Mustafakemalpaşa’nın beş kilometre kuzeybatısında antik
Miletopolis kenti bulunmaktadır. Bu bölgeye
Melde de denilmektedir. Miletopolis veya Melde Kentinin milattan önce 4. yüzyılda Atinalılar tarafından bağımsız bir kent olarak kurulduğu düşünülmektedir. Diğer bir görüş milattan önce 7. yüzyılda kurulduğu ve kente Kyzikosluların yerleştiği şeklindedir. Yine başka bir görüşe göre ise Kyzikos bölgesinin yönetim merkezidir ve Miletopolis kenti de bu merkeze bağlı bir yerleşim yeridir.
Miletopolis’in kentinin kurucusu Miletos’dur. Miletos kelimesi önce Meletos olarak kısaltılmış daha sonra Melde şekline dönüşmüştür. Amasyalı coğrafyacı Strabon’a göre Miletopolis
kentinin olduğu bu bölgede Trakyalı bir kavim olan Dolionlar ve Mygdonlar yaşamışlardır.
Miletopolis kenti Kuzeybatı Anadolu’nun antik coğrafyasında
Mysia bölgesindeki önemli bir kavşak noktasında ve Troia’ya uzanan antik yol üzerindedir. Komşuları Daskyleion (Manyas), Apollonia (Uluabat) ve Kyzikos (Erdek)’tir. Miletopolis üzerinden geçen yol, önemli kentler olan Nikaia (İznik) ve Nikomedia’ya da (İzmit) ulaşmaktadır.
Miletopolis kenti milattan önce 281 yılında önce Seleukos Krallığının, milattan önce 3. yüzyılın sonuna doğru da Pergamon Krallığının yönetimi altına girmiştir.
Antik Dönem Kentleri
Kaynaklar antik dönemde Miletopolis kentinin bulunduğu bölgemizde
üç büyük göl ve bu göllerin kıyılarında kurulmuş kentler bulunduğunu yazmaktadır. Bugün bölgemizde iki göl bulunduğundan, antik dönemde üç göl olduğu iddiası ilginç ve dikkat çekicidir.
Antik dönemdeki göllerden
birincisi Uluabat (Apolyont) Gölü ve kenarındaki Apollonia kentidir. (günümüzdeki Gölyazı)
İkinci göl Manyas gölü ve kenarındaki kent Daskyleion’undur.
Antik dönemde bahsedilen
üçüncü göl ise
lacus Miletopolitis (Miletopolitis Gölü) ve kenarındaki kent ise Miletopolis’tir. Miletopolis kentinin kalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır ama kaynaklarda bahsedilen
lacus Miletopolitis (Miletopolitis Gölü) gölü günümüzde yoktur.
Antik kaynaklar, erken dönemde Miletopolis kentinin kenarında varlığını ifade ettikleri lacus Miletopolitis (Miletopolitis Gölü) gölünü besleyen nehir vasıtasıyla Apollonia ve Daskyleion üzerinden denize ulaşıldığını da ifade etmektedirler.
Yapılan kazılarda bulunan Hadrian dönemine (M.S. 117-138) ait bir sikke lacus Miletopolitis (Miletopolitis Gölü) gölünün varlığını kanıtlamaktadır. Bulunan sikkenin arka yüzünde
Miletopolitis kentinin kurucusu Miletos bir gemi üzerinde ayakta dururken tasvir edilmektedir.
Miletopolis’in kurucusu Miletos’un Miletopolitis Gölünde bir gemi üzerinde tasvir edildiği sikke
Milattan sonra 70’li yıllarda yaşamış olan Romalı araştırmacı Plinius da Miletopolis (Melde) bölgesi yakınlarında bulunan
Artynia bataklığından ve büyük bir
su birikintisinden bahsetmektedir.
1902 yılında Miletopolis bölgesinin coğrafyasını araştıran A. Philippson
Melde bölgesinde büyük bir bataklık alanı olduğunu ifade etmektedir.
1912 yılında bölgeye gelen araştırmacılar Melde bölgesindeki
geniş sulak alanlardan bahsetmektedirler. Bu durum bizlere bu bölgede bir zamanlar bir göl bulunduğunun izlerini vermektedir.
1950’li yıllarda da Melde’nin kuzey ve kuzey batısındaki geniş ovaların
ilkbahar ayları boyunca metrelerce su ile kaplı olduğu kaynaklarda yer almaktadır.
1970’li yıllarda Mustafakemalpaşa-Karacabey arasında yapılan yol çalışması sırasında Miletopolis antik kentin yerleşim tabakalarının bulunduğu alanların bazı bölümleri zarar görmüştür.
Bunun üzerine bu dönemde Melde bölgesinde yapılan araştırmalarda, Miletopolis’te Yunan, Roma ve Bizans dönemlerine ait seramik ve sikkelere rastlanmış ve en ilginç buluş ise Miletopolis yerleşim yerinin en alt tabakasındaki yerli zemin ile yerleşim tabakası arasında
göl sularında yaşayan kabuklu hayvanlardan oluşmuş yoğun tabaklaşmalara rastlanılmıştır.
Bu araştırmalar eskiden bu bölgede bir göl bulunduğunun en önemli kanıtlarıdır. Miletopolis kenti yakınlarında uzun bir zaman sürecinde
bir göl olduğu tarihi bir gerçektir.
1975 yılında Mustafakemalpaşa-Karacabey yol çalışması sırasında Miletopolis antik kenti
Miletopolitis Gölü’nün yıllar içerisinde meydana gelen büyük depremler veya kaynağı olan ırmakların yatağını değiştirmesiyle
bir bataklık haline gelip kuruduğu düşünülmektedir.
Kuruduğu düşünülen
lacus Miletopolitis (Miletopolitis Gölü)’nün yerinin kesin olarak tespit edilebilmesi için bölgede detaylı bir jeolojik ve coğrafi bir araştırma gerekmektedir. Bu araştırmalar Mustafakemalpaşa sınırları içerisindeki Uluabat Gölü’nden sonra belki de Miletopolitis Gölü’nün de sırlarını bize verecektir.
Halit ERSÖZ