RÖPORTAJ

“Tekrar dünyaya gelsem yine eczacı olmak isterim”

41 yıldır Şifa Eczanesi’nde Mustafakemalpaşa’ya hizmet eden Eczacı Halil İbrahim Özşekerci Paşada’nın konuğu oldu.

Abone Ol
Merhaba Halil İbrahim bey. Sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba, ben Halil İbrahim Özşekerci. 1951 yılının Ocak ayında Mustafakemalpaşa’da doğdum. 4 kardeşiz. Bir ablam vefat etti. 1974 yılında evlendim. 2 evladım var, evlendiklerinde 4 evladım oldu. Öğretmen Davut İlkokulu’nda ilkokulu okudum. İlkokul sonrasında Sanat Enstitüsü orta kısımda eğitime devam ettim. Lise döneminde Mustafakemalpaşa’da lise olmaması nedeniyle Bursa Erkek Lisesi’nde okudum. Lise sonrasında ise Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne giderek buradan mezun oldum. Mustafakemalpaşa’ya dönüş yaparak 1979 yılında eczane açarak çalışmaya başladım. Babanız ve dedeniz şekerciyken, siz bu mesleği bırakarak eczacılığa nasıl yöneldiniz? Ortaokul döneminde ablam evlenmişti. Mühendis eniştem, kendi kardeşine de bana da eczacılığın geleceğin mesleği olacağını söyledi. Ben aslında mühendis olmak istiyordum. Ancak onun yönlendirmesi ile birlikte ortaokulun son sınıfı itibariyle eczacı olmayı arzuladım. Üniversiteyi kazanarak mezuniyet sonrasında eczacı olarak çalışmaya başladım. Dükkanınız hep aynı yerde miydi? Ailem soyadı kanunundan beri şekercilik ve süt mamülleri imalat ve satışı yapıyordu. Önce Şeyhmüftü Camii yanı, sonra şekerci dükkanı olarak ilk açılış yeri şu andaki Ziraat Bankası’nın karşısındaydı. Ancak orasının yıkılması ile birlikte şekerci dükkanını taşıdık. Balıkesir Caddesi’nde, Şifa Eczanesi olarak hizmet etmeye başladık. 41 yılı geride bıraktık. Başlarda şekerci olarak sonrasında ise eczane olarak hizmet vermeye başladık. Şekerci bir babanın çocuğu olmak nasıldı? Evimizin alt katı imalathaneydi. Sıcak şeker ve helva yapıyorduk. Çocuktuk ve canımız isterdi. Sıcak şeker yerdik hep. Hatta o dönemlerde gelen küçük çocuklara dedem ve babam hep şeker verir, boş çevirmezdi. O dönemin çocukları, şimdi gelip “Deden bize şeker verirdi” diyerek hala anlatır. Şekercilik hizmetinde çok fazla çıraklık yapamadım. Ortaokul sonrasında lise için Bursa’ya gitmem ile birlikte uzak kaldım. Ama ortaokul dönemine kadar tüm işleri öğrenmeye çalışıyordum. Şu andaki esnaflığı aslında o dönemlerde öğrenmeye başladık. Eskiden rahatsızlandığımızda Eczacı Şükrü Erdem’in babası Dr. Ekrem Erdem abimiz vardı. O bize destek olurdu. O da beni eczacılığa teşvik edenlerden birisiydi. Ancak onun hiç unutamadığım bir sözü vardı; “Eczacılığın da en iyisi, yapabildiğinin her şeyin en iyisini yap” derdi. 1970’li yıllarda şekerci dükkanımız kapandı. O dönemlerde babam yaşlanmıştı, kardeşim de çiftçilik yapıyordu. Bu nedenle de kapatmak durumunda kaldık. Mesleğiniz dışında neler yaptınız? 1982 yılında Kızılay bünyesinde başkanlık ve yardımcılık gibi çeşitli görevlerde bulundum. Bu çalışmalarda çok güzel arkadaşlarım, gruplarım oldu. Bu tür hizmetler ekip işidir. Eğer ekip iyiyse, hizmet de kaliteli ve içine sine sine olur. Bu yıllarda sünnet cemiyetleri yapmıştık. İlçede sünnet yaptırma imkanı bulunmayan ailelere bu sayede yardımcı oluyorduk. O dönemin en iyi sünnetçileriyle çalıştık. Üstelik o dönemlerde Kızılay merkezden hiçbir şekilde maddi bir destek alınmadı. Tamamen Mustafakemalpaşa içerisinde oluşturulmuş olan yardımlaşma ile bu organizasyonlar yapıldı. Üstelik sadece sünnet değil, sünnet çocuklarının iç çamaşır gibi tüm ihtiyaçları da karşılandı. Kızılay