Edison ampulü icad etmeden önce, yüzlerce kez başarısız oldu. Ama, her başarısız denemeden sonra umudunu yitirmen yerine şunu söyledi. “Ampulün çalışmadığı bir örnek daha buldum. Demek ki, hedefe bir adım daha yakınım.” Denemekten yorulmayın. İnanın gençler, tarihe geçmiş insanlarla aranızdaki fark; PLANLAMAK, İNANMAK, ÇALIŞMAK… Yaradılıştan gelen bir farkınız yok. O yüzden korkmayın.
Arapça dünyanın en zor dillerinden bir tanesidir. Belki de en zorudur. Türkçedeki 200 bin kelimeye karşılık Arapça’da 750 bin kelime olduğunu duyunca, ne kadar zor olduğunu siz de düşüneceksiniz. Ayrıca, Arapça’nın Türkçe gibi eklemeli bir dil olması da, zorluk derecesini artırıyor. Şöyle bir örnek verelim: Aileniz sizden Arapça öğrenmenizi istese, muhtemelen bunun gereksiz olduğunu düşünür ve girişimde dahi bulunmazsınız. Ama aileniz Arapça öğrendiğiniz takdirde, ödül olarak yurtdışına tatile göndereceğini veya çok istediğiniz bir bilgisayarı alacağını söylese öğrenmeyi ciddi anlamda kafanızdan geçirmeye başlarsınız. Kendinize rakip olarak gördüğünüz ve biraz da kıskandığınız komşunun çocuğunun Arapça’yı kısa süre içerisinde öğrendiğinizi duyduğunuz zaman aslında Arapça öğrenmenin çok da zor olmadığını düşünmeye başlarsınız. Burada mesele, Arapça’yı öğrenmeyi başarıp başaramamak da değil aslında. Ödül/ceza sistemi ve kıyaslama yöntemleri sayesinde, beynin kendini hedefe nasıl şartlandırdığına bir örnektir. İşte başarılı insanlar, öncelikle hedeflerinin ulaşılabilir olduğuna kendilerini inandırıyorlar.
Motivasyonla ilgili yazı dizimizin sonuna gelirken, bir hususun altını çizmekte fayda var. Verdiğimiz örnekler hep, imkânsız gibi görünen şeylerin aslında iyi bir stratejiyle ulaşılabilir olduğunu göstermek içindi. Ancak şunu unutmayın. Benim bahsettiğim ve tavsiye ettiğim özgüven, içi boş bir özgüven olmamalıdır. Şunu demek istiyorum: Lise son sınıftaki bir öğrenciyi ele alalım. Bu öğrenci girdiği deneme sınavlarında 40 matematik sorusu üzerinden ortalama 10-12 net çıkartıyor. Bazen 10 net, bazen 12 net, bazen 8’e düşüyor, maksimum 13-14’ü görüyor. Bu öğrenci, motive olduğu ve planlı çalıştığı takdirde, elbette ki performansını artıracaktır. Ama, kendi kapasitesine kıyasla ulaşabileceği net sayısı en fazla 28-30 olacaktır. Bu seviyedeki bir öğrencinin bir anda 35-40 netlere ulaşması mümkün değildir. Hayatında 100 metreden uzun koşmamış bir insanın, atletizm müsabakalarında madalya almayı hayâl etmesi abestir. Benim ısrarla vurgulamak istediğim şey, sahip olduğunuz seviyenin kesinlikle üstüne çıkabileceğiniz, ancak bunun da bir sınırı olduğudur. Ulaşabileceğiniz hedeflerle ilgili hayâller kurun. Ancak, her şeyi yapamayacağınızı da aklınızdan çıkarmayın.