Padişahın birisi bir gün, yeni bir yol yaptırmaya karar vermiş. Çalışanlarına ferman buyurmuş: “
Bu yolun, ülkemin en güzel yolu olmasını istiyorum.” demiş. Bir de yol bittiğinde, yarışma tertip edileceğini, bu güzel yoldan en güzel, başarılı şekilde geçene ödülünün olduğunu söylemiş.
Yol çalışmaları başlamış; ülkenin dört bir yanına yarışmanın yapılacağı tarih duyurulmuş. Her yaştan insan, genç yaşlı demeden yarışa katılmışlar. İnsanların kimisi, en güzel elbiseleriyle gelerek yolu geçmeyi tercih etmiş; kimi arabasıyla, kimi de şarkı söyleyerek, dans ederek yürüyormuş.
Nihayet yolun sonuna gelerek, yarışmacıların hepsi heyecanla padişahın huzuruna çıkmışlar. Çıkmışlar çıkmasına da hepsinin aynı mazeretleri varmış. Bütün yarışmacılar, yolun dönemecindeki taşlardan şikayet etmişler.
“ Ayağıma takıldı, güzel elbiselerim yırtıldı, arabam devrildi, danslarımın şarkılarımın ahengi bozuldu" diye serzenişlerde bulunmuşlar sultana.
Tam o sırada yoldan, kalabalığa doğru bir adam geliyormuş. Üstü başı toz içinde kalmış, saçları dağılmış ve yorgun bir halde padişaha doğru yaklaşmış. Selâm vermiş, elindeki keseyi padişaha uzatarak;
“Sultanım. Bu hayatımda gördüğüm en güzel yoldu fakat yolda beni zorlayan taşlar vardı. Onları kenara atarken üstüm başım dağıldı, biraz da yoruldum. Çok şükür yol açıldı. Bu keseyi de orada buldum. Yol sizin olduğuna göre kese de sizindir. Buyurun!” demiş adam.
Yarışı tabii ki bu adam kazanmış oldu. Diğerleri yürürken hep o dönemeçteki taşa takıldılar ama taşı kaldırıp da kenara atmayı akıl edemediler. Onunla uğraşırken o çok sevdikleri kıyafetlerinden, arabalarından, eğlencelerinden de oldular.
Kazanan adam ise taştan şikayet etmek yerine, onu büyük bir çabayla yolun kenarına bıraktı. Bir kese altını da kazanarak yolun sonuna erişti.
Bizler, çoğunlukla yolumuza çıkan taşlara takılıp kalıyoruz ne yazık ki. Bazen yoldan geri dönüyoruz, bazen de
“Neden hu taşlar hep beni bulur, niye insanlar durduk yere benle uğraşır, ben ne bahtsız bir insanım” diye söylenip dururuz. Belki de Allah (c.c) o engeli aştığımız, kafaya takmadığımız, bizim için bir imtihan olarak gördüğümüz vakit verecek bize güzellikleri...
Editör: Haber Merkezi