Temcit  Pilavı Temcit  Pilavı
‘’24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’’ydı. Bizleri hatırlayan da oldu, hatırlamayanlar da. 11 Eylül 1974 Yılında Bursa Hakimiyet Gazetesin de muhabirliğe başladım. Ve bugün yani 11 Eylül tarihi Bursa’dan ilk ofset gazetenin neşir hayatına başlamış olduğu tarihti. O güne kadar gazeteler Linotyp’le dizilir, tipo’da basılırdı. Siyah-beyaz baskısıyla yayın hayatını sürdürmekte olan Hakimiyet Gazetesi’nin isim hakkını Günaydın Gazetesi ve Bursa Gazeteciler Başbayii Armağan Gerçeksi, ortaklaşa aldılar ve Hakimiyet Gazetesi, Bursa Hakimiyet Gazetesi olarak o günden bugüne yayın hayatını sürdürmekte. Muhabirliğe başladığımda Lubitel 2 fotoğraf makinem vardı. Gazete 12 pozluk, 3 adet siyah-beyaz film verirdi ki onu da fazla kullanmamak şartı ile. Ya şimdi öyle mi? Kullan kullanabildiğin kadar. Hesap verme zorunluluğun yok. Habere gidersin, görüntü alır sonra fotoğrafçıya gidip sırtını sıvazlarsın. Yani yağlamak zorundasın. Nedeni ise makineyi alıp karanlık odada filmi kesmek ve kara bir kutu içine koymak için. Sonrasında ışık görmemesi için siyah bir kağıda sarıp zarfa koyup doğru terminale. Hangi otobüs Bursa’ya erken gidiyorsa onun muavinini bulmak, bulduktan sonra da vereceğimiz zarfı yazıhaneye bırakması için karşısında el pençe durmak zorundasın. Ki emri vaki bu gönderme işini gördürmeye kalkarsan, gönderdiğin zarf ya Uluabat gölündeki balıklara yem olur ya da birkaç sefer Bursa-Mustafakemalpaşa seferi yapar. Yunus Emre İlköğretim Okulu’nun bahçesinde bir cinayet işlenmiş seneler öncesi. Suçlu göz altına alındı ve Adliye’ye getirirlerken polislerde biri bizlere ‘’Suçluyu araçtan yavaş indireceğiz. Ona göre görüntü alın’’ diye uyarıda bulundu. Neyse polis aracı geldi. Ama etrafı suçlunun yakınlarıyla dolu. Yanımda da fotoğrafçılığa yeni başlamış bir kardeşime ‘’Valla çok sıkıştım. Bana bir, iki kare çekebilir misin’’diyerek makinemi verdim ve görünmeyecek bir yerde gizlenerek olup bitenleri takip etmeye başladım. Görüntü alabilmek için rahmetli Osman Duman iki elini sağa sola sallayarak ‘’Çekilin, Çekilin’’ diye bağırması ile birlikte, suçlu yakınlarından birinden aldığı bir darbe ile kendisi bir tarafta, makinesi bir tarafta. Sonuçta görüntü alamadı ama sağ olsun genç kardeşimin çektiği birkaç kare resim ertesi gün gazetenin birinci sayfasında çıktı haberim. İşte gazeteciliği zamanında bizler yaptık ne zor şartlar altında. Ya şimdi öylemi? İşaret parmağını tuşa bas, resimde, haberde anında dünyanın her hangi bir yerinde. Unutamadığım gazetecilik anılarımdan biri. Sıkılmazsanız anılarımı yazmaya devam ederim. Eğer sıkılırsanız lütfen ikaz edin… Ben de malzeme çok. Hadi kalın sağlıcakla…

Editör: Haber Merkezi