Doldur be... Doldur be...
Tatlımız için Ticaret Borsası Başkanı Sadettin Akkoyunlu ile görüştüm. Türk Patent Enstitüsünce Coğrafi İşaret ve Marka Tescilinde yıllar sonra son aşamaya gelindiğini söyledi. Tescilli ürünümüz inşallah ilk patentli ürün olarak raflarda yer alacak. Tatlımızın ilçemiz ile özdeşleşmesi için; Bursa ve İzmir otoyolu üzerine 2 adet üzerinde tatlı resmi olan, Mustafakemalpaşa Peynir Tatlısı yazısının bulunduğu billboardların hazırlanması, (18 ay önce yapılacak dendi, teşebbüse dahi geçilmedi.) şehir dışında tatlı satış alanlarının oluşturulması, haftanın belirli günlerinde ikram günlerinin yapılması, belediye, üretici ve oda’ların destek olması gibi çalışmaların yapılması gerekiyor. Nitekim bir odamız, geçtiğimiz hafta başında haşlanmış 600 adet tatlıyı Büyük Millet Meclisine götürdü ve milletvekillerine tatlı ikram edildi. Tatlımızı yiyen milletvekillerimiz oh, oh çok güzelmiş dedikleriyle kaldı. Bu işlere pek kafam çalışmaz ama ben olsam tatlıyı milletvekillerinden önce Sağlık Bakanımıza veya herhangi bir bakana kameralar önünde ikram ederdim. Doğrusu da bu değil mi? Düğünlerde peynir tatlımızı cazip hale getirilip, yerel tatlı olarak verilip gelen misafirlere ikram edilmesi gerektiğini söylüyor. En önemlisi de ürünün hikayesinin olması tıpkı Bursa Siyah İnciri’nin olduğu gibi… İngiltere Kraliçesi Elizabeth, ikram edilen bu incire çok güzel bir tat demesi üzerine Bursa’da incir ihracatı arttığı gibi incirin kilosu 5 TL’den 25 TL’de çıkmıştı. Bizler de peynir tatlımız için bir hikaye yaratmalıyız. Ulusal TV ve yazılı basın konusunda da lobi çalışmaları yapmalıyız. Diyen başkan Akkoyunlu aslında durumu net bir şekilde özetliyor. *** Geçen haftaki yazımın altına bir not düşmüş sevgili kardeşim Eftal Çeki. ‘’Bir temcit pilavı da benden. Yıl 1996. Burhan Özfatura İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı. Mustafakemalpaşa Peynir Tatlımızın tanıtımı için bizlere fuarda bedavaya yer tahsis etti. Ali Ülger Kaymakam o zamanlar. Cihangir Evren ile birlikte Halk Eğitimdeyiz. Bizi çağırdı olayı anlattı. Siz organize edin dedi. O yıl çok çalıştık ama seninki mi, benimki mi reklam olacak münakaşası nedeniyle çalışma sonuçlanmadı. Hele bir tatlıcının Ramazan öncesi bir aylık satış bize yetiyor gereği yok demesi çok zorumuza gitmişti. Yani aynı tas, aynı hamam...’’ İlçede durum böyle olunca daha çok tatlımızın böğrüne böğrüne vururlar ‘’Hallice’’ damgasını… *** Bir dostum ile karşılaştım geçenlerde. Bir yandan çayımızı yudumlarken dostumda başladı anlatmaya. ‘’Biliyor musun, insan yaşlandıkça zenginleşiyor’’ dedi. Hayırdır, ikramiye falan mı çıktı? Nerde dedi uzun, uzadıya. Ve ilave etti. ‘’Saçlarım Gümüş, Dişlerimin çoğu altın, böbreklerimde taş, kemiklerimde platin, kanımda şeker, sürekli doğal gaz üretiyor bünyem…’’ *** ACI Bu akşam Ne Zeki Müren’i Ne de diğer sanatçıları Dinlemek istemiyorum.   Önümde iki bardak Birinde Şalgam Diğerinde Üzüm Suyu Ve de bol acılı çiğ köfte…   Acıları tatmak istiyorum Gece boyu Gülmeyi, Sevmeyi, Sevilmeyi Elimin tersi ile ittim uzaklara…   Acı, Acının ne olduğunu Bir yüreğime ve bir da bana sorun…   Acı çekmek istiyorum bu gece Yatağım acı olsun Düşüm acı Odamdaki ışık acı olsun…   İsot istemem O tatlı acı Tatmin etmez beni… Ovaazatlı Muhtarım Ne olur Biraz Azatlı Biberi gönder Acı ama çok acı olsun Dertlerime belki bir nebze ortak olur…   Lütfen anlayın beni O’na bir gönül borcum var Ödeyemiyorum. Ve acılar içinde uyumak istiyorum Sabaha dek Belki acı, acıma derman olur…  

Editör: Haber Merkezi