Mustafakemalpaşa’da 25 Ağustos 1948 günü öğleden sonra, Lalaşahin Paşa Türbesi önündeki parkta oynayan küçük çocuklar gökyüzünden gelen ve o zamana kadar duymadıkları bir sesle irkildiler. Hepsi havaya doğru bakınca Debboy bayırı üzerinde uçan küçük bir uçağı gördüler. El sallayıp bağırdıkları uçağın içindeki pilot ve yardımcısını dahi görebiliyorlardı. Kirmasti Çayının üzerine doğru bir tur atarak alçaktan uçan uçak, bir müddet sonra yine Debboy bayırının arkasına doğru geçip yaptığı bir kaç tur sonunda binlerce kâğıt parçası atmaya başladı. Kâğıt parçaları süzülerek Debboy Bayırı sırtlarına, Adabahçe’lere ve Kirmasti Çayının üzerine doğru düşmeye başladı. Çocukların hepsi koşarak yere süzülen renkli kâğıtları toplamaya başladılar. Renkli kâğıtları ellerine aldıklarında, Türkiye'de ilk kez üretilecek Arı Bisküvisi rek­lâmını gördüler. Renkli kâğıtlarda “Birden ona kadar ve imzalıyı bulana bir hediye verilecektir.” yazıyordu. İşte Mustafakemalpaşa semalarında uçan bu uçağı kullanan kişi, uçakla yurt gezisine çık­mış olan “Kanatlılar Derneği” kurucusu ve Genel Başkanı Vecihi Hürkuş idi. Uçak kâğıtları attıktan sonra Mustafakemalpaşa’ya iniş yapmıştı. Vecihi Hürkuş yanında kızı Semiramis Hürkuş ve öğretmen Remziye Yıltır vardı. Vecihi Bey Mustafakemalpaşa’da büyük bir kala­balık tarafından karşılanmış ve iki saat boyunca Mustafakemalpaşa halkı ve gençleri ile sohbet etmiş, onları ha­vacılığa davet etmiştir. Vecihi Hürkuş Mustafakemalpaşa’da yaptığı konuşmada şunları söylemiştir; “Derneğimizin kurulduğundan bugüne bir yıl olmadan bugün kırka yakın şubemiz var ve bu şubeler hızla çoğal­maktadır. Yakında Mustafakemalpaşa’da da bir şube açacağız. Her bölgede kuracağımız şubelerle gençlerimizi hava sporları ile meşgul ederek onları havacılığa alıştıraca­ğız. Böylelikle sivil havacı­lık gelişmiş olacak ve havacı bir nesil yetişmiş bulunacaktır. Türk gençliği her şeyde olduğu gibi havacılıkta da büyük başarılar kazanacak­tır. İşte beraberimde bulu­nan kızım Semiramis Hürkuş ile öğretmen Remziye Yıltır yetişmiş ve hava öğret­meni olmuş iki Türk kızı­dır. Çalışmalarımıza Millî Eğitim Bakanlığının bu husustaki tamimi gereğince devam edilecek ve model uçak dersleri de verilecektir. Derneğimize bir gelir sağlamak için tertip ettiğimiz piyango, büyük ikramiye için ve­rilecek olan tayyarenin sipariş lisansının geç alınma­sı yüzünden 19 Ekim 1948 ta­rihine tehir edilmiştir. Bu piyango biletleri Mustafakemalpaşa’da Işık matbaasında Nazif Sur tarafından satılmaktadır.” İki saat süren bu konuşmadan sonra Vecihi Hürkuş Mustafakemalpaşa’dan ayrılarak yurt gezisine devam etmek üzere Bandırma’ya uçmuştur. Vecihi Hürkuş’un Kısa Yaşam Öyküsü; Türk Havacılık tarihinin en başarılı kişilerden ve ilk sivil pilotlarımızdan olan Vecihi Hürkuş 1896 yılında İstanbul, Arnavutköy’de dünyaya geldi. Babası Müfettiş Fahim Bey ve annesi Vidin’li Zeliha Hanım idi. Üç yaşına geldiğinde babasını kaybetti. 1912 yılında Balkan Savaşına katıldı. 1914 yılında ise I. Dünya Savaşına gönüllü olarak katıldı ve Bağdat Cephesine makinist olarak gönderildi. 1916 yılında yaralandığı için İstanbul’a geldi. İyileşip Yeşilköy Tayyare Mektebine girdi ve ilk uçuşunu 21 Mayıs’ta gerçekleştirdi.

Ruslar tarafından esir alındığında Vecihe Hürkuş

  1917 yılında gittiği Kafkas Cephesinde ilk defa bir Rus uçağını düşürdü. Bir hava saldırısında isabet alan tayyaresini yere inmeyi başarıp, Rusların eline geçmesin diye yaktı. Ruslar tarafından esir alınarak Hazar Denizi’ndeki Nargin Adası esir kampına götürüldü. Azerbaycan Türklerinin yardımı ile arkadaşı Teğmen İsmail'le birlikte yüzerek kaçtı. Karaya çıktıktan sonra uzun bir yolu kaçak olarak yürüyüp ülkelerine dönüp özgürlüklerine kavuştular.  

