Issız Han Giriş Kapısı
Yaşadığımız topraklar, Romalılardan günümüze kadar tarih boyunca kullanılan ve önemini kaybetmeyen ticaret yolları üzerindedir.
Mustafakemalpaşa’dan Bursa’ya giderken Uluabat Gölünün kenarında, Karacabey Seyran Köyü'nde sınırları içerisinde kalan Issız Han bulunmaktadır. Halk arasında Susuz Han olarak da isimlendirilmektedir.
Issız Han önemli ticaret unsurlarından birisi olan nehir-göl taşımacılığının dinlenme ve konaklama üslerinden biri olarak yolculara hizmet vermek amacı ile inşa edilmiştir. Osmanlı dönemi yapısı kervansaraylardan birisi olan Issız Han Osmanlı Sultanı
Yıldırım Bayezid döneminde inşa edilmesine rağmen Selçuklu Kervansaraylarının mimari özelliklerini taşımaktadır.
Issız Han’ın giriş kapısının üzerindeki sülüs hatlı Arapça kitabeye göre, han Celâleddin Eyne Bey bin Felek Meliküddin tarafından
1394 yılında yaptırılmıştır. Celâleddin (İne) Eyne Bey I. Murad ve Yıldırım Bayezid devri komutanıdır. I. Kosova Savaşı’na katılmış ve Balıkesir-Karesi Subaşı’sı olarak görev yapmıştır.
Celâleddin Eyne Bey bin Felek Meliküddin Ankara muharebesinde Yıldırım Bayezid’in Timur tarafından esir alınmasından sonra, Şehzade Süleyman Çelebi’yi Rumeli’ye götürenler arasındadır.
1405 yılında Uluabat’ ta Şehzade Süleyman ve İsa Çelebi arasındaki çarpışmada, İsa Çelebi tarafından şehit edilmiştir. Kabri Balıkesir Kepsut Tekke köyündedir.
Issız Han sık kullanılan işlek bir yola da yakın olmasından dolayı, Bursa civarına gelen seyyahlardan; Stephan Gerlach,
(XVI. yy sonlarında), Richard Pococke
(1740 yılında), İtalyan Dominico Sestini
(1779 yılında), Fransız Charles Texier
(1834 yılında), William J. Hamilton
(1835 Mart ayında) ve George Perrot
(1861 yılında) yaptıkları seyahatler ile ilgili yayınladıkları seyahatnamelerinde Issız Han’dan bahsetmişlerdir. Seyahatnamelerde Issız Han, “Kırsız Han” ve “Kız Han” olarak da ifade edilmektedir.
Issız Han
Issız Han 1250 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olup, Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, 42,30×21,30 m. ölçülerinde bir handır. Dış yüzü iki sıra yontma beyaz taş işlenmiştir. Apollonia (Gölyazı) kalıntılarından alınmış kesme iri blok taşlar ile tuğlalardan inşa edilmiştir. Yapının üzeri iki yana eğimli bir kırma çatı ve oluklu kiremit örtülüdür. Cephesi göle doğrudur. Avlusu yoktur.
Issız Han’ın giriş kapısı güneydeki dar cephededir. Giriş kapısının kemeri mermer, onu çevreleyen kemer ise çift renkli kesme taştan inşa edilmiştir olup, ana giriş üzerindeki muhteşem kitabesinde
“Yolculara parasız, yiyecek, içecek ve yatacak yer olarak hizmet verdiği” yazmaktadır.
Issız Han Planı
Issız Han’a giriş kapısından girilince, sağlı sollu birer oda ve büyük bir salon vardır. Giriş kapısının iki yanındaki dikdörtgen planlı odalar birer kapı ile ana mekâna açılır. Bu odalardan bir tanesinde bulunan duvardaki mihrap oyuğundan dolayı mescit olarak kullanıldığı, diğer odanın ise özel yolculara ayrıldığı düşünülmektedir. Her iki odada baca ve ocak bulunmamaktadır.
Issız Han’ın iç kısmında bulunan büyük bir salon mekânına üç basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Yolcuların kullanımına mahsus ana salon
küfeki taşından yapılmıştır.
(
Küfeki Taşı; organik tortul taşıdır. Kalker, silis ve fosil çökeltilerinden oluşmuştur. Açık bej, açık sarı, gri tonlarda, ince taneli ve kumlu görünümde, boşluklu ve kristalli bir taştır. Ocaktan çıkmadan önce yumuşaktır. Bu yüzden işlenmesi çok kolaydır. Daha sonra havadaki karbondioksit gazını alarak sertleşir. Bu sertleşme uzun bir süre devam eder. Yıllar geçtikçe dayanıklılığı daha da artar. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde çok sayıda önemli mimari eserde temel yapı taşı olarak kullanılmıştır.)
Issız Han ana mekân ve ocak
Duvar boylarında sedir durumunda yüksek bir kademe, salonun ortasında başka hanlarda görülmeyen muazzam iki ocak vardır. Ocaklar her biri dörder tane granit ayak üzerine oturan yekpare taş üzerindedir. Taşların altı zarif kemerdir. Ocaklara ait sütun başlıkları antik malzemedir. Bu malzemelerin üzeri Osmanlı tarzı işlenmiştir.
Issız Han’ın Tuğla Bacaları
Ocakların üstlerinde ise işçiliği fevkalade güzel iki tuğla baca bulunmaktadır. Baca gövdelerinin dış kısmı çok islidir. İç kısmı ise tuğlalar ters çevrilerek tamir edildiği bellidir. Tuğla örgülü olan bu bacalar tavana doğru kademeli biçimde daralmaktadır. Bacaların içleri sekizgen bir şema ile yapılmıştır. Hanın ısıtması ortada duran bu iki adet ocak yeri ve bacalar ile sağlanmıştır.
Büyük bir salon mekânında arada bir asma kat olduğu ve insanların üstte, hayvanlarının da altta yattığı düşünülmektedir. Issız Han’da 21 pencere vardır. Isı kaybını önleme ve güvenliği sağlamak düşüncesi ile bu pencerelerin 19’u mazgal şeklinde yapılmıştır.
Issız Han’ın depo olarak kullanıldığı yıllar
Issız Han Osmanlı Devletinin son yıllarında işlevini yitirmiş ve Cumhuriyet döneminde de kullanılmamıştır. Metruk hale gelen han
1956 yılında restore edilmesine rağmen yıllarca tahıl ve saman deposu olarak kullanılmış ve yıkılmaya terk edilmiştir.
Issız Han Butik Otel
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından
2008 yılında restore edilmiş ve 9 odalı otel ve restoran haline getirilmiş olup günümüzde dokuz odası ile butik otel olarak hizmet vermektedir.
Halit ERSÖZ