Merhaba Mustafa Bey. Sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba. Ben Mustafa Atalay. 17 Ocak 1944’te Mustafakemalpaşa’nın Çördük köyünde dünyaya geldim. Babam Hasan Atalay çiftçiydi. Üçüncü sınıfa kadar Çördük’te okudum. Babamın Mustafakemalpaşa’da çalışmaya devam etmesi üzerine taşındık ve eğitimime merkezde devam ettim. Başardığım şeylerle hep mutluluk yaşadım. Başaramadıklarım için üzüldüm. Hayatta hep hedeflerim oldu. 3 çocuğum var. Eşimin de desteği ile çocuklarımıza iyi bir eğitim imkanı sunduk. Onları eş, iş sahibi yaptık. Şu anda 7 torunum var. 2’sini evlendirdik. Onlar insana büyük bir mutluluk veriyor. 77 yaşınayım. Bugüne kadar kimsenin tek kuruşuna tamah etmedim. Dürüst bir esnaf olarak hizmet vermeye gayret ettim.

Baba Hasan Atalay

Çalışma hayatınız nasıl başladı? Mesleğe nasıl başladınız? Çok küçük yaşlardan itibaren çalışmaya başladım.  10 yaşlarındayken şu andaki PTT karşısındaki Helvacı Reşat’ın helvacı dükkanında çalışmaya başladım. Sonra mesleği sevmem, ustamın da desteği ile birlikte uzun yıllar boyunca burada çalışmaya devam ettim. 24 ay askerlik yaptım. Sadece bu sürede işe ara vermek durumunda kalmıştım. Askerden geldikten sonra da aynı yerde çalışmaya devam ettim.  Dönüşümde aslında yeni bir yer açmak istemiştim. Ancak Reşat ustam buna izin vermedi ve beni dükkana ortak yaptı. Yine uzun bir süre bu şekilde devam ettik. Daha sonrasında ustam eşi ile birlikte hacca gitti. Ancak orada ikisi de yaşamını yitirdi.  Bunun üzerine ben de yeni bir yere geçtim.

