550 koltuk kapasiteli salon tamamen dolmuş durumda. Ara merdivenlerde bile oturan izleyiciler görüyorum. Pek çok kişinin yer bulamadığı için salon kapısından geri döndüğünü sonradan duyuyorum. Onlar adına üzülsem de halkın bu yoğun ilgisi, sanatçılar kadar beni de mutlu ediyor.
“Yolgeçen Karakolu” iki perdelik bir oyun. Oyunu “Evimiz Tiyatro Oyuncuları” grubu oynuyor.
Yönetmen ve oyuncu: Zafer UĞUR, Senarist: Reyhan GÜRSÖĞÜT…
Oyuncular; bizim insanlarımız… Her biri; görünürde amatör; ama sahnede birer profesyonel… Hepsini yürekten kutluyorum. İlk perde yeterince uzun bir komedi. İkinci perde kısa; ama oldukça çarpıcı ve sarsıcı bir dram…
Önünde akşam nöbeti tuttuğu karakola yapılan bir terör saldırısında, genç polis memuru Mehmet şehit olur. Oysa çok değil, daha birkaç saat önce mütevazı bir akşam yemeğinden sonra, eşi tarafında. “Güle güle hayatım, seni seviyorum” diye uğurlanmıştı. Şimdi televizyonun bir son dakika haberiyle, eşinin şehit olduğunu öğreniyor. Yığılıp kaldığı yerde, yüreğinin en derin yerinden kopup gelen “Mehmediimm!”haykırışı ile bir anda koca tiyatro salonu bir ölüm sessizliğine bürünüyor.
Sahne ışıkları birden karartılırken spot ışık kadının üzerine sabitleniyor. Tüm oyucular, ellerinde Türk bayrakları karanlığın içinden geçerek sahneyi dolduruyorlar. Yine o karanlık sahnede siyah bir takım giymiş genç bir kadın “Biz Polis Eşiyiz” başlıklı uzun bir şiir okuyarak sahnenin önüne doğru ilerliyor. Arka fonda, önce dalgalanan bir Türk bayrağı ve sonrasında, geçmişteki şehit polislerimizin cenaze törenlerinden seçilmiş iç acıtıcı fotoğraflar… Burası ilk perdede kahkahalarla gülen seyircilerden bir kısmının, özellikle kadınların, gözyaşlarını tutamadığı final sahnesidir.
Bugün, Paşada Haber Sitesi adına hazırladığım bu söyleşi ile hem oyunu hem o yürek yakıcı şiiri yazan ve aynı zamanda, kendisi de bir polis eşi olan Reyhan Gürsöğüt’ü tanımak ve sizlere de tanıtmak istiyorum.
Reyhan hanım, bir güvenlik görevlisi olarak Mustafakemalpaşa Belediyesi’nde çalışıyorsunuz. Belediyeden yapılan bütün duyurular sizin sesinizle ulaşıyor bize. Duru bir Türkçeniz ve düzgün bir diksiyonunuz var. Oyunun sonunda sahnede okuduğunuz şiirin insanları bu kadar etkilemesi biraz da bundan diye düşünüyorum. Ben özellikle, oyun ve şiir yazma konusundaki başarınız için sizi içtenlikle tebrik ediyor ve daha nice başarılara ulaşmanızı diliyorum. Artık biraz daha yakından tanıyalım sizi, ne dersiniz?
Hocam, çalışmalarımla ilgili olarak ifade ettiğiniz bu değerli sözleriniz için çok teşekkür ederim. Ben,1977 yılında Mustafakemalpaşa’da doğdum. İlk, orta ve Lise eğitimimi bu ilçede aldım. Bir şeyler yazıp çizmeye lise yıllarımda başladım. Okullar arası şiir ve kompozisyon yarışmaları olduğunda, öğretmenlerim ısrarla benim katılmamı isterlerdi. Ta o zamandan, kalemle kâğıdın dostluğunu kendime dost edindim.
