Beklenen Açıklama Geldi Beklenen Açıklama Geldi
Türk Metal Sendikası sosyal tesislerinde bir araya gelen Türk İş’e bağlı sendikaların şube başkan ve yöneticileri Kod29 zulmüne son verilmesi çağrısında bulundu. Açıklama öncesi konuşan Türk İş Bölge Temsilcisi Ruhi Biçer, “Kod 29’dan 200 bine yakın işçi pandemi döneminde işten çıkarıldı. Bu zulüm son bulmalı. Yarından itibaren tam mı kapalıyız yarı mı bilmiyorum. Türbenin üç tarafı açık sadece önün kapalı bizim durumda böyle diyebilirim. Günlük 50 lira ile bir ailenin hayatını idame ettirmesi mümkün değildir. Evde kal deniyorsa evde kalan insanların karınları doyurulmalı” çağrısında bulundu.

Ekonomik krizin bedelini çalışanlar ödemesin

Türk İş adına ortak açıklamayı okuyan Tek Gıda İş Mustafakemalpaşa Şube Başkanı Engin Öz, “Küresel ekonomik krizin bedelini yine çalışanlar ödemesin. Fedakarlık yine bizden beklenmesin.   Salgın her şeyi alt üst etti, durumu fırsata çevirmek isteyenler yine ortaya çıktı. Bugün her zamankinden daha fazla dayanışma içinde olmamız gerekiyor” dedi. Salgın, işçi hak ve özgürlüklerine el uzatılması için “meşru” gerekçeymiş gibi görüldüğünü söyleyen Öz, “Dünyanın yeni-liberalizme teslim olduğu bir dönemde, salgına karşı devletlerin koruma ve destek önlemleri tartışma konusu oldu. Devasa boyutlara gelen işsizlik sorunu resmi verilere bile yansıdı, görünür oldu. Ama çalışır gözüken ve fakat ücretsiz izine çıkarılan milyonlarca emekçinin yaşamlarını asgari ücretin yarısı bir gelirle nasıl sürdürecekleri sorusu yanıtsız kaldı. Kısa çalışma uygulaması kapsamında olan emekçilere yapılan ödemelerin yeterli olup olmadığı sorusunun cevabı verilmedi.  Kendi nam ve hesabına çalışan küçük işletmecilerin, esnafların işyerleri kapanmak zorunda kaldı. Ailenin bir haftalık mutfak masrafını dahi karşılayacağı şüpheli olan bir meblağla yapılan “yardım” yeterli olmadı. Salgın tam anlamıyla sosyal devletin gücünü deneme sınavı halini aldığını” belirtti. Öz, çözülmesi gereken acil sorunları şöyle sıraladı:
  • Üç ay daha uzatılan Kısa Çalışma Ödeneği uygulaması, salgın boyunca güçlendirilerek sürdürülmelidir.
  • Ücretsiz izine çıkarılan emekçilere yeterli gelir desteği sağlanmalıdır.
  • 17 Mayıs 2021 tarihine kadar uzatılan işten çıkarma yasağına rağmen 4857 sayılı İş Kanununun 25 madde 2. fıkrasını muvazaalı bir şekilde uygulayan işverenlere karşı denetim ve yaptırım getirilmelidir. Kamuoyunda “Kod 29” olarak da bilinen bu muvazaalı uygulama ortadan kaldırılmalıdır.
  • Bazı büyük işletmelerin “kalıcı uzaktan çalışma” uygulamasına geçeceklerini duyurmaları, uzun vadede yaşanacak hak kayıplarına neden olma tehlikesini de beraberinde getirmektedir.
  • Uzaktan çalışma uygulamasına yönelik düzenlemeler, uzaktan çalışanların ekonomik, sosyal ve sendikal haklarını gözeterek yapılmalıdır.
  • Uzaktan çalışma kapsamında çalışan kadın emekçilerin ev içi iş yükleri eğitim öğrenim çağında olan çocuklarının da evde bulunmalarından dolayı daha da artmıştır. Bu durum, kadınların iş-yaşam dengesi sorununu yoğunlaştırmıştır. İlgili sorunun üstesinden gelinmesi için düzenlemeler yapılması zorunludur.
  • Salgının yayılım hızıyla aşılama hızı arasındaki dengesizlik mutlaka giderilmelidir. Fabrikalarda, bürolarda, her türlü kalabalık ortamda, fiziki temasın yoğun olduğu yerlerde çalışan emekçiler aşı programındaki öncelikli kapsama alınmalıdır.
  • Salgınla mücadelede sorumluluğun bireylere bırakıldığı bir yaklaşımdan, etkin ve önleyici toplumsal yaklaşıma geçilmesi bir zorunluluktur.
  • Toplumsal etkin ve önleyici salgınla mücadele programı, bireylerin salgına karşı mücadele isteğini de güçlendirecektir.

Editör: Haber Merkezi