Çantada Ne Var ? Çantada Ne Var ?
Ülkemizde kuşların geçici veya kalıcı olarak yaşadıkları, beslendikleri ve üredikleri sulak alanları, "Kuş Cenneti" şeklinde adlandırmaktayız. Suların, bitki örtüsünün ve kuşların insanlarda bıraktığı güzel izlenim, bu alanları "Cennet" olarak adlandırmamıza neden olmuş, bizlere bu bölgeleri sevdirmiş ve korumamızı sağlamıştır. Türkiye'nin eşsiz güzelliklerinden olan kuş cennetlerinin başlıcalarını; İzmir Kuş Cenneti (Çiğli-İzmir), Manyas Kuş Cenneti (Manyas- Balıkesir), Göksu Deltası Kuş Cenneti (Silifke -Mersin), Erçek Gölü Kuş Cenneti (İpekyolu- Van), Dilek Yarımadası Kuş Cenneti (Söke-Aydın), Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti (Bafra -Samsun) şekilde söyleyebiliriz.

Erçek gölü kuş cenneti

Biz bu yazımızda, Mustafakemalpaşa'ya yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta olan Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı'nı anlatacağız. 1958 yılında ilk kez milli park ilan edilen Yozgat Çamlığı ve Karatepe- Aslantaş Milli Parklarından sonra, 1959 yılında Ankara Soğuksu Milli Parkı ile aynı  yılda Milli Park olarak ilan edilmiş ve günümüzde sayıları 45 olan milli parklarımızın dördüncüsü olarak Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı da, korunan doğal değerler anlamında gündemdeki yerini almıştır. 60 yıl aşkın Milli Park tarihinde belki de milyonlarca kuşa ev sahipliği yapmış, yuva olmuştur. Göl, Manyas ve Bandırma ilçeleri arasında Doğu-Batı doğrultusunda yaklaşık 20 kilometre uzunluğunda ve 12 kilometre enindedir. Derinliği mevsimlere göre değişmekle birlikte 1-2 metre civarında olup, en derin yerinde 4 metreyi bulur. Sığırcı deresinin göle girişte oluşturduğu delta, gölün canlı varlığı yönünden en zengin alandır. Kocaçay da gölü besleyen ve delta oluşturan diğer bir deredir. 160 kilometre kare alanı olan gölün fazla suları da Karadere üzerinden Susurluk çayına akar.

Manyas kuş cenneti gözlem kulesi

Gölün tamamı 1998 yılında Ramsar sözleşmesine (1971 yılında Iran'ın Ramsar sehrinde imzalanan koruma antlaşması) göre koruma altına alınmıştır. Ayrıca Avrupa Konseyi A sınıfı diplomasına sahip çok değerli bir doğal alandır. Başta, tepeli pelikan, balıkçıl, karabatak, kaşıkçı ve sumru gibi kuş türleri olmak üzere birçok göçmen kuşa, yavrulama ve beslenmeleri için değerli bir ortam oluşturmaktadır.

Kuş Cenneti harita

1940'lı yıllarda bölgede incelemeler yapan Alman bilim insanı Prof. Dr. Curt Kosswig' in dikkatini çeken alan, zamanla geliştirilerek günümüzdeki şeklini almıştır. Alan içinde kuş gözlem kulesi ve birçok kuşun "tahnit"lerinin de bulunduğu küçük müze de vardır. Yüzlerce kuş ve balık türüne ev sahipliği yapan bu sulak alanı korumalı ve yarınlara taşımalıyız. Ama siz yine de; sular daha fazla çekilmeden, balıklar daha fazla kaybolmadan, kuşlarla bu "cennet"ten daha fazla uzaklaşmadan, orayı bir gezin, görün, gözlemleyin ve güzel saatlerin heyecanını bir kez olsun yaşayın deriz... Dr. Murat Çubukçu
Editör: Haber Merkezi