Usta Reşat

Dededen toruna çerez hikayesi: İsmail Terakye Dededen toruna çerez hikayesi: İsmail Terakye
Atalay Helva ilk olarak ne zaman açıldı? Bu olay üzerinde kendi yerimi açmaya karar verinde Atalay Helva’nın da hikayesi başlamış oldu. Mustafakemalpaşa’da Atalay Helva olarak ilk yeri 1984’te açtım. Başlangıçta küçük bir imalathaneydi. Kısa süre içerisinde Mustafakemalpaşalılar, alışık olduğu lezzeti benimsedi ve Atalay Helva’yı tercih etti. Şu anda Lalaşahin Mahallesi’ndeki ilk dükkanımızın yanı sıra köprü başında da ikinci bir dükkanımız var. Kendi üretimlerimiz ve lezzetlerimiz ile Mustafakemalpaşa’ya hizmet etmeye devam ediyoruz. Helva, tahin pekmez, lokum, şeker satışı yapıyoruz. Bunun yanı sıra köpük helvayı şu anda Mustafakemalpaşa’da sadece biz yapıyoruz. İlçe çevresinde de yapan yer sayısı yok denecek kadar az. Yeni nesil, bu lezzeti bilmiyor. Ancak o kadar faydalı ki! Özellikle küçük yaştaki çocuklar için etkisi çok fazla. Eskisi kadar tüketilmediğinden dolayı yavaş yavaş üretimi durdu. Biz de sınırı sayıda üretim yaparak bu lezzeti arayanlara bu şifa kaynağını sunmaya çalışıyoruz. Mustafakemalpaşa’da helva denildiğinde akla ilk gelen isimlerden birisisiniz. Bunu nasıl başardınız? Ustam “Seni çok güzel yetiştirdim. Sana ne öğrettiysem aynı şekilde devam et. Yanında çalıştırdığın kişilere bu mesleği öğretmezsen, hile yaparsan, bu meslekte dürüst olmazsan sana hakkımı helal etmem!” demişti. Bu sözlerinin üzerinden benden helallik isteyerek hacca gitmişti. Ne yazık ki bir daha onu görmem mümkün olmadı. Hayatıma çok şey katan ustamın vefatı beni üzdü. Ancak bu mesleği yaptığım her gün ona teşekkür ediyorum. Resmi de hep başucumda durur.  Onun bana öğrettiği şekilde; dürüst, mesleğime saygılı bir şekilde çalıştım. Pek çok ustanın da işi öğrenmesine yardımcı oldum. Şu anda Mustafakemalpaşa genelinde helvacılık yapan pek çok kişide emeğim var diyebilirim. Hala işlerin başındayım. Tezgaha geçip helva kesiyorum, Mustafakemalpaşalı vatandaşlara hizmet ediyorum. Ancak tabi eski dönemlerdeki gibi uzun süreler dükkanda duramıyorum. Çocuklarım işi devam ettiriyor ve ben de onlara yardımcı oluyorum. İş dışında neler yaptınız? Çimenspor Kulübü’nün kurucu başkanıyım. Yaşadığımız dönemde gençler farklı alanlara yöneliyordu. Bunu nasıl engelleriz diye düşünürken arkadaşlarla birlikte futbol kulübü kurmaya karar verdik ve Çimenspor Kulübü 1969 yılı itibariyle hayata geçmiş oldu. Bu kulüpten pek çok sporcu yetişti, başarılı öğrenciler oldu. O dönem gençliğine böyle bir desteğimiz oldu. Sonrasında ise görevimizi gençlere bıraktık ve hala kulübün aktif olması, gençlere böyle bir destek sağlaması bize mutluluk veriyor. Hayatınızın önemli bir döneminde de aktif olarak siyaset yaptınız. Bu yıllar nasıl geçti? Mustafakemalpaşa’da 1983 yılında Anavatan Partisi’nin kurucularından birisiydim. Uzun bir süre ilçe başkanlığı yaptım. Bu dönemde ilçenin gelişimi adına pek çok önemli başarıya imza atıldı. Aynı zamanda 2. köprünün de fikir babasıyım diyebilirim. Mustafakemalpaşa Organize Sanayi için de o dönemdeki girişimlerimiz sonuç verdi. Ordu milletvekili ve aynı zamanda Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak görev yapan Şükrü Yürür ile yaptığımız görüşmeler sonrasında Organize Sanayi’nin de faaliyete geçmesini sağladık. 1984 yılında Anavatan Partisi’nin belediyeyi alması ile birlikte ilçedeki çalışmalarımız hızlandı. O dönemde belediyede sadece 3 araç vardı. Ankara ile yaptığımız görüşmelerde 43 tane araç almaya yetecek bir hibe kazandırdık. O dönemin Maliye Bakanı, Mustafakemalpaşa bölgesinden sorumlu birisiydi. Bu sayede de ilçeye onun destekleriyle önemli yatırımlar sağladık. Siyaseti ne zaman bıraktınız? Çok uzun yıllar boyunca siyasette aktif olarak yer aldım. Ancak bir noktadan sonra gençlere görevi devretmek gerekiyor. 2002 yılında aktif siyaseti bırakarak kabuğuma çekildim. İş ve siyaset dışında neler yaptınız? Ben kendimi bildim bileli hep çalıştım. Askerden izne geldiğimde dahi ustamın yanında çalışmaya devam etmiştim. Dönemimizde imkanlar yoktu. Çalışmak zorundaydık. Bu nedenle iş dışında aslında çok bir şey yapamadım. Mustafa Bey paylaşımlarınız için çok teşekkür ediyoruz. Ben de Paşada’ya teşekkür ediyorum. x
Editör: Haber Merkezi