Liseyi bitirdikten iki yıl sonra evlendim. Eşim bir emniyet mensubuydu. 1999 yılında eşimin şark hizmeti nedeniyle Diyarbakır’a atanınca oraya gittik. Bölge o yıllarda terörüm zirve yaptığı zor yıllardı. Henüz 22 yaşımdaydım ve ilk kez doğduğum yerden ve ailemden ayrı düşüyordum. O yaşta gurbetin kahrını çekmek, hele o günün koşulları içinde, hiç kolay değildi. Okumaya, yazmaya, özellikle şiire işte asıl o günlerde yöneldim; çünkü yazmak, bana çok iyi geliyordu. Bir tür terapi gibi…
Tam da onu soracaktım. “Biz Polis Eşiyiz” başlıklı o şiiriniz, çok anlamlı ve çok duygu yüklü bir şiir… Böyle bir şiir, yaşanmadan ya da yaşanmışlıklara tanık olunmadan yazılamaz diye düşünüyorum. Hangi olay ya da duygu size bu şiiri yazdırdı?
O dönemde, Diyarbakır İl Emniyet Müdürümüz, Ali Gaffar Okkan’dı. 1952 Sakarya-Hendek doğumlu olan bu değerli müdürümüz, tam anlamıyla bir memleket sevdalısı ve mesleğinin aşığıydı. “Gaffar Baba” derdi Diyarbakırlılar ona… 24 ocak 2001'de makam aracı ve koruma timiyle seyir halinde iken teröristler tarafından gerçekleştirilen alçakça bir suikast sonucu şehit edildi.
Hepsini minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Onları asla unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Şehit polislerden biri, eşimin yakın arkadaşıydı. Adı: Mehmet Sepetçi’ydi. Onun anısına, Mehmet adını oyundaki şehit polise verdim; fakat soyadını değiştirip, Mehmet Sevinçli yaptım. O şiiri, acılarını yüreğimde hissettiğim şehit polislerimizin aileleri ile fedakâr eşleri için yazdım.
Çok da güzel yazmışsınız. Elinize, kaleminize, yüreğimize sağlık… Peki, bu “Yolgeçen Karakolu” adlı oyun nasıl ortaya çıktı?
“Yolgeçen Karakolu” benim ilk oyun yazma deneyimim oldu. 2007 yılında tanıştığın Zafer Uğur arkadaşımın üstün yeteneği ve yönetmenlik deneyimi ile 8 ayrı sahnede yer aldı. Çok beğenildi 2016’ tekrar sahnelendi ve 2024’te bugün bir kez daha sahnede… Zafer gibi yetenekli ve usta bir yönetmenle çalışma olanağı bulmam, benim için bir şans… Kendisine çok teşekkür ederim.
Bundan sonrası için neler planlıyorsunuz? Var mı kafanızda yeni projeler?
“Evimiz Tiyatro Grubu” olarak, harika bir ekibimiz var. İlerleyen günlerde yeni oyunlar ve yeni projelerimiz var. Bu ekibimizle çok daha güzel işlere imza atacağımıza inanıyorum.
Size ve grubunuza bir kez daha başarılar diliyorum. Oyunda emeği geçen tüm oyuncuları yürekten kutluyorum. Yolunuz açık olsun. Söyleşiyi bitirmeden önce, eklemek isteğiniz bir şey var mı?
Evet, var. Belediye başkanımız Sayın Şükrü Erdem’e, Başkan yardımcılarımız Derya Deniz Kanar, Emine Argın ve Ersin Ekici’ye desteklerinden ve bize duydukları güvenden ötürü çok teşekkür ederim. Ayrıca gösterdiğiniz ilgiden ötürü size ve Paşada Haber Sitesi’ne ve bizi sahnede yalnız bırakmayan ilçemiz halkına da çok teşekkür ederim.
“BİZ POLİS EŞİYİZ” başlıklı şiirden kısa bir bölüm.
Dualar düşmez dilimizden
Sancılarımız hiç bitmez bizim
Bazen kimsesiz olduğunu düşünürsün
Çekip gidesin gelir.
Ama çok uzaklardadır özlediğin o yerler
Burkulur içimiz, ezilir kalbimiz
Taşımak zordur gurbetin yükünü
Fakat asla eğmeyiz başımızı
Biz, POLİS EŞİYİZ…
Bir başka gurur bir başka onur bu
Bazen heyecan bazen korkularla dolu
Saatler öyle kolay geçmez gurbette
Ne sabah olmayı bilir; ne de güneş doğmayı
Beklenen dönmüşse sağ salim evine
Bundan güzel bayram olmaz bize
Sevdiğimizin ellerinden daha sıkı tutarız
Daha bir umutla bekleriz yollarını
O umutlar hiç solmaz
Biz, POLİS EŞİYİZ…
Şiir: Reyhan GÜRSÖĞÜT