Birçoğumuz, yemek yedikten sonraki süreçte oldukça halsiz hisseder, bir yer bulup ilk fırsatta oraya kıvrılmak isteriz. Peki bunun neye işaret ettiğini hiç düşündünüz mü?
Bu durumu sık sık yaşayan kişilerin, insülin direncini ölçtürmesinde fayda var. Yalnızca hastane şartlarında yapılabilecek bu yöntemi, polikliniklerde denerseniz, çıkan sonuçlar yüzeysel kalabilir. Hastanın bulguları, şikayetleri ve kan tetkikindeki değerler, doğru sonuca ulaşmada etkilidir.
Koltuk altı ve genital bölgenizde koyulaşma söz konusuysa ya da adet düzensizliği, kontrolsüz kilo artışı ve kilo verememe gibi sorunlar yaşıyorsanız, insülin direnciniz düşmüş olabilir. Öyle ki insülin direnci, zaman zaman bireyleri bayıltan bir kabusa bile dönüşebiliyor.
Yemek yedikten sonra aşırı yorgun, halsiz ve uykulu hissettiren bu rahatsızlığı en aza indirgemek için insülin salgısını önlemek yani yüksek karbonhidrat alımını azaltmak gerekir.
İnsülin kanda depolanabildiği ve kendisini birkaç saat içinde tekrar gösterdiği için, bu rahatsızlığı yaşayan kişiler, yemekten sonra şiddetli açlık hissedip, özellikle şeker ve şekerli gıdalar tüketmek istiyorlar.
Ayrıca kanda yükselen insülin, vücutta yağ doku depolanmasını arttırarak, bel ve karın çevresindeki kalınlaşmaya neden olur. Bu olumsuz etkilerden kurtulmak istiyorsanız, karbonhidrat alımını azaltmak zorunda olduğunuzu unutmayın. Ayrıca, insülinin kilo aldırma etkisinin, uzun süre aç kalarak da tetiklendiğini bilmekte fayda var. Çünkü, uzun süre aç kalmak, yemek yediğinizde doğru ölçüyü yakalamanızı zorlaştırıyor. (Kaynak: Sondakika.com)