“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Özgürlüğün de, eşitliğin de adaletin de dayanağı ulusal egemenliktir. Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, şerefidir. Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur.”
Mustafa Kemal Atatürk
Birinci Büyük Millet Meclisi’ne gelen mebusların kılıkları, giysileri, yaşları, eğitim düzeyleri ve görgüleri başka başka ve çok değişikti. Mecliste; beyaz sakallı, cübbeli, eli tespihli hocalar, pırıl pırıl üniformalı genç subaylar, yazma veya şal sarıklı aşiret beyleri, külahlı ağalar ve kavuklu çelebilerle, Avrupa’daki yüksek öğrenimlerini tamamlayıp yeni dönmüş nokta bıyıklı, ‘Kuvayı Milliye’ kalpaklı gençler yan yana oturuyorlar.””.
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu
“ Bina henüz tamamlanmamıştı. Kiremitleri bile döşenmemişti. Kiremit yetmedi. Ankaralılar kendi çatılarından kucak kucak kiremit taşıyarak çatıyı kapattılar. Mebusların oturacakları sıralar bile yoktu. Ankara Muallim Mektebi’nin tatbikat okulundan sıralar getirildi. O zaman Ankara’da elektrik de yoktu. Kahvelerin birinden getirilen iki petrol lambası tavana asılarak aydınlatma işi halledildi. Koridora mebusların içmesi için üç küp su konulup, üzerine maşrapalar bırakıldı. Hattat Hulusi Efendi’ye yazdırılan “ Hâkimiyet Milletindir” levhası, kürsünün arkasına asıldı.Gazeteci: Enver Behnan Şapolyo
“ (Muhterem topluluk!): İstanbul’un geçici olarak ecnebi kuvvetleri tarafından işgal edildiği ve bütün temel kurumlarıyla Hilafet makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının iptal edildiğini biliyorsunuz. Bu duruma boyun eğmek, milletimizin zorlanan ecnebi esaretini kabul etmesi demektir. Ancak tam bir istiklal içinde yaşamak kat’i azmine sahip, ezelden beri hür ve serazat olan milletimiz esaret vaziyetini kemali şiddetle ve katiyetle reddetmiş ve derhal vekillerini toplamaya başlayarak Meclis-i aliniz vücuda getirilmiştir Bu Yüce meclisin en yaşlı üyesi ve geçici başkanı sıfatıyla ve Tevfik-i İlahi ile, milletimizin dahili ve harici tam bir istiklal dahilinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilan ederek Büyük Millet Meclisi’ni küşat eyliyorum (açıyorum.) “Sinop Mebusu Şerif Bey
“ Anadolu’nun bağrından tek tek seçilen Heyet-i Meclis üyeleri, maaş nedir bilmediler. Bir tek kazanda kaynayan bulgur pilavıyla karınlarını doyurdular. Gaz lambası ışığında sabahlara kadar çalıştılar. .Hiçbiri, iş takip etmek veya ihale kapmak için gelmemişti. Tek gayeleri, vatanın ve milletin geleceği için sabahlara kadar çalışmak olmuştur. Ruhları şad olsun.”Mustafa Kemal ATATÜRK
NOT: Bu yazı; bugün yeni bir seçime giderken, meclise girmek, ceylan derisi ile kaplı koltuklara oturmak, kendi yaptıkları yasaların hem kendilerine hem aile bireylerine sağladığı olanaklardan yaşam boyu yararlanmak için mücadele eden milletvekillerine geçmişi hatırlatmak amacıyla yazıldı. Dilerim yeni milletvekili adayları da meclise gittiklerinde, ettikleri yemine sadık kalırlar ve tıpkı kuruluş dönemindeki mebuslar gibi “tek gayeleri, vatanın ve milletin geleceği için özveriyle çalışmak” olur.