Kariyer planlama; hangi mesleği seçeceğinizi, bu meslekteki hedeflerinizi önceden belirlediğiniz bir yol haritasıdır. Sahip olacağınız mesleğinizi belirlemek ve bununla ilgili nasıl çalışacağınızı önceden belirlemek, planlamak nispeten kolaydır. Ancak, hayalinizdeki mesleğe sahip olmakla iş bitmiyor. Her mesleğin kendine ait zorlukları vardır. Bu zorlukları önceden tahmin etmek ve buna uygun bir eylem planı çıkarmak, meslekteki başarı olasılığını artırır.
Kariyer planlama yazının başında belirttiğim gibi meslek seçimiyle başlar. Ancak, mesleğin kendisini seçmeden önce, hangi kategoride olacağını belirlemek hedefe ulaşma yöntemini kökten değiştirecektir. Meslekleri; kamu sektörü, özel sektör ve ticaret olmak üzere 3 temel gruba ayırabiliriz. Her bir kategoriyle ilgili başından itibaren yapmanız gerekenler farklılık gösterir. Gelin sırasıyla her bir kategorideki meslek gruplarıyla ilgili kariyerimizi nasıl planlayabileceğimizle ilgili ipuçlarını verelim…
‘Kamu sektörü, en zor ulaşılan ama meslekte en rahat edilen meslek grubudur’ dersek herhalde yanlış olmaz. İçerisine; doktorluk, hemşirelik, hâkimlik, polislik, öğretmenlik gibi mesleklerin girdiği bu grupta öncelikli hedef devlet kurumlarına atanabilmektir. Nüfusun artması ve özel sektörde iş bulmanın zorlaşmasıyla birlikte kamu sektörüne olan talep son yıllarda katlanarak artmıştır. O halde mesleğini kamuda icra etmek olarak hedefleyen her genç, atanma olasılığı göz önüne alarak yolunu çizmelidir.
Doktorluk, hemşirelik, polislik, hâkimlik, subaylık gibi mesleklerde atanma problemi yoktur. Bu unvanlara sahip olduğunuzda direkt olarak atanırsınız. Ancak öğretmenlik, kamu yönetimi gibi memuriyetlerde unvana hak kazansanız dahi hemen atanamazsınız. KPSS’den (Kamu Personel Seçme Sınavı) geçer not almak ve yüz yüze mülakatlarda başarılı olmanız gerekir. Devlet memurluğuna olan talebin artması nedeniyle öğretmenlik gün geçtikçe daha cazip hale gelmekte ve atanmak gitgide daha da zorlaşmaktadır. Atanamayan öğretmenler ya özel okullarda, dershanelerde düşük ücretlerle çalışarak, ya da özel ders vererek geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Kamu Yönetimi mezunu gençlerimiz de, branşlarıyla alakasız işlerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar.
Özel sektör aylık gelirinizi performansınıza göre kat kat yukarı çıkarabileceğiniz, öte yandan da iş bulmanın gittikçe zorlaştığı bir meslek kategorisidir. Nüfusumuz her geçen gün artmakta, yeni üniversiteler açılmaktadır. Kalifiye eleman ihtiyacı sabitken, yeni mezun sayısının artması özel sektörde yer almak için çok daha başarıl olma zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Yani, mezun olduğunuz bölümle ilgili
“daha iyi” değil,
“en iyi” olmak gerekiyor. Bunun için de daha üniversite sıralarındayken kendinizi geliştirmek, bölümüzle ilgili part-time (yarı zamanlı) işlerde çalışmak hem kendinize olan güveninizi artırır, hem çevre edindirir, hem sektörde tecrübe kazanmanızı sağlar, hem de cep harçlığınızı çıkarmanızı sağlar. Ama en önemlisi, mezun olduğunuz zaman hemen başvurabileceğiniz bir iş yeriniz olmuş olur. Bunun yanında üniversite tahsilinizin de üstüne bir şeyler katmak mümkündür. Uzmanlaşmak istediğiniz alanla ilgili yüksek lisans ve doktora yapmak, sizi branşınızın en iyileri arasına sokar. (Önümüzdeki günlerde, başarılı bir üniversite hayatı için yıl yıl neler yapmanız gerektiğini detaylı anlatacağım yazılar olacak).
Ticaretle uğraşmak ise fazla bir eğitim-öğretim hayatı gerektirmemesi nedeniyle yukarıda bahsettiğimiz kamu ve özel sektör meslek kategorilerinden keskin bir şekilde ayrılmaktadır. Ticaret kimileri için baba mesleği olduğu için bir tercih olmaktan çıkıp adeta zorunluluk olmuştur. Ama bizim burada bahsettiğimiz bu tarz bir ticaret değildir. Kişinin belli bir sermaye ve tecrübeye sahip olduğunu düşünerek ne üreteceğine ve satacağına karar vermesidir. Ticaretin kamu ve özel sektörle karşılaştırıldığında avantajı kişinin kemdi kazancını kendisinin belirleyebilmesidir. Başarılı bir girişimci, doğru stratejiler uygulayarak bir memur ya da özel sektör çalışanının hayatı boyunca kazanacağı paraları, çok daha kısa sürelerde kazanabilir.
Bu 3 meslek kategorisinin özelliklerini saydıktan sonra, doğal olarak en iyisinin hangi grup olduğu sorusu akıllara geliyor. Ancak, bu arada en iyisinden ziyade kişiye göre en iyisinden bahsetmek daha doğru olur. İnsanların özellikleri farklı olduğu için, başarıl olabileceği meslek grupları da kuşkusuz farklı olacaktır.
Editör: Haber Merkezi