EĞİTİM

YKS tercihlerinde son gün geldi! 2019 YKS başvurusu nasıl yapılır? Tercih sonuçları ne zaman?

2019 YKS tercih işlemleri bugün yani 29 Temmuz saat 23.59’da devam edecek. Adaylar T.C. kimlik Numaraları ve şifreleri ile YKS tercihlerini “https://ais.osym.gov.tr” adresinden gerçekleştirecekler. YKS tercih başvurularının bitmesinin ardından YKS tercih sonuçlarının ilerleyen haftalarda açıklanması bekleniyor. Peki YKS tercihleri nasıl yapılır? İşte üniversite merak edilenler...

Abone Ol

YKS TERCİHLERİ NASIL VE NEREDEN YAPILIR?

YKS tercihleri ÖSYM'nin yayımladığı kılavuzda yer alan kurallara göre ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifrelerini kullanarak kendileri yapacaklar. Tercih işlemleri, 29 Temmuz 2019 tarihinde saat 23.59'da sona erecektir. Adaylar, 2019-YKS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzuna aşağıdaki bağlantıdan erişebileceklerdir. Tercih yapacak adayların Kılavuzu dikkatle incelemeleri, tercihlerini bu kılavuz bilgilerine göre yapmaları gerekmektedir. YKS TERCİH ROBOTU YKS TERCİH EKRANI İÇİN TIKLA YÖK ATLAS TERCİH ROBOTU NASIL KULLANILIR? “Üniversite Seç” kutucuğuna üniversite ismi girerek, o üniversitedeki lisans programlarının listesini görebilirsiniz. Detayları görmek için programın üstüne tıklayabilirsiniz. “Program Seç” kutucuğuna ilgi duyduğunuz programı (mesleği) girdiğinizde, bu isimli programların bulunduğu üniversiteleri görebilirsiniz. Detaylarını görmek istediğiniz program için üniversitesinin üzerini tıklayabilirsiniz. ÜNİVERSİTE TERCİHİ YAPARKEN BUNLARA DİKKAT EDİN! – Adayların ilgi ve istekleri ile uyumlu tercihler yapabilmeleri için yükseköğretim programlarını ve mezunlarının nasıl işlerde çalıştığını araştırmaları gerekiyor. – Bunun yanında, seçmeyi düşündükleri üniversite eğitimi ile sahip olacakları mesleklerinin gelecek 20 yıl içinde nasıl bir konumda olacağını da araştırmak çok önemli. – Lise eğitimi sırasında başarısız olduğu derslerin ağırlıklı olduğu bir bölümü tercih eden üniversite adayları, kısa süre sonra okumayı bırakmak ya da yeniden sınava girmek zorunda kalabiliyor. Bu sebeple, akademik başarı gereklilikleri açısından da bölümleri iyi araştırmak gerekiyor. – Öğretim üyesi sayısı ve programın kontenjanı, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısını gösterdiği için önemli veriler olarak görülüyor. Bu sayı ne kadar düşükse üniversite öğrencilerinin öğretim üyelerine ulaşma şansı o kadar yüksek oluyor. – Öğretim üyesi sayısı kadar, üniversitelerin adayın tercih etmek istediği programa ne kadar bilimsel yatırım yaptığı ve öğrencilerin okul içinde kişisel gelişimleri için ne kadar fırsata sahip olacakları da önem taşıyor. Kulüplerinin etkinlik düzeyi, üniversitenin düzenlediği ya da ev sahipliği yaptığı sempozyumlar, konferanslar, bilim şenlikleri ya da diğer çalışmaların incelenmesi gerekiyor. – Adaylar, teknoloji ağırlıklı bir programda okumak istiyor ise üniversitenin teknoloji yatırımları ve çevre ile kurduğu teknoloji iş birlikleri önem taşıyor. https://teknopark.sanayi.gov.tr/Home/TgbListesi adresinden üniversitelerin Türkiye'deki teknoloji geliştirme bölgeleri incelenebiliyor. Teknopark etkileşimi olan üniversiteler adayları teknoloji ve bilişim ağırlıklı gelecek için daha iyi hazırlıyor. Bu süreçten yönetici adayı öğrenciler de faydalanıyor.
