"Organ Bağışı" ve "Organ Kardeşliği" "Organ Bağışı" ve "Organ Kardeşliği"
İnsanoğlu belki de binlerce yıldır bir kalp taşıdığının farkındadır. Kalbin kasılmalarını, atımlarını hisseder, hatta bazen sesini bile duyabilir. Koşunca, heyecanlanınca hızlandığını, sakinleşince yavaşladığını algılar. İlk kez bir hayvanı parçaladığında da görmüş olabilir, kasılıp - titreyip duran o kanlı kas yığınını. Yazılı kaynaklara girebilen kalple ilgili ilk bilgi; Milattan Önce 3. bin yılda Mısır'lı hekimlerin, nabzın ve bunun kalple bağlantısının var olduğunu basit olarak bildikleri şeklindedir. O dönemin hekimleri (ki bunlar yarı büyücüydü) kalbe durmadan yürüyen anlamına gelen "koptcada" adını vermişlerdi. Hatta kalbin bazen konuştuğuna da inanırlardı. Nabız atımlarındaki değişimleri tam olarak yorumlayamamakla birlikte, nabzın yada kalbin durmasının, hayatın sonlanması anlamına geldiğini de kavramışlardı. Milattan Önce 4. yüz yılda Hipokrat ve Milattan Sonra 2. yüzyılda Galen, kalp, kalp kapakçıkları ve damarlarla ilgili kimi ifadeler kullanmışlarsa da, kalbi ve kan dolaşımını doğruya yakın ilk tanımlayan kişi; İbn Nefis'dir. (1210 - 1288 yılları arasında yaşamıştır. Arap asıllıdır. Şam'da doğmuş Kahire'de uzun yıllar yaşamış ve çalışmıştır.) 1242 yılında bu bilgiyi şu şekilde ifade etmiştir; .....kanın kalbin sağ odasından sol odasına varması gerekmektedir. Fakat bu ikisi arasında doğrudan bir geçiş yolu bulunmamaktadır. Kalbin kalın semtumu delikli değildir ve Galen'in dediği gibi görünmeyen gözenekler de içermez. Kan, kalbin sağ odasından bir damarla akciğere akar, hava ile karışır, daha sonra yine bir damarla kalbin sol odasına ulaşır... Günümüzde artık insan kalbi en ince ayrıntısına kadar anlaşılmış, karıncıkları, kulakçıkları, kasları, damarları, sinirleri, boyutu ve ağırlığı bilim insanları tarafından kavranmıştır. Kalbi hasta eden faktörler anlaşılmış, oluşan hastalıklara yönelik, (hasta kalbi değiştirecek kadar) ileri teknikler geliştirilmiştir. Bunlardan birisi de (belki de en ilgincidir) omuzda taşınan küçük bir çantaya yerleştirilen ve ince bir hortumla kalbe bağlanan suni kalp cihazıdır. Yani bu insanlar kalplerini bir anlamda, bu omuz çantasında sürekli yanlarında taşırlar. Hepimizin taşıdığı çantalarda önemli nesneler olabilir. Ama o insanların çantaları "kelimenin tam anlamıyla" her şeyleridir. Bir an bile ayrılmaları düşünülemez. Sağlıklı insanların göğüs kafeslerinin içinde "çantada keklik" olan kalpleri, o insanlar için omuzdaki çantada olan ve asla durmaması gereken pompalardır. Kalp hem maddi, hem de manevi değerini bulmuştur artık orada. Hani şiirlerde, romanlarda, tiyatrolarda, filmlerde hep tekrar ettiğimiz gibi "Sen benim kalbimsin, canımsın, herşeyimsin " .... Dr.Murat Çubukçu
Editör: Haber Merkezi