Kentimiz
Kentimizin şirindir deresi,
Hem meşhurdur Oğlak Tepesi
Saygılıdır, cesaretlidir efesi,
Hem meşhurdur Lalaşahin Türbesi..
İkiye ayırır Kent’i deresi,
Çok meşhurdur peynir tatlısı.
Halkın, esnafın doludur kesesi,
Hem meşhurdur avcıların yelvesi.
Beri yaka Karşıyaka ikisi,
Gelir gider arada düğün tepsisi,
Kadınlar kızlar çok hissi
Meşhurdur bardakçıların testisi..
Duyulur hayvanların sesi.
Hem meşhurdur koyunu keçisi,
Çakalları çoktur hem kirpisi,
Hem ucuzdur odunun çekisi...
Deniz ve Yağmur
Yağmur bereket derlerdi,
İnanmazdım küçükken.
Nefret ederdim o yağdıkça,
Seyrederken cam boyunda.
Sokaklar boşalır,
Geçerdi saatte bir iki kişi..
Şemsiyenin altında,
Pardösünün yakalarını kaldırmış.
Giderdi hızlı hızlı…
O günden bugüne dek,
Nefret ederdim yağdıkça…
Şimdi ise yağması için
Dua ederdim saatlerce.
O yağdıkça
Bir şeyi görürdüm
Buğulanmış camların ardında
Saçları ıpıslak
Yanaklarından süzülen damlalar…
Tebessüm ederdi.
Gökyüzüne baktıkça
Habersizdi ona olan aşkımdan.
Yağmur yağdıkça,
Anlardım o zaman
Damlalar arasında süzülen
“Deniz” kızını sevdiğim…