Afiş İndi, Yenisi Asılacak mı? Afiş İndi, Yenisi Asılacak mı?
Merhaba Tandoğan Bey, öncelikle Ankara ziyareti ile başlayalım. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Salı günleri meclisteki grup toplantısından sonra meclis odasında 5 dakikayı geçmeyen görüşmeler yapıyor. Fakat size Perşembe günü CHP Genel Merkezi’nde randevu verdiğini ve bu görüşmenin de 5 dakika gibi kısa bir süre değil, 45 dakikayı geçtiğini net bir şekilde öğrendik. Konuştuğunuz konular neydi? Merhaba. Mevcut çalışmalarımızı aktarmak ve Mustafakemalpaşa genelinde bir değerlendirme yapmak için Genel Başkanı ziyaret ettim. Başkanımız Salı günü yaptığı grup toplantısı sonrasında toplantı binasında ziyaretleri kabul ediyor. Ancak biz Perşembe günü Ankara’ya gittik ve kendi makam odasında toplantımızı gerçekleştirdik. Doğru bilgi almışsınız. Toplantıda İlçe Başkanlığı olarak yaptığımız çalışmaları aktardık. 31 Mart seçimlerinden bugüne kadar yaşananları, Mustafakemalpaşa genelindeki sorunları, eksikleri dile getirdik. Sonrasında ise genel siyasette olası bir erken seçime yönelik genel değerlendirmelerde bulunduk. Hem ilçemiz hem de bizim için çok verimli bir toplantı oldu diyebilirim. Bursa genelinde yaptığımız değerlendirmede CHP Mustafakemalpaşa’nın 17 ilçe arasında en çok üye kazandıran ve en az üye kaybeden örgüt olması bizi oldukça mutlu etti. 2020 yılı ve 2021 yılının ilk ayı kapsamında partimizden sadece 1 üye, üyelikten ayrıldı. Bu yönümüzle ön plana çıktık ve toplantıda tüm bunlar değerlendirildi. Daha önce Paşada’ya yaptığınız özel açıklamada milletvekili olmak istediğinizi söylemiştiniz. Toplantıda bu konu da konuşuldu mu? Olası bir erken seçimde milletvekili aday adayı olduğumu net bir şekilde söylemiştim sizlere. Bu konuda çok kararlı ve istekliyim. Partim ya da kendimden ziyade Mustafakemalpaşa ve Karacabey’i temsilen bir milletvekili çıkması her iki ilçe için de büyük bir kazanım, avantaj sağlayacak. Karacabey ve Mustafakemalpaşa Bursa’nın en batısındaki iki güzel ilçemiz ve temsil edilmeli diye düşünüyoruz. Görüşmede bunu Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na net bir şekilde aktardım. Tabi ki takdir önce parti örgütümün, her iki ilçedeki parti büyüklerimin ve Genel Başkanımın. Tüm senaryolara karşı hazırlıklıyız ve olası bir erken seçimde aday adaylığımı açıklayacağım. Peki, CHP Mustafakemalpaşa tabanı sizi ilçe başkanı olarak başarılı buluyor ve 2. seçim dönemini de başarıyla geçerek yeni döneme başladınız. Parti yönetimi bu durumu nasıl değerlendiriyor? Sizden sonrası için başkan adayınız var mı? Sizin aracılığınızla herkesin huzurunda tüm parti yöneticilerime ve üyelerimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Partimize yıllarca emek vermiş, tüm üyelerimizin de kabul edeceği bir isim var ancak ismini kesinlikle açıklamayacağım. Başkan konusunda ısrarcı da olmayacağım üye ve delegeye. Daha önceki açıklamalarımda da net bir şekilde ifade ettiğim gibi örgüt kimi uygun görürse, o kişinin arkasında en büyük destekçi ben olacağım. Son günlerde en çok konuşulan konulardan birisi de Türkiye’deki uzay çalışmaları. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Uzaya giden ilk Türk olmak ister misiniz? Ben henüz korona virüs aşısı olmadım, dolayısı ile daha yan etkisini görmediğim için bir şey söylemem doğru değil. Aya gitme gibi bir düşüncem yok. Türkiye’de daha önemli ve önceliklere sahip yapılması gereken çok iş var. Türkiye ekonomisi, esnafın durumu ve tüm bunların üzerine pandemi süreci herkesi derinden etkiledi. 5 kilogram yağ 6 ay önce 45 TL’den satılırken şu anda 80-85 TL bandına kadar çıkmış durumda. Esnaflar çok uzun süreden beri dükkanlarını açamadı. Esnafa ciddi bir maddi yardım yapılmadığı gibi geçtiğimiz aylarda sunulan kredilerin de ödeme zamanı geldi. İnsanlar dükkan mı açtı da kredilerini ödeyecek? Tabi ki esnafın büyük bir kısmı kredi ödemelerini yapamıyor. BAĞKUR ödemeleri durdurulmadı ve zamlı olarak işlemeye devam ediyor. Bunların üzerine bir de ödenmeyen borçlar nedeniyle esnaflara icralar gelmeye başladı. Türkiye’de insanlar can derdinde, geçim derdinde! Böyle bir dönemde tüm bu sorunlar yaşanmıyormuş gibi çıkıp uzaya gideceğiz açıklaması yapmak normal mi sizce? Uzay çalışmalarının yapılmasına karşıyım gibi bir algı oluşmasın istemiyorum. Bu tür bilimsel çalışmalar tabi ki yapılmalı ve önemli. Ancak böyle bir dönem içerisinde beklentiler çok daha farklı. Vatandaş şu anda aya çıkma değil, ayı çıkarma derdinde… Üstelik Gara’da yaşanan yüreklerimizi yaralayan hain saldırıda 13 askerimiz şehit oldu. Bu olayda bile benzer bir algı yaratmaya çalışıyorlar ve CHP’ye yükleniyorlar. MİT görevlilerimiz 6 yıl önce PKK tarafından kaçırılmış, bu konuda tüm çağrılarımıza hiçbir şekilde kulak vermeyen iktidar, saldırı sonrasında kendisinde hiçbir sorumluluk görmeyerek olayları CHP’ye bağlamaya çalışıyor. Kime ne anlatıyorsunuz siz? İzmir Milletvekilimiz bu konuyla ilgili tam 5 defa soru önergesi verdi. Bu önergelerin sadece 1’ine cevap alırken cevap; konuyla ilgili çalışmaların devam ettiği yönünde oldu. Bir diğer milletvekilimiz aynı zamanda Genel Başkan Yardımcımız Veli Ağbaba, mecliste esir alınan askerlerin aileleri ile birlikte basın toplantısı düzenledi. CHP bu kişilerin kurtarılması adına ilk günden itibaren her yerde durumu yüksek sesle dile getirdi. Ancak iktidar bu konuda hiçbir adım atmadı. Yaşanan olayın tek sorumlusu iktidardır! Çıkıp televizyonda Arap şeyhi için ulusal yas ilan edip bayrakları yarıya indirip, bir Arap kızı için göz yaşı damlatanlar, sırf oy devşirebilmek için PKK gibi şerefsiz bir terör örgütünün liderinin kardeşi kırmızı bülten ile aranırken TRT ekranlarına çıkartıp Kürt seçmenden oy isteyenler... 