Ateşi ve ihaneti gördük.

Ve kanlı bankerler pazarında

Memleketi Alaman’a satanlar,

Yan gelip ölülerin üstünde yatanlar

Düştüler can kaygusuna…

Ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından

Karanlığa karışarak basıp gittiler.

Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet.

En azılı düvellerle dövüşüyordu fakat

Dövüşüyordu köle olmamak için iki kat

Dün Sivastopol, Bugün Gazze Dün Sivastopol, Bugün Gazze

İki kat soyulmamak için.

Ateşi ve ihaneti gördük.

                                                              Kuvayı Milliye Destanı / Nazım Hikmet

“1900’lü yıllara ait salnamelere göre Kirmastı,  Bursa Sancağına bağlı 140 köy ve merkez kazadan oluşan bir yönetsel birimdi. 1904 yılı salnamesine göre Kirmastı kazasında; 11.918 hanede; 42.391 Müslüman, 1222 Rum, 838 Ermeni ve 80 Yahudi olmak üzere 44.359 vergi yükümlüsü yaşıyordu.  1. Dünya Savaşı yıllarında bile, Kaza merkezinde farklı dil, din ve kültürlere sahip olan bu insanlar;  10 cami, 5 mescit, 2 kilise ve 1 havra gibi mekânlarda özgürce ibadet edebiliyorlardı.”  (*)

Birinci Dünya Savaşı’nda kaybedenlerin tarafında yer alan Osmanlı İmparatorluğu’nun, savaş sonunda imzaladığı Mondros Mütarekesi’ne dayanarak Anadolu yer yer işgal edilince, her şey değişti. Bir yanda, tüm olumsuzluklara rağmen inatla bir kurtuluş savaşı vermek için Anadolu’da Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğinde örgütlenen Kuvayı Milliye güçleri; bir yanda, Devletin geleceğini düşmanının ellerine bırakmış, ona boyun eğmiş teslimiyetçi bir Saray… Nazım’ın dediği gibi, Türk Halkı’nın ateşle ve ihanetle sınandığı günler… Aznavurların ve Eşkıya Davut gibi vatan hainlerinin ihanetleri gibi…

15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkan Yunan ordusu 2 Temmuz 1920’de Mustafakemalpaşa’da göründüğünde, ilçede bulunan 172. Alay ve jandarmalar, bu tarihten birkaç gün önce ilçeden ayrılmış, ordumuz geri çekilmeye başlamıştı. Yunan işgal kuvveti Kavaklı Köyü’ne yaklaştığında, üyelerinin çoğunun ilçede yaşayan azınlıklardan seçilmiş bir temsil heyeti, Rumcayı iyi bilen Alasonyalı Nuri’nin tercümanlığında ilçeye zarar verilmemesi hususunda Yunanlılardan ricacı olmuştur. Yunanlılar 50 kadar askeri ilçede bırakarak, asıl kuvvetlerini Bursa üzerine sürmüştü. İlçede artık azınlıkların sözü geçer olmuştu.

Kirmastı, tam olarak 2 yıl, 2 ay, 12 gün Yunan işgalini yaşadı. Bu süre içinde işgal kuvvetlerinden çok, Eