşandı?
Şeyhmüftü Mahallesi muhtarlığını az bir oy farkıyla kaybettim. Fakat mahallenin eski dönemdeki halini düşünerek aday olmuştum. Çoğu kişinin gittiğini ve mahallenin yenilendiğini gördüm. Çoğunu tanımadığım gibi kendimi tanıtma sorunu da yaşadım. Demokrasilerde kaybetmek de kazanmak da var. Mahalleye yönelik yapmak istediklerim vardı. Şeyhmüftü Cami’nin Türkiye’ye tanıtılması adına Şeyhmüftülü Günler gibi programlar yapmak istiyordum. Muhtarlığa tekrar aday olmayacağım ama bu projeyi hayata geçirmek istiyorum. Tüm Osmanlı tarihinde Şeyhmüftü Hazretleri olarak iki kişi var. Birisi de Mustafakemalpaşa’da. Ancak bunun bile değerini bilemiyoruz.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Herkes kendine çok dikkat etsin. Önceliğimiz sağlığımız. Duyarlı olalım ve virüsü ciddiye alalım. Bugünleri atlatalım.
İsmail Bey röportaj için teşekkür ederiz.
Ben de çok teşekkür ediyorum.
Editör: Haber Merkezi