Birkaç günden beri ilçemizdeki billboardları süsleyen afişlerden biri bu. Hatta en çarpıcı olanı diyebilirim. Eğitimin önemi ancak bu kadar açık ve net biçimde vurgulanabilir. Düşünenlerin, afişi hazırlayanların ve getirip adeta gözümüze sokanların emeğine sağlık. Fakat merak ediyorum; kaç kişinin ilgisini çekti bu afiş acaba? Annesini-babasını yitirmiş öksüz ve yetim kalmış çocuklara kucak açan ve tam 148 yıldır bu görevi en güzel şekilde yerine getiren Darüşşafaka Cemiyetini ve onun eğitim kurumlarını daha yakından tanımak için kaç kişi çaba gösterdi ya da “az çok demeden” bir katkıda bulundu? Yahut bulunmayı düşündü.
Onlar düşünedursunlar, gelin biz bu kuruma daha yakından bakalım. Darüşşafaka (Şefkat Yuvası) demektir. Nasıl bir yuvadır bu, kimlere yuva olmuştur, ne zaman olmuştur, hadi başlayalım.
Darüşşafaka, 1873’ten,1994’e kadar bu tarihi binada eğitim verdi.
1863 yılında; Yusuf Ziya Paşa, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, Sakızlı Ahmet Esat Paşa ve Ali Naki Efendi tarafından “Cemiyet-i Tedrisiyet-i İslâmiye” adlı bir dernek kuruldu. Derneğin amacı kısaca, yoksul ve yetim çocukların eğitim-öğretimine destek olmaktı. Bu dernek, aynı zamanda Osmanlı / Türk eğitim tarihinin ilk özel okulunu kuran, sivil örgütlenme örneğini oluşturuyordu.
1868 yılında dernek, Sultan Abdülaziz’in yaptığı bağışla satın alınan Fatih’teki arsanın üzerine, yukarıda fotoğrafını gördüğünüz okulu inşa etmeye başladı. Okulun Planı, Dolmabahçe Sarayı Mimarbaşı Ohannes Kalfa tarafından çizilmişti. Kız ve erkek öğrencilerin aynı çatı altında eğitilmelerine uygun biçimde tasarlanan ve çağın çok ilerisinde olanaklara sahip olan bu okulda, 25 Haziran 1873’te Yzb. Mustafa Efendi’nin verdiği ilk dersle öğretime başlandı. Bu açılış tarihi, okulun yapımındaki katkı ve himayelerine bir saygı olarak Sultan Abdülaziz’in tahta çıkış tarihine denk getirilmişti.
Darüşşafaka, 120 yıl, bu ilk binada öğretime devam ettikten sonra, 1994’te Maslak’taki modern kampüsüne taşındı. Bugün, Darüşşafaka Eğitim Kurumlar Genel Müdürlüğü görevini sürdürmekte olan Ebru Arpacı diyor ki; “ Ebeveyn kaybı yaşamış, maddi olanakları sınırlı, yetenekli çocuklarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlayarak, her mezunumuzla Türkiye’nin aydınlık yarınlarını inşa etmeye devam etmekten gurur duyuyoruz. (…) On yaşında ailelerinden emanet aldığı çocukları, Atatürk ilkeleri doğrultusunda; yapan, soran, öğrenen, araştıran, sorgulayan; çağdaş, özgüvenli ve topluma karşı sorumlu bireyler yetiştirme hedefli Darüşşafaka okullarında okuyan öğrencilerin eğitim giderleri yanı sıra; giyim, barınma, beslenme ve sağlık gibi tüm ihtiyaçları da yapılan bağışlarla karşılanmaktadır.”
Okul ilkelerini şöyle açıklıyor:
- ATATÜRK ilkelerine bağlıyız.
- İnsanlara ve çevreye saygılıyız.
- Yenilikçiyiz, çağdaş gelişmeleri eğitimin her aşamasında uygularız.
- Sorumluluk alır, inisiyatif kullanırız.
- Sorgular ve düşüncelerimizi özgürce ifade ederiz.
- Demokrat, dürüst ve adiliz.
- Etik değerlere önem verir ve onları hayata geçiririz.
- Toplumsal yaşam kurallarını bilir ve uygularız.
- En iyi olmaya çalışırız ve en iyiyi yaparız.
Sarıyer Özel Darüşşafaka Eğitim Kurumları Ortaokulu
1995’ten beri İngilizce eğitim verilen bu öğretim kurumlarında, öğrencilere verilen akademik eğitime olduğu kadar, kültürel ve sosyal gelişmelere de önem verilmektedir. Öğrencilerin bilimsel, kültürel, sosyal, sanatsal ve sportif etkinliklere aktif katılımı da sağlanmaktadır. Her öğrencinin bir müzik aleti çalması ve bir spor veya sanat dalında yoğunlaşması zorunludur. Her ders yılında; bilim, matematik, spor, sanat, İngilizce edebiyat gibi farklı alanlarda yerel, ulusal ve uluslararası yarışmalara katılımı özendirilmektedir.
148 yıldır babasız ve annesiz kalmış yoksul ama zeki çocuklarımızı sınavla seçerek alan ve onları en üst düzeyde verdiği eğitimle topluma kazandıran bu kurumu desteklemek, ona bir el vermek, hali vakti yerinde olan her Türk’ün görevi olmalıdır ki; o çocukların da yüzleri hep böyle gülebilsin.