Millet İttifakı (6’lı masa)
Seçime doğru yol alırken, bugün en çok duyduğumuz ittifak şekli -hiç şüphesiz- seçim ittifaklarıdır. Kime karşı oluşturuluyor bu ittifaklar? Yirmi yıldır bu ülkeyi yöneten, bir yerden sonra MHP ve BBP ile kurduğu Cumhur ittifakı ile yoluna devam eden ve giderek otokratik bir yönetim biçimine yönelen Recep Tayyip Erdoğan’a karşı…
Önümüzde, bu tür bir mücadele yürütmüş ve başarılı olmuş bir örnek var mı? Evet, var: Malezya. Bizdeki muhalefet cephesinde yer alan seçim ittifaklarına bakmadan önce, gelin birlikte Malezya örneğine bakalım.
Malezya, Güneydoğu Asya’da, 13 eyaletten oluşan ve parlamenter monarşi ile yönetilen, yaklaşık 33 milyon nüfusa sahip, federal bir devlet. 1957 yılında bağımsızlığını kazanmış olan Malezya, krallıkla yönetilen, çok partili demokratik sisteme dayalı bir konfederasyon. Diğer eyaletler de krallıkla yönetiliyor. Batı Malezya’daki dört büyük eyaletin kralları arasından dört yıllığına genel kral ya da “yüce başkan” olarak seçiliyor.
Yaklaşık 60 yıl boyunca ülke, aynı iktidar koalisyonu tarafından otokratik siyasetle yönetildi. 1999 ile 2013 yıllarında yapılan seçimlerde, bu yönetime karşı oluşturulan seçim ittifakı bir türlü başarılı olamadı. 2018’de yapılan son seçimde nihayet yeni ittifak yönetimi ele geçirmeyi başardı. Bu ittifakın nasıl başardığına ve 60 yıllık otokrat bir yönetimi nasıl sonlandırdığına, dilerseniz, gelin, biraz daha yakından bakalım.
Öncelikle; bu ittifaka katılan tüm partiler, “biz neyiz?” söylemi yerine; “biz kime karşıyız?” söyleminde buluştular. Kendi parti programlarını ve ideolojik söylemlerini bir kenara bıraktılar. Daha işin başında, birtakım kararlar aldılar ve bu kararlara sonuna kadar da bağlı kaldılar. Buna göre; ittifak partileri, birbirleriyle muhalefet etmeyecekti. En güçlü aday etrafında birleşilecekti. Bu aday, farklı grupları birleştirebilecek, farklı kesimler tarafından sevgi ve saygıyla karşılanabilecek bir aday olacaktı. Ortak aday listesi oluşturulacak, ortak bir kampanya yürütülecek, ortak bir dil kullanılacak, hatta ortak bir logo ve ortak bir renk belirlenecekti. Seçimden sonraki ilk yüz günde neler yapılacağı belirlenecek ve halka açıklanacaktı. Buna göre İttifak; halkın karşısına, çocuklu kadınlara maddi yardım, KDV’ de indirim, petrol sübvansiyonu vb. vaatlerden oluşan, 10 maddelik bir programla çıktı ve KAZANDI.
Bize gelince; şimdilik görülen şu: Seçime birkaç aylık bir süre kalmasına rağmen, hiçbir konuda netlik yok. Mevcut yönetimi temsil eden ve AKP, MHP, BBP ile HÜDAPAR, ANAP, YRP’nin açıktan ve VATAN partisinin dolaylı desteği ile yoluna devam edecek olan bir Cumhur İttifakı var. İttifakın Cumhurbaşkanı adayı: Recep Tayyip Erdoğan.
Cumhur İttifakı
Şu an ki mevcut iktidar blokunun tam karşısında yer alan muhalefete bakınca, hayli dağınık bir yapıyla karşılaşıyoruz.
Şöyle ki;
1-Millet İttifakı. (CHP, İYİP, GELECEK, DEVA, DP, SP)
2-Emek ve Özgürlük ittifakı: (HDP, TİP, EMEP, TÖP, EHP, SMF)
3-Sosyalist Güç Birliği: (TKP, TKH, SOL PARTİ,)
4-Henüz adı konmamış, fakat yakın zamanda yeni adı açıklanacak olan bir başka ittifakın bileşenleri ise: (ZP, DOĞRU Parti, Memleket Partisi ve AP)
Yeni ittifaklar çıkar mı ortaya, bilinmez… Türkiye’de Ocak 2023 itibariyle 119 siyasi parti etkin durumda ve burası Türkiye. Demek ki; her an, her şey olabilir. Hani diyorlar ya: “Siyasette yirmi dört saat, çok uzun bir süredir.”
Bugün sıradan vatandaşlar olarak siyasetçilerimizden şunu bekleriz: Beyler! Gün; insanlarımızı ötekileştirmek, yok saymak, araya duvarlar örerek onları bölmek ve düşmanlaştırmak günü değil… Aksine; bugün, insanlar arasına gönül köprüleri kurarak, onları birleştirmek ve kucaklaştırmak günüdür.
Unutmayalım ki bu millet acıya olan borcunu fazlasıyla ödedi. Özetle; seçim, sadece bir hizmet yarışıdır ve öyle olmalıdır. Seçim, bir savaş değildir ve asla olmamalıdır.
Emek ve Özgürlük İttifakı.
Son söz: “En ucuz ders, başkalarından alınan derstir.”
Editör: Haber Merkezi