  GELECEKTE HANGİ MESLEKLER POPÜLER OLACAK? 1. Sağlık Sektörü ve Beden Algımız Sağlık sektöründeki gelişmeler ile insan ömrü daha da uzayacak ve çeşitlenecek. TUİK verilerinde, şu anda Türk vatandaşlarının doğuştan itibaren beklenen yaşam süresi 75-80 olarak gösterilmiş, Avrupa ortalaması 80-85 arasında. Avrupa'daki en yüksek değer 83,7 ile İsviçre'de. 20.yy.başlarında bu değerler 50-55 arasındaydı. Dünya savaşları sebebi ile düşük kalan değer sonra 20 senedir daha az savaş olmasının yanında tıp ve farmakoloji (ilaç) alanlarındaki gelişmeler ile iyice yükseldi ve hızla yükselmeye devam ediyor. 2020 senesinde doğacak çocukların dörtte birinin 100 yaşını görmesi bekleniyor. İstatistiklere göre ülkemizde 30 sene boyunca büyük bir nüfus artışı olmayacak, ancak insanlar daha uzun yaşadıkları için daha fazla insanın sağlık ve ilaç ihtiyacı olacak. 2050'de 60 yaş üstü insan sayısı bugünkünün 2 katı, 80 yaş üstünün ise 3 katı olması bekleniyor. Bu sebeple Tıp Fakülteleri ve Hemşirelik Yüksekokulları önemini koruyacak. Özellikle Gerontoloji ve yaşlı bakımı uzmanları ihtiyacı artacak. Tıbba eşlik eden teknolojik gelişmeler ile Biyomedikal Mühendisliği , Biyomühendislik (Genetik, Doku, Hücre vb.) , Nanoteknoloji Mühendisliği aranan meslekler olacak, çünkü daha çok organ nakline ve belki de implantlara ihtiyaç duyacağız. Eczacılık ise eski zamanlardaki kişiye özel ilaç dönemine dönüş yapacak. İleri teknoloji sayesinde kişiye özel ilaçlar gelişmiş makinelerde çok daha hijyenik koşullarda ve hızlıca hazırlanabilecek. Dişçilik de teknolojik gelişmeleri kullanarak çok daha fazla hastaya daha hızlı hizmet verecek, çünkü uzun ve stresli yaşamımız sebebi ile daha çok diş hastalığı yaşayacağız. Stresten kurtulmak ve daha büyük psikolojik sorunlar yaşamamak için Psikolog ve Psikolojik Danışmanlara , bu stres sebebi ile bizi ele geçiren akıl sağlığı hastalıkları için ise Psikiyatristlere olan talebimiz artacak. Bu stresli ve yoğun iş dünyasının stres dışındaki bir yansıması da bizim yerimize iş yapan makine ya da bilgisayarları kontrol etmek için çalışırken çoğumuz oturuyor olacağımız gerçeği, hem uzun saatler boyunca. 1960'larda günlük 7 saat çalışma süresi aşıldığı için grevler yapılırken, günümüzde çoğumuz 12-15 saat gönüllü olarak çalışıyoruz. Bu çalışma biçiminin etkilerini azaltmak için Fitness/Spor Eğitmenlerine ve oluşan hasarı gidermek için de Diyetisyen ve Fizik Tedavi Uzmanlarına ihtiyacımız artacak. Komşumuz sağlıklı vücudu ile 80 yaşında genç görünürken, biz kilolu ve çökmüş görünmek istemeyeceğimiz için Güzellik ve Estetik Uzmanları da çok aranıyor olacak. Günümüzde bile “yaşlanma etkilerini geciktirme” özelliğine sahip her şeyi almaya çalışıyoruz, ya kendi güzelliğimiz ya da sevdiklerimizin güzelliği için.