13 şehidimizin olduğu gün insanları pandemiden dolayı baskılar ve yaptırımlarla ceza yağmuruna tutanlar, partisinin Rize mitinginde çıkıp Esma için Arap şeyhi için döktüğü göz yaşları yerine gülücükler yağdıracak !Biz terörün her türüne lanet okuyoruz. PKK ya da adı ne ise tüm gruplara lanet okuyoruz. Son günlerde bir de gündemde en çok yer alan olaylardan birisi Boğaziçi olayları. İnsanlar kavgadan ayrışmaktan bıkmış durumda. Direk tepeden bir rektör atanıyor. Öğrencilerden üniversite personeline kadar böyle bir atama kabul görmüyor. Öğrenciler tepkisini dile getiriyor. Ancak nasıl masum bir şekilde başlayan Gezi olayları, terör örgütlerinin ve durumu lehine çevirmek isteyen grupların hedefi olduysa şimdi Boğaziçi olaylarında da benzer bir durum yaşanıyor. Üniversite ile ilgilisi olmayan kişiler, yaptıkları aşırılıklarla hem öğrencileri haksız duruma düşürüyor hem de sadece bir tepki ve talebi dile getirmek isteyen öğrencilerin “terörist” yaftası yemesine neden oluyor. Siyasi iktidar, İçişleri Bakanlığı ve emniyet güçleri alandaki bu kötü niyetli kişileri bilmiyor mu? Onları ayrıştıramıyor mu? Eğer bilmiyorsa ya da bilip de hiçbir şey yapmayıp hala öğrencilere yönelik olumsuz tutumlar sergileniyorsa kusura bakmasınlar ama o makamlarda 1 dakika daha kalmasınlar. Türkiye’deki bir diğer gündem ise Muharrem İnce. Partiden ayrılarak yeni bir oluşum için harekete geçti. Bunun CHP’deki yansıması nasıl? Bu oluşumun CHP ve üyesine hiçbir etkisi olacağını düşünmüyorum. İnsanların gönlüne koltuk sevdası düşünce ne yazık ki beklentiler değişebiliyor ve tutumlar çok farklı oluyor. Geçtiğimiz gün bir televizyon programında yaptığı açıklamaları yakından takip ettim. Ben CHP’den daha fazla oy aldım, bu oyları ben kazandım şeklinde yorum yaptı. Ancak kendisinin de çok iyi bildiği gibi ittifak olarak aday gösterilen Muharrem İnce, sadece CHP’den değil, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden de destek gördü. Tablo buyken, kendisine böylesine bir başarı bağlaması aslında doğru değil. Arkasında hiçbir parti olmadan tek başına bağımsız bir şekilde seçime girerek bu oy oranlarına ulaşmış olsaydı söylemlerinde haklı olabilirdi. Bu nedenle oluşumun üyeler nezdinde de çok fazla kabul görmeyeceğini düşünmüyorum. Son olarak Mustafakemalpaşa için neler söylemek istersiniz? Mustafakemalpaşa’da siyasi ve genel olarak neler yaşanıyor? Mustafakemalpaşa’da bir şeyler çok iyi giderken bazı şeyler de tam tersi, kötüye gidiyor. Özellikle esnaf çok zor durumda. Bursa Caddesi’nde kiralar 10 bin TL’ye kadar çıkmış durumda. Esnaf o rakamları kazanmıyor ki kirasını ödesin, evini geçindirsin. Bu durumda da bir tuhaflık yok mu sizce? Bu nedenle büyük beklenti ve umutlar ile açılan dükkanlar, bir gecede boşaltılıyor. Mustafakemalpaşa’da bir de “Ben yaptım oldu” mantığıyla hareket edilerek kutuplaştırma yapılmaya başlandı son zamanlarda. Bu söylemim kesinlikle Belediye Başkanımız ile alakalı bir durum değil yanlış anlaşılmasını istemem! Yaşça birbirine yakın ve normal yaşamda da arkadaş olan kişilerin ilçe başkanı, Belediye başkanı, başkan yardımcıları olarak görev yaptığı bir dönemden en çok kazançlı çıkanın Mustafakemalpaşa olacağını düşünüyordum. Ancak görüyorum ki bu sadece düşüncede kalacak. Birlik ve beraberlik olması gerekirken sıkıntılar yaşanıyor. Ciddi bir sorun var diyebilirim. Liyakat önemsenmiyor. Son olarak BUSKİ için yapılan personel alımlarını yakından takip ettim. Alınan 10 kişi, hocanın oğlu, imamın oğlu, bizim üyenin çocuğu gibi yakın çevreden alınmış