"Hayat sadece emek verenler için cennettir" sözünü çok severim. Araştıran, kendini geliştiren, bizlere sunulan nimetleri yine bizlerin faydası için kullanan, gerçek bir emekçi ile birlikteyiz bu hafta. Hikayesini kendinden dinlemek harikaydı, sorularımıza bir hikaye tadında cevaplar verdi. Keyifle okumanız dileğiyle...
Merhaba, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Merhabalar, Ben Ayşe Demirer. 1988 Bursa Mustafakemalpaşa doğumluyum. Evli ve 3 çocuk annesiyim. Orta öğretimden sonra devam edemediğim öğrenim hayatımı evlendikten sonra açık öğretim üzerinden lise ve üniversiteyi bitirerek tamamlamış bulunmaktayım. Eşimin işi dolayısıyla bir kaç farklı şehirde bulunduktan sonra son 3 yıldır artık memleketimizde görev yapmanın mutluluğunu yaşamaktayız.
Sirke yapmaya ne zaman ve nasıl başladınız?
Doğal sirke ilk olarak bundan 4 yıl kadar önce sindirim sistemi rahatsızlığımdan dolayı gitmiş olduğum bir doktorun tavsiyesi üzerine dikkatimi çekmişti. Sonrasında korucu ve katkı maddeleri içermeyen doğru koşullarda üretilmiş sirke arayışına başladım. Ancak o zamanlar sirke bu kadar bilinmiyordu ve içerisinde kimyasal olmayan sirkeye ulaşmak çok zordu. Ben gerçek sirkenin faydalarını ve geçmişteki kullanım alanlarını araştırıp öğrenmeye başladıkça doğal sirkeye olan merakım daha da arttı. Bunu evde en doğru şekilde nasıl yapabilirim diye araştırmalara başladım. Benim sirke ile ilgili hikayem bu şekilde başladı. Gerek sirke üzerine yazılmış eserlerden, gerek tecrübe sahibi büyüklerimizden derlediğim bilgilerden ve internet üzerinden bu işe gönül vermiş kişilerden aldığım eğitimler sonucunda 2017 yılında ilk sirke denememi yaptım. Açıkçası o zamana kadar benim için sirke, turşu yapmada kullanılan, sadece elma ve üzümden yapılan, lezzet ve kokusundan pekte hoşlanmadığım bir gıda maddesiydi. Ancak zamanla öğrendim ki ; Peygamber Efendimiz (S.A.V) övgüsüne mazhar olmuş ve İbn-i Sina'dan Hipokrat'a kadar bir çok tıp otoritesinin hayatlarının her alanında kullandıkları sirke de, yitirdiğimiz bir çok güzellik gibi sabır ve emekle doğal fermente olarak üretilmesi gerekirken, ticari kaygıyla ve içerisine katılan bir çok kimyasalla birlikte hayatımıza dahil edilmiş ve maalesef zamanla bizlere doğal sirkenin tat ve şifası unutturulmuştur. Ben sirke üretmeye başladığımda satışını yapmak gibi bir niyetim yoktu. Ancak ürettiğim sirkeleri kullanmaya ve ailece faydasını görmeye başladıktan sonra çevremdeki sevdiklerime ve hastalığını duyduğum yakınlarıma hediye edip onlarında tecrübe etmelerini istedim. Kullananlardan gelen talep ve olumlu dönüşler neticesinde son 1 yıldır çevremde ve internet üzeri satışını yapmaya başladım..
Sirke yaparken kullandığınız araçlardan ve yöntemden bahseder misiniz? Kaç çeşit sirke yapıyorsunuz?