2. Sanayi Sektörü ve İş Dünyası Charlie Chaplin'in ünlü filmi Modern Zamanlar (1936) fabrika sahnesinde olduğu gibi insan işçiler sürekli biçimde tekrarlayan ve rutin işler yaparken hata yapabilir, hapşırabilir, duygusal olarak etkilenebilir. Makineler ise sürekli ve düzenli çalışır. Bozuldukları zaman tamir etmek ya da yenilemek de insan değiştirmek ve yetiştirmekten daha kolaydır. Bu bakış açısı, 1802 Endüstri Devriminden beri hiç değişmedi. Ancak günümüzde hızla artan teknoloji ile biliyoruz ki belli bir rutine sahip, tekrar eden ve öngörülebilir meslekler daha büyük bir hızla bilgisayar ve makineler tarafından görev teslim alacaklar. Fabrika işçilerinin yaşadıklarına benzer biçimde çağrı merkezi çalışanları, vergi ve muhasebe uzmanları hatta birçok sekreterlik pozisyonunda çalışanlar da görevlerini şimdiden bilgisayarlar ve yazılımlara teslim etti bile. Sadece rutin meslekler etkilenmeyecek. McKinsey &Company raporlarına göre her 10 meslekten 6'sının işgücünün yaklaşık yüzde 30'a varan kısmı bilgisayar sistemleri tarafından ele geçirilecek. Birçok avukat, ofisinde sekreter ya da yardımcı yerine yıllık çok daha az para harcadığı ve hastalık izni kullanmayacak bir yazılımı tercih edecek. Avukat, aldığı dava miktarı artar ise yazılımı kullanacak niteliklere sahip bir sekreteri tercih edecek. Bu kadar çok bilgisayar ve makine ile fabrika ve şirketlerin enerji ihtiyaçları çok daha fazla olacak. Bu sebeple, Enerji Sistemleri Mühendisliği , Elektrik ve Elektronik Mühendislikleri , ve alternatif enerjiye yönelim artacağı için Güneş/Rüzgar Enerjisi Teknisyenlerine duyulan ihtiyaç artacak. Enerji Sistemleri Mühendisliği , Elektrik ve Elektronik Mühendislikleri , ve alternatif enerjiye yönelim artacağı için Güneş/Rüzgar Enerjisi Teknisyenlerine duyulan ihtiyaç artacak.
Şimdiden birçok hızlı büyüyen fabrika güneş enerjisi seçeneklerini kendi sistemlerine entegre etmeye başladı.Birçok IKEA kompleksinin çatısı çoktan güneş enerjisi panelleri ile yenilendi. O çok sevdiğimiz iPhone'ları üreten Apple firmasının tüm enerjisi yenilenebilir kaynaklardan geliyor ve çoğu da rüzgar ve güneş enerjisi sistemleri ile sağlanıyor. Ülkemizde de son yıllarda çok yükselen elektrik dağıtım fiyatları sebebi ile alternatif enerji kaynakları için firmalar arayış içinde. Daha çok makine ve bilgisayar demek, daha fazla Makine ,Bilgisayar ve Endüstri Mühendisi ihtiyacı olacak demektir.Sadece enerji için değil tüm verimlilikleri arttırmak için çok daha hafif, dayanıklı ve kolay üretilen malzemeler üretilmesi gerekiyor. Bu sayede daha küçük bir alanda, daha az enerji kullanarak, daha çok üretim yapılabilir. Bunu sağlamak için Kimya Mühendisliği ve alt dalları olan Polimer Mühendisliği , Metalurji ve Malzeme Mühendisliği de çok önem kazanacaklar. 2023 vizyonu içinde bu meslekler için daha da fazla alan yaratılması planlanıyor. Ülkemizin bukonudaki dış bağımlılığını azaltmak, hatta yakın çevremize bu konuda teknoloji üreten konuma geçmek için yapılan hamleler ile daha çok araştırma-geliştirme çalışanına ihtiyaç duyulacağı rahatlıkla söylenebilir. Bu malzemeler ile yaşam kalitemizi artıracak ürünler tasarlayan Endüstri Ürünleri Tasarımcıları istihdam sorunu yaşamayacak. Üretim sonrası basamak olan plaza iş dünyası da yazılımlardan nasibini almaya başladı. Yeni çıkan ilanlarda gözüken sertifika beklentisi ilerleyen dönemde daha da artacak. Özellikle belli bir alanda kendisini geliştirdiğini aldığı sertifika ile belgeleyemeyen kişilerin iş bulması çok zor olacak.Hemen her iş kolunda kullanılan iş yazılımları günden güne çeşitleniyor ve karmaşıklaşıyor. Daha fazla ihtiyaca karşılık vermek için değişen bu yazılımlara uyum sağlamak kadar yeni çıkmış ve yaygın olarak kullanılan yazılımları kullanmayı öğrenmek de önem taşıyacak. Şirketlerin kârlılıklarını arttırmak için gerekli olan İşletme ve İktisat eğitimi almış işgücünün yazılımlar konusunda kendisini geliştirmesi gerekiyor. Bu sebeple, özellikle yabancı dil gelişimine ve bilgisayar destekli eğitime önem veren üniversitelerden mezun olan bireylerin iş bulma şansı daha yüksek olacak. Daha karmaşık iş ağları ve sistemleri yönetmek için Endüstri Mühendisleri ve İşletme Mühendisleri yine avantaj sahibi olacak. Bunun yanında, bitcoin vb. alternatif yatırım yöntemleri geliştirecek ya da bunlara bağlı portföyleri yönetecek, yazılım konusunda yetkin Ekonomistler de kendi işlerini kurma imkanına sahip olacak.
