Mustafakemalpaşa Antik Çağ’dan günümüze önemli yerleşim noktalarından birisidir. Antikçağda Prusa’ya (Bursa) ulaşmak için kullanılan yol Uluabat Gölü’nün kuzeyinden geçen yol idi. Ancak Kirmasti’den (Mustafakemalpaşa) başlayıp Uluabat gölünün güneyinden geçen ve Söğütalan kenarından Bursa’ya giden tali bir yol daha vardır. Bu yol Bursa’ya ulaşımı 20 km. kadar kısalttığından ve manzaralı bir yol olduğundan tercih edilen ikinci bir güzergâhtır. Özellikler Bayramlardaki yoğun araç trafiğinde navigasyonlar bu kısa yolu gösterdiğinden yol hayli kalabalık olmaktadır. Bu yol güzergâhında Osmanlı Devletinin erken dönemlerinde kurulmuş olan köyler vardır. Osmanlı Devletinin Kirmasti’yi fethetmesinden sonraki yıllarda kurulan köylerden olan Çördük, Demireli ve Üçbeyli köyleri bu güzergah üzerindedir. Bu üç köy Osmanlı Devleti zamanında ÜÇKÖYLER diye isimlendirilmiştir. Demireli ve Üçbeyli köylerinin ilk kurulduklarında isimlerinin farklı olduğu düşünülebilir. Üçbeyli Köyünün isminin 1398 yılında Timur’un Uç beylerinden bazılarının günümüzdeki Üçbeyli Köyü civarında konaklamasından dolayı, önce Uç Beyi, zaman içerisinde de Üçbeyli olarak isimlendirildiği iddia edilmektedir. Demireli köyünün de günümüzde Bahçıvanaltı denilen bölgede mevkiinde Timur askerlerinin konaklaması nedeni ile önce Timur Eli zaman içerisinde de Demireli olarak isimlendirildiği düşünülmektedir.
Mustafakemalpaşa Krokisinde Üçköyler (Çördük, Demireli ve Üçbeyli)
Osmanlı Devletinin erken dönemlerinde kurulduğu düşünülen bu köyler kuruluşlarından itibaren tarım ve hayvancılıkla geçinmişlerdi. Köylüler meydana gelen seller sonucu ortaya çıkan sıtma nedeni ile zorluklar yaşamış ve seller nedeni ile devletten yardım istemişlerdir. Üçköyler’den biri olan Çördük köyü Murad-ı Hüdavendigar’ın kız kardeşi Hatice Hatun vakfına aittir ve o dönemdeki ismi Osmanlı Devleti belgelerinde Çörekli köyü olarak geçmektedir. Üçköyler’den Üçbeyli köyündeki bir sokak çeşmesinde kitabe bulunmaktadır. Kitabede hayrat sahibi olarak Ali Bey ismi geçmektedir. 1800’lü yılların başlarına ait belgelerde Kirmasti’de görev yapan, Kirmasti Ayanı Hacı Ali Bey ile Kirmasti Voyvodası Hacı Ali Bey isimleri geçmektedir. Bu nedenle çeşmenin bu kişi tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir.Üçbeyli Çeşmesi Kitabesi
Yine Üçbeyli köy halkı köylerine bir cami yapmak için inşaata başlamışlar, ancak bir süre sonra maddi imkânsızlar nedeni ile inşaatı yarım bırakmışlardır. Aynı dönemde Üçbeyli köylüleri canlı hayvan ticareti amacı ile Tekirdağ’a gitmiş, sohbet sırasında köylerinde yarım kalmış bir cami olduğundan bahsetmişlerdir. Bu durumu işiten Fatma Hanım adında bir kadın, inşaatı yarım kalan caminin masraflarını üstlenmiş ve inşaat işlerini takip edip camiyi tamamlaması için Muhittin Bey isminde bir kişiyi görevlendirmiştir. Muhittin Bey Üçbeyli’ye gelip cami inşaatını tamamlamıştır. Köy camisine vezinli olarak, çok az rastlanan nefis bir ta’lik hat ile bir kitabe yazdırmıştır.
Üçbeyli Camii Kitabesi
Üçköyler’den Demireli köyünde Cumhuriyet döneminde, ihtiyaca cevap vermeyen Osmanlı dönemi Camisi yıkılarak yerine yenisi yapılmıştır. Eski caminin kitabesi yıkım sırasında yerinden sökülmüş fakat yeni yapılan camiye takılmamıştır. Daha sonraki yıllarda Osmanlı Türkçesini okumayı bilmeyen köy halkı kitabeyi mezar taşı zannederek köy mezarlığındaki bir mezara koymuştur. 2006 yılında mezarlıkta tespit edilen ve Sultan Abdülaziz dönemine ait, üzerinde gayet güzel bir ta’lik hat ile nesir formunda yazılmış 37 x 58 cm. boyutlarındaki mermer cami kitabesi onarılarak yerine konulmuştur. Kitabede, camiyi Hacı Ahmet Ağa’nın oğulları Halil ve İbrahim ağaların yaptırdığı, Allah rızası için gösterdikleri bu gayretlerinde Allah’tan muvaffakiyet istedikleri yazılıdır. Bu kişilerin mezarları da Demireli köy mezarlığındadır.Demireli Camii Kitabesi
Mustafakemalpaşa Üçköyler’de bulunan Osmanlı eserlerinin hikâyelerini aktarmaya çalıştım. Kültürel değerlere önem vererek ve bunları koruyan bir anlayışın topluma hakim olması dileğim ile. Halit ERSÖZ