Mustafakemalpaşa’da geleneksel usullerle çömlek üreten son ustalardan Emin Kıranşal
Teknolojinin hızlı gelişimi, daha önceki yıllarda gerekli olan birçok sektörün yok olmasına neden oldu. Bu yok olan sektörlerden birisi de, Anadolu’da Neolitik devirden itibaren görülen
çömlekçiliktir. Yüzyıllar boyunca insanlar yedikleri yemekleri, içtikleri suyu ve hatta eğlencelerde kullandıkları müzik aletlerinden bazılarını toprağın işlendiği çömlek ürünleri ile sağladılar.
Buzdolapları yaygın olmadan önce çeşmelerden doldurulan sular, boduç veya testi dediğimiz toprak kaplarda muhafaza edilir ve toprak kaplardan sularımızı içerdik. Çorbaları, etleri, sebze yemeklerini ve deniz ürünlerini toprak çömlekler içerisinde pişirirdik. Düşük ısı kullanıldığından ağır ağır pişen yemeklerin tadı çok daha lezzetli olurdu. Ama artık çömlek ve güveç kaplar mutfaklarımızda nadir olarak veya süs olarak kullanılıyor.
1950’li ve 1960’lı yıllarda Mustafakemalpaşa’ya yolu düşen bir kişi, özellikle Balıkesir Caddesi’nin üst kısımlarındaki mahallelere ve sokaklara girdiğinde yaklaşık olarak
kırk elli civarındaki çömlekçilik atölyesinin hummalı bir çalışma içerisinde olduğunu görebilirdi.
Mustafakemalpaşa’da çömlekçilik, ilçeye Bulgaristan’dan göç etmiş ve yerleşmiş aileler tarafından başlatılmıştı. Göçmen olarak gelen ve ilçeye yerleşmiş aileler, çömlekçilik el sanatı ile yaşamlarını iyi bir şekilde sürdürüyorlardı.
1950’li ve 1960’lı yıllarda Mustafakemalpaşa’da çömlekçiler ilk zamanlar kırmızı killi toprağın bulunduğu bölgede açılan bir çukura su doldurarak, kil çamuru çukuru oluşturuyorlardı. Sonra bu kil çamuru atölyeye getirilip makineden geçiriliyordu. Daha sonraki yıllarda ise kil toprağı ocaklardan atölyelere getirilerek, çamur atölyede hazırlanmıştır. Hazırlanan kil çamuru, atölyede ışık almayan bir köşede üzeri naylon ile hava almayacak şekilde sıkıca kapatılarak yaklaşık 20 gün süreyle bekletilip işlenmeye hazır hale getirilmiştir.
Hazır hale getirilen kırmızı kil çamuru, ayakla döndürülen uzun milli, yataklı bir çark üzerindeki çömlekçi tezgâhında elle çekilerek biçimlendirilirdi. Kil ürün, belirli bir sertliğe gelince üzerine dekor işlenirdi. Kil ürün bazıları üstü açık bazıları ise bacalı fırınlarda üst üste koyularak pişirilirdi. Bu ilk pişirimden sonra toprak ürünler sırlanıp sonra ikinci defa pişirilmek için fırına tekrar konurdu.
1970li yıllarda Mustafakemalpaşa’daki çömlek fırınlarından birisi
Mustafakemalpaşa’daki çömlek atölyelerinde; yemek ile yoğurt kapları, künkler, baca üstü tepelikleri ve yapı malzemeleri üretiliyordu. Üretilen ürünler sırlı, dekorlu ve oldukça kaliteli aynı zamanda işlevsel bir nitelik taşıyan ürünlerdi.
1970’li yıllardan itibaren gelişen teknoloji ile azalan pazar payı ve çömlekçi ailelerinin genç kuşaklarının ilgi duymaması sonucu, önemli bir çömlek üretim merkezi olan Mustafakemalpaşa’daki çömlekçi atölyelerinin sayısı, on beş yirmi civarına düşmüştü.