kişiler. Liyakata göre alım yapmazsan olmuyor işte. Adam kaynak makinası tutmamış, ondan boru kaynatmasını bekliyorsun. Adam eline kazma kürek tutmamış iş bitecek diye bekliyorsun. Altyapı çalışmaları yapılıyor. Bu çalışmalar yapılmalı ve biz de parti olarak destekliyoruz. Ancak işinin ehli olmayan insanlar, kesintilerde programa uyamıyor. Söylenen saatte su verilemiyor. İnsanlar BUSKİ yetkililerine söyleniyor, yazıyor, çiziyor. Arkadaşlar bu personelleri BUSKİ yetkilileri almıyor. Siyasi iktidar yöneticisine söyleyeceksiniz o söylemlerinizi! Sular bir gün sonra evlere geliyor. Böyle bir durumda tepki gösterenlere ise farklı yaklaşım sergileniyor. Kimse suyun kesilmesinden dolayı şikayetçi değil. Kesintiler olacak, vatandaş bunu biliyor. Ancak sen programa göre çalışmalarını yapamazsan, söz verdiğin saatten saatler sonrasında suyu verebiliyorsan burada tepki olacaktır. Bize de çok sayıda iş başvurusu oluyor. Bugüne kadar yönlendirdiğimiz insanlar işinin ehli, yıllarca mesleğine emek vermiş insanlar. Ayrıca biz sadece alım yapılacağı zaman yönlendirici oluyoruz. Kesinlikle CHP kontenjanından bir yere insanların yerleşmesini talep etmedik. İşi kim hakkıyla yapacaksa o alınsın.

"BİZ BELEDİYENİN HİÇBİR ŞİRKETİNDEN MAAŞ ALMIYORUZ"

Belediye binasına gitmemden özellikle AK Parti içinde rahatsız olanlar var. Bu kişileri de isim isim, tek tek biliyorum. Neden gidiyormuşum, belediyede saygı ve sevgi ile karşılanıyormuşum diye eleştiriyorlar,  farklı yerlere şikayetler ediyorlar. Huzurunuzda sormak istiyorum. CHP ilçe başkanı bugüne kadar belediyeden tek bir ihale mi almış, birisine ya da birilerine iş mi bağlamış, bağlamaya mı çalışmış, nemalandığı bir şey mi var? Vatandaşların taleplerini Belediye Başkanı Kanar’a ve Belediye başkan yardımcılarına bazen de hiç gerek kalmadan kurum müdürlerine aktararak çözmeye çalışıyoruz. Aynı şekilde PTT’ye de Vergi Dairesi’ne de Milli Eğitime Müdürlüğü’ne de hastaneye de gidiyorum. Talep neresi için ise sorumluluğumuz gereği gidiyor, görüşmeler yapıyoruz. Yaptığımız her şey ortada. Eğer aksini ispat eden varsa, tüm görevlerimden istifa edeceğim. Bu tarz söylemleri yapanlar bizleri de sanırım kendileri gibi görüyorlar. Biz belediyenin hiçbir şirketinden maaş almıyoruz. Herkes akıllı olsun. Bugüne kadar bu konuda sustum, söylemler daha fazla ileriye giderse daha da açık konuşurum hiç problem değil! Bu kadar da iddialıyım. Mustafakemalpaşa’da kavgacı siyaset yapmayacağım. İnsanlar ayrılmaktan, kutuplaştırılmaktan bıkmış durumda. Bu nedenle yerelde bunun olmaması için var gücümle çalışıyorum. Muhtarların, üye olmayan vatandaşların rahat bir şekilde gelebildiği bir CHP başkanlığı oluşturduk. Partiye gelen kişilerin dertleriyle dertleniyoruz. Bunu yapamayacaksak zaten bu koltuklarda oturmanın da bir anlamı yok. Tandoğan Bey, paylaşımlarınız için teşekkür ediyoruz. Ben de Paşada’ya çok teşekkür ediyor, tekrar sizin huzurunuzda 13 Kahraman Türk evladına rahmet, acılı ailelerine baş sağlığı diliyor, Ulusumuzun başı sağ olsun diyorum. Ne Mutlu Türküm Diyene.

Editör: Haber Merkezi