Vecihi Hürkuş

350 Yıl Önce Kirmasti’de Şikâyetler 350 Yıl Önce Kirmasti’de Şikâyetler
  1920 yılında İstanbul'un işgali üzerine Anadolu’ya geçip Milli Mücadeleye katılıp, sivil pilot olarak hizmet verdi. Bu süreçte Akşehir’de Jandarma Komutanının kızı Hadiye Hanım evlendi. Milli Mücadele'den sonra açılan tayyare okulunda eğitim verdi. Milli Mücadeleden sonra Yunanlıların kaçarken bıraktıkları uçak malzemelerini ve motorları kullanarak projesini hazırladığı ilk uçağı “Vecihi K-VI” yı yaptı. 28 Ocak 1925 de Vecihi K-VI uçağı ile yaptığı ilk uçuşa rağmen gerekli izinleri alamadı. Ayrıca kendisine ceza da gelince istifa ederek Hava Kuvvetlerinden koptu. Ankara'da kurulan Türk Tayyare Cemiyeti’nde (TTC) çalışmaya başladı. Bu süreçte Almanya ve Fransa’ya gitti. Çeşitli fabrikalarda incelemeler ve tecrübe uçuşları yaptı. 1926 yılında Türkiye’ye telgrafla çağrılarak, alınması düşünen Alman ve Fransız tayyareleri arasında kıyaslama yapması istendi. Vecihi Hürkuş Alman Ju A-55’in gücünü Fransız pilotla göklerde yaptığı temsili bir savaşla kanıtladı. 1927 yılında Kayseri Tomtaş tesislerinde Junkers tayyarelerinin imalatına büyük destek verdi. TOMTAŞ’ın yolcu tayyareleriyle ülkemizdeki ilk hava yolları uçuşları sayılan Ankara-Kayseri arasındaki uçuşları gerçekleştirdi. Tomtaş’ta Ju A-35’leri geliştirdi. Kanatların içini benzin deposuna çevirerek menzili uzatıp Ankara’dan Tahran’a direkt olarak uçmayı başardı. Tomtaş’ta bir müddet sonra projeleri engellenince ücretsiz izin alarak ayrıldı. Ancak yerli uçak sevdası halâ gönlündeydi. 1930 yılında Nuri Demirağ’ın desteği ile Kadıköy’de bir keresteci dükkânını kiralayıp, marangoz Şaban Efendi ile üç ay içinde Vecihi K-XIV uçağını yapmayı başardılar. 27 Eylül 1930’da Vecihi K-XIV uçağı ile ilk uçuşunu yaparak Ankara’ya gitti. Vecihi Hürkuş uçabilirlik sertifikası almak için İktisat Bakanlığına müracaat etmesine rağmen gerekli sertifikayı alamadı. İstenen belgeyi almak amacıyla uçağını söküp Prag’a götürdü. Çekya diline çevirdiği evrakı ilgili makama sunup 25 Nisan 1931 tarihinde Çek yetkililerden gerekli uçuş iznini aldı. 21 Nisan 1932 de Kalamış’ta yine Sivaslı Nuri Demirağ’ın verdiği destekle ilk Türk Sivil havacılık Okulu olan Vecihi Sivil Tayyare Mektebini (VSTM) kurdu. 2 kız toplam 12 öğrenciyi mezun etmesine rağmen mezun öğrenciler diplomalarına denklik alamayınca okul kapandı. 1937 yılında ihtisas için Almanya’ya gitti. Dört yıllık Mühendislik Mektebini iki yılda tamamlamasına rağmen, Bayındırlık Bakanlığı’ndan “Tayyare Mühendisliği Ruhsatnamesi” alamayınca Danıştay’a dava açarak hakkını almayı başardı. 1947 yılında Vecihi Hürkuş “Kanatlılar Birliği” cemiyeti kurdu. Cemiyet adına dergi çıkardı. Eski bir uçak satın alıp uçağı reklam panosu gibi kullanmaya başladı. Uçağıyla mama ve sabun reklamlarını havadan atarak reklam yapmaya başlar.

Hürkuş Hava Yolları

  THY’nın seferden kaldırdığı 8 tayyareyi alıp “Hürkuş Hava Yollarını” kurdu. Fakat yine engellemelerle karşı karşıya kalır. Firması zor duruma düştü. Vecihi Hürkuş 76 yaşına kadar, 102 farklı uçakla 30 bin saat uçuş yaparak havacılık mesleğini 52 yıllık sürdürdü. Tamamlamak üzere olduğu tek kişilik helikopteri bitiremeden bir beyin kanaması sonucu 16 Temmuz 1969 günü hayatını kaybetti. İlginçtir ki, aynı gün Ay yüzeyine ilk insanı götüren Apollo 11 fırlatılmıştı. Vecihi Hürkuş’un mücadelesinden ibret almamızı dileyerek kendisini hayırla yâd ediyorum.

Vecihi Hürkuş’un Kadıköy Kızıltoprak parkındaki Anıtı

  Halit ERSÖZ
Editör: Haber Merkezi