Otel binasının yapılması adına çalışmalara başladık. O dönemlerde dışarıdan gelenlerin kalabileceği yer yoktu. Kızılay genel başkanlığına giderek teklifimizi sunduk. Detayları ile projemizi anlattık. Otel çalışmalarını en çok destekleyen kişi Kızılay Genel Sekreteri Necmi Hoşver’di. Otel açılışını Kızılay Genel Başkanı, Bursa Vali Yardımcısı, İlçe kaymakamı ve Belediye Başkanı yapmıştı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kuruluşunda Mustafakemalpaşa Kaymakamlığı tarafından seçilen isimlerden birisi oldum. 30 yıl kadar burada da hizmet etme şansı buldum. Lise eğitimi alacağım dönemde lise olmadığından dolayı bunun eksikliğini hissetmiştim. Mustafakemalpaşalı öğrencilerin rahat okuyabilmesi için milli eğitim derneklerinde görev aldım. Bursa Eczacı Odası’nda 14 yıl ilçe temsilciliği yaptım. Sonrasında Bursa Ecza odasında Onur kurulu, denetleme kurulu ve yönetim kurulu üyeliği gibi görevlerde bulundum. Şu anda gençler çok daha aktif çalışıyor, hizmet yapıyorlar. Biz de yerimizi onlara bıraktık. Bir dönem siyasetin de içinde oldunuz. O dönemlerde neler yaptınız ve siyasetten neden çekildiniz? Siyasete aslında hiç girmedim. Partiye de meclis üyesi olmak için girdim. 1999-2004 tarihleri arasında Anavatan Partisi’nden belediye meclis üyesi olarak 5 yıl boyunca hizmet ettim. Ondan sonraki 5 yıl, arkadaşlarım başkan olma konusunda karşı karşıya geldiler. 2 arkadaşımın böyle bir durumda olması nedeniyle siyasette olmak istemedim. Ancak ondan sonraki dönemde 2009’da tekrar bir belediye meclis üyeliğim oldu. Parti kapanınca Doğru Yol Partisi’nden mecliste yer aldım. Ekip çalışması bu dönemde çok iyiydi. Beni bir abi olarak görürlerdi. Birlikte güzel işler başardık. O dönemde benim yüzde 1 etkim varsa, yüzde 99 da arkadaşlarımın etkisi vardı. Bu noktaya gelmemde onların çok büyük destekleri vardır. Bu işler, Mustafakemalpaşa’ya ve Mustafakemalpaşalı vatandaşlara hizmettir. Hayallerim olsa da siyasette yapamayacağımı düşünerek siyasete devam etmedim. Ancak güzel işler yapmaya çalıştık, eğer bu ilçeye bir şeyler katabildiysek ne mutlu. Çocuğunuz Bahadır Özşekerci’nin en büyük tutkusu uçmak. Bu duruma nasıl bakıyorsunuz? Gerekli emniyet tedbirlerini alıyor, bu konuya özel bir itina gösteriyor. Bu nedenle ona güveniyorum. Ben de kendi dönemimde bazı sosyal hizmetlerde bulunmuştum. Onun da bu yönde çalışıyor olması hoşuma gidiyor. Ancak bir yandan da tehlikeli tarafları var. Şimdi neler yapıyorsunuz? Eczanede çalışmaya, hizmet etmeye devam ediyorum. Pandemi nedeniyle tabi ki zorlu bir süreçten geçiyoruz. Mümkün olduğu kadar kurallara uymaya çalışıyoruz. Vatandaşa hizmet ederken maske, mesafe ve temizliğe dikkat ediyor, herkesi de bilgilendirmeye çalışıyoruz. Özellikle fiziki mesafeye dikkat etmek gerekiyor. Çünkü bulaş, özellikle fiziki temasla gerçekleşiyor. Başkasından size, sizden başkasına geçmesini de maske kullanarak önleyebiliriz. Bu süreci atlatacağız, ancak biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor. Hayatınızdaki keşkeniz ve iyi ki yapmışım dediğiniz bir şey var mı? İyi ki yapmışım dediğim şey eczacı olmam. Şimdi yeniden 15-16 yaşında olsaydım yine eczacılığı seçmek isterdim. Eczacılık bizim mesleğe başladığımız döneme göre çok gelişti. Çok güzel bir meslek. Keşkem ise üniversiteyi daha erken bitirememek. Halil İbrahim Bey, paylaşımlarınız için teşekkür ediyorum. Ben de bir Paşada takipçisi olarak Paşada’ya teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılar diliyorum.