1980’li yıllarda Mustafakemalpaşa’daki çömlek üretiminde ticari kaygılar sebebiyle ürünler, vernikle karıştırılmış toz boyalar ve çeşitli renklerdeki kimyasal boyalarla süslenmiştir. Bu durum Mustafakemalpaşa geleneksel çömlek üretimini olumsuz etkilemiştir.
2000’li yıllardan itibaren çömlek üretimindeki yüksek maliyetler ve zahmetli bir uğraşa karşılık, çömlek ürünlerinin satış fiyatlarının düşük olması nedeniyle, Mustafakemalpaşa’da çömlek üretimine devam eden bir iki atölye kalmıştır. Bu atölyeler ise geleneksel çömlek ürünleri üretimini azaltıp, yemek kapları, kulplu ibrik, çiçek saksısı, turistik özelliği olan süs eşyaları ve tümbek (darbuka) üretimine başlamışlardır.
Çömlek ustası Emin Kıranşal’ın ürettiği toprak tümbek yani darbukalar
Mustafakemalpaşa’da üretimi yakın zamanda artsa da aslında yıllardır üretilen ve ilçemize özgü çömlek ürünlerinden birisi de halk arasındaki ismi ile tümbek yani darbukadır.
Toprak tümbek ilçemiz Mustafakemalpaşa’da ilk defa Kösehoroz mahallesinde yapılmış ve kullanılmıştır. Kösehoroz’lular toprak tümbeği Osmanlı Devletinden bu yana kullandıklarını ifade etmektedirler. Topraktan yapılmış vurmalı bir çalgı olan tümbek uzun yıllardır Kösehoroz mahallesindeki kına geceleri ile düğünler, halk oyunlarında, asker uğurlamalarında ve her türlü eğlencede kullanılırdı. Toprak tümbek geniş olduğu için, iyi bas vermektedir. Kenarlarına yani toprakla derinin birleştiği yere vurulduğunda ise tını sesini daha güzel gelmektedir. Toprak tümbek çalınmadığı zamanlarda ve soğuğa maruz kaldığında derisi sarkma yapıyordu. Bu gibi durumlarda derisinin ısıtılması gerekiyordu. Mustafakemalpaşa’da çömlek atölyesi sahip ve ustalarından olan Emin Kıranşal uzun yıllar boyunca toprak tümbek (Dümbelek-Darbuka) üreterek satışını gerçekleştirmiştir. Günümüzde ise geleneksel çömlekçilik atölyesi olarak çalışan bir iki atölye vardır. Fakat düzenli olarak üretim yapmamaktadır ve ne yazık ki bugün ilçemizde çömlek üretimi tamamen yok olmuştur.
Geleneksel el sanatlarımızın en eskilerinden biri olan Mustafakemalpaşa çömlekçiliğini tekrar işlevsel hale getirmek mümkün değildir. Son ustaların kayıpları ile birlikte Mustafakemalpaşa çömlekçilik kültürü yok olmaktadır. Ama Mustafakemalpaşa’nın bir değeri olarak bir geleneksel bir çömlek atölyesinin ilçemizde bulunması ve bu değerimizin unutturulmaması mutlaka gerekiyor.
Bununla birlikte eski çömlekçilik atölyeleri ve kültürü yok olurken, Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinde 2017 yılında faaliyete geçen Viapot firması 8000 m
2’lik bir kapalı alana sahip fabrikasında, kırmızı toprak yani çömlek üreticiliğini modern teknoloji ile birleştirip, çok farklı kategoride ürünler imal etmektedir. Ve çömlek üreticiliği sektöründe ülke genelinde üretim hacmi bakımından liderdir. Ürünleri ülkemizin her noktasında satılmaktadır. Eğer toprak ürünü satan bir dükkândan veya ülke çapında şubesi olan ulusal marketlerden bir toprak ürünü aldığınızda, alt kısmına bakıp Mustafakemalpaşa’da üretilmiştir yazısını görürseniz, Mustafakemalpaşa’nın çömlekçilik geçmişini mutlaka hatırlayınız.
Halit ERSÖZ