3. Eğitim ve Sosyal Yaşam Hayatımız, akıllı telefonlar ve sosyal medya araçları sayesinde giderek daha bireysel ve özel hale geliyor. Aynı rahatlık, esneklik ve bireyselliği eğitim ortamlarında ve sosyal yaşamın fiziksel gerçekliğinde de arzuluyor olmaya başladık. Khan Academy ile başlayan bireyselleşmiş eğitim furyası,Udemy ve Skillshare gibi çevrimiçi beceri kursları ya da Coursera ve edX gibi çevrimiçi dersler ile üniversite diploması veren sitelere kadar büyüdü. Bu eğitimlere yönelik talebin iş arayanlar arasında, bu eğitimleri almış işgücüne yönelik talebin de işverenler arasında artması öngörülüyor.Youtube, Instagram, Facebook vb. sosyal medya uygulamalarının hayatımızdaki etkisi azalmak bir yana daha da artacak. Daha uzun yaşamanın bir yansıması olarak daha çok gezmek, yeni lezzetler denemek ve yeni maceralar yaşamak isteyeceğiz. Bunları sevdiklerimiz ile paylaşmak ve karşılıklı olarak yorum yazmak keyfini daha da fazla yaşamak isteyeceğiz.Tüm bu teknolojik hareketliliğin işaret ettiği gelecek için başı çeken anahtar sözcükleri sıralamak gerekirse: ➔ Tıp, Hemşirelik, Diyetetik, Fizik Tedavi ➔ Biyomühendislik, Biyomedikal Mühendisliği ➔ Nanoteknoloji Mühendisliği ➔ Bilgisayar ve Yazılım Mühendislikleri ➔ Elektronik, Makine, Mekatronik Mühendislikleri ➔ Alternatif Enerji ve Elektrik Mühendislikleri ➔ Kimya, Polimer ve Malzeme Mühendislikleri ➔ Endüstri ve İşletme Mühendislikleri ➔ Yabancı dilde İşletme, Ekonomi ➔ Yönetim Bilişim Sistemleri Özet olarak, şu söylenebilir: Önümüzdeki 30 sene içinde mevcut meslekler yok olmayacak ancak şekil değiştirecekler. Çalışma koşulları ve işveren beklentileri en temel değişiklikler olacak. Artık sadece makine mühendisi olmak yetmeyecek,sektörel yazılımları ve cihazları iyi tanımak ve bunu sertifikalar ile belgelemek gerekecek. İşverenlerin sadece diplomaya bakmayacağı bir geleceğe doğru giderken, kişisel gelişim en öncelikli hedef olmalıdır. Bu sebeple, velilerin çocuklarının hangi üniversiteye girdiği ile ilgili değil, çocuklarının hayatlarını kendi ellerine almak için nasıl çabaladıkları ile övünmesi daha doğru olacaktır. Zira iş dünyasında da artık nereden mezun olduğunuzun etkisi birkaç ay sürüyor. Hem işveren hem de çalışma arkadaşları için, kişinin ne kadar çalıştığı, çevresine ne kadar katkı sağladığı ve kendisini ne kadar geliştirdiği çok daha önemli faktörler, hem işe devam edebilmek hem de yükselebilmek için. (Sözcü)