Tabi ki. Sirke dediğimiz zaman en önemli unsur kullanılan yöntem ve araçlardır. İnsanların evde kendi sirkelerini yapabilmesi çok güzel ancak gözlemlediğim kadarıyla birçok kişi kurallarına riayet etmeden plastik bidonlarda kurulum yapıyor. Köy pazarlarını gezdiğimiz zaman yapılan sirkelerin güneş altında plastik şişelerde satıldığını görüyoruz. İçme suyunun bile plastik şişelerde sağlıksız olduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyorken, sirke gibi asitli bir gıdanın üretim ve saklama aşamasında plastiğe temas etmesini son derece sağlıksız buluyorum. Ya da marketlerde sirke diye aldığımız çoğu sözde sirkenin içeriğini incelediğimizde ne kadar sağlıklı olduklarını gözlemlemek çokta zor değil. Biz sirkelerimizi özel olarak yaptırdığımız meşe fıçılarda, toprak küp ve cam kavanozlarda doğal fermente yöntemiyle üretiyoruz. Sirkelerimiz oluşum süreçlerini tamamladıktan sonra 6 ile 12 ay dinlendirme süresinden sonra satışa çıkartıyoruz. Bizim dikkat ettiğimiz bir diğer unsur da sirke yapmada kullandığımız meyve ve bitkilerin olabildiğince doğal ilaçsız ve kaliteli olmasıdır. Bu yönden şanslı hissediyoruz çünkü birçok meyvenin yetiştiği cennet gibi bir ilçede yaşıyoruz. Ve meyvenin doğalını gidip dalından toplayabiliyoruz. Yine sirkelerimizi kurduğumuz suyun doğal kaynak suyu olması da bizim için önemli. Birde eskilerin önem verdiği ancak şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş olan simya ilmini de kurulum yaparken önemsiyorum. Velhasıl kelam sirke üretirken kurulum yaptığınız kaptan içerisine ilave ettiğiniz suya ve şifa niyetine okuduğunuz dualara kadar ne denli hassas davranırsanız şifası da o kadar yüksek olacaktır. Ürettiğim sirkeleri öncelikle kendim deneyip sonrasında satışını yapıyorum. Sirke yapmaya başladığımdan bu zamana kadar Çiçek sirkeleri, aromatik sirkeler ve meyve sirkeleri olmak üzere 40 çeşit ve üzeri sirke tecrübem oldu. Şuanda da satışını yaptığımız 35 çeşit sirkemiz mevcut. Farklı meyvelerden daha birçok sirke çeşidini denemeye ve sizlerin beğenisine sunmaya devam edeceğim nasip olursa.
Kısaca sirkenin faydalarından bahseder misiniz? Siz sirkeyi günlük hayatta nerelerde kullanırsınız?
Bir şifa kaynağı olarak sirkenin üretimi insanlık tarihi kadar eski. Hipokrat tarafından uygulanan tedavilerde bile bal, sirke ve karabiber kullanılmış. Benzer şekilde, İbn-i Sina’nın reçetelerinde de hep sirkeye rastlıyoruz. Osmanlı tıbbında da doktorların ilaç yapımında ve reçetelerinde sirkeye çok yer verdiklerini görüyoruz. Sirkenin mikrop öldürücü gücü, temizlikteki etkisi yıllardır biliniyor. Osmanlı zamanında hekimler veba olan eve girdiklerinde o evi baştan sona sirke ile temizlerlermiş. Kısaca sirkenin bu zamana kadar okuduğumuz ve kullananların tecrübe ettiği faydalarından bahsedecek olursak tüm sirkelerimiz genel olarak doğal probiyotik kaynağıdır. Nasıl ki her meyvenin kendine özgü faydaları varsa her bir sirke çeşidinin de sağlığımız üzerine etki ettiğini farklı alanları mevcuttur. Sabahları bir bardak suyun içerisine ilave edeceğiniz 1 kaşık sirke ile güne başlamayı alışkanlık haline getirmeniz vücut sağlığınız da gözle görülür fayda sağlayacaktır. Bazı sirkelerimiz ve kısaca faydaları su şekildedir; Alıç sirkemiz kalp ve damar rahatsızlıklarında, Çam kozalağı sirkemiz akciğerler ve solunum yolları rahatsızlıklarında, Zeytin yaprağı sirkesi virüs kaynaklı hastalıklarda, Nar sirkemiz ağız ve diş eti rahatsızlıklarında, Ve hayıt sirkemiz kadın hastalıkları, kistler ve hamile kalmayı engelleyen bir çok hastalığın tedavisinde yardımcı olarak kullanılır. Bunun yanında lavanta ve gül sirkesi gece yatmadan önce tüketildiğinde rahat bir uyku geçirip dinlenmiş olarak kalkmanıza fayda sağlar, yine lavanta sirkemiz saç bakımı ve sac derisi rahatsızlıklarında büyük oranda rahatlama sağlar. Mesela gül ve pirinç sirkemiz özellikle cilt temizliğinde tonik olarak kullanılmaktadır Ayva sirkemiz çocukların gelişimine katkıda bulunduğu gibi tansiyon ve şekeri dengelemede de çok güzel sonuçlar vermiştir. Ve özellikle çocuklarımıza da Hz Mevlana'nın sevdiği içecek olarak bilinen Mevlevi şerbeti yada Sirkencubin şerbeti olarak anılan sirke ve balla yapılan şerbetten yapıp özellikle okul döneminde içirdiğimizde zamanla bağışıklık sistemlerinin güçlendiğini ve bir çok hastalığı hafif bir şekilde atlattığımızı deneyimledik. Özellikle hastalıkların çeşitli ve kolay bulaşıcı olduğu su dönemlerde en büyük silahımız güçlü bir bağışıklık. Ve sirke de bu konuda düzenli ve doğru kullanımda büyük önem arz etmektedir.. Sirke çeşitlerimiz ve faydaları hakkında detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz bizlere ( @sirke_dukkani ) instagram adresimiz üzerinden ulaşabilirsiniz.
Sizi diğer sirke üretenlerden farklı kılan nedir?
Etrafımda gözlemlediğim kadarıyla birçok sirke satışı yapılan yerler mevcut. Ancak bunların çoğunu incelediğimiz zaman içeriği hakkında bilgi sahibi olmadıklarını sadece ticari amaçla yaptıklarını görüyorum. Sirke üretimi konusunda beni faklı kılan noktanın meyve tedarikinden kurulumuna şişelenmesinden satışına kadar her aşamasıyla bizzat severek ilgilenmem ve satışını yaptığım her ürünümün de arkasında gönül rahatlığıyla durabilmem diye düşünüyorum. Benim yarışım kendimle. Amacım fazla üretim yapıp çok satış yapmaktan ziyade her yeni kurduğum sirkede bir öncekinden daha kaliteli, şifası yüksek ve lezzetli sirkeler üretmek ve insanlara hatta çocuklara bile ürettiğim sirkeyi en güzel şekilde sunup sevdirebilmek. Sirke yapana aşk, içene şifadır. Sirkelerimizde nasibi olanların şifasına vesile olması duası ile.
Sosyal medyayı etkin kullanıyorsunuz ve ürünlerinizi sunarken aynı zamanda hem kendi duygu ve düşüncelerinizi hem de bildiğiniz enteresan hikayeleri, rivayetleri paylaşıyorsunuz. Kendinizi sosyal medyada ifade ederken zorlanıyor musunuz? Sosyal medyanın size ne gibi faydaları oldu?
Sosyal medya artık günümüzün vazgeçilmezi ve tabi ki insanlara ulaşma konusunda çok büyük önem taşıyor. Burada asıl olan bizim onu hangi amaçla kullandığımızdır. Benim sosyal medyayı kullanmadaki hedeflerimden birisi de ismi ayrı, kendisi ayrı güzel olan ve yıllarca topraklarında her çeşit meyveyi barındırıp bizlere sunan, cennet memleketimin kıymetli meyvelerinden en güzel sirkeleri yapıp MUSTAFAKEMALPAŞA' nın ismini Türkiye'nin birçok yerinde gururla duyurabilmek. Ve benim sosyal medyada ki en büyük kazancım sirke dükkanı hesabımı açtıktan sonra bu vesileyle Türkiye'nin dört bir yanından hatta yurt dışından tanışmış olduğum yüreği güzel dostlar biriktirmek, onların dualarında yer almak. Bu benim için maddi kazanımlardan çok daha kıymetli. Çünkü maddi olan her şey bir gün tükenmeye mahkum iken gönüllerde bırakılan hoş sedalar yıllar geçse de unutulmayacaktır. Ve bu yüzden bende sayfam da sirkelerimin tanıtımını yaparken fayda ve kullanım alanlarından bahsederken aynı zamanda bana ve sevdiklerime iyi gelecek yollarımıza ışık olacak paylaşımlara da yer vermeyi seviyorum.
Son olarak iletmek istediğiniz bir şey var mı?
Çıkmış olduğum bu yolda gerek yakın çevremde gerekse internet ortamında ilk günden bu yana desteklerini ve güzel dileklerini esirgemeyen, bana inanan başta canım ailem olmak üzere tüm gönlü güzel dostlarıma desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Ve beni aylarca röportaj için sabırla bekleyen kıymetli Şerife Hanım ve Paşada gazetesi çalışanlarına da verdikleri emeklerden dolayı ayrıca teşekkür ederim. Bazı insanlar bazı insanlara şifadır. Rabbim şifamıza vesile olacak insanları hayatımızdan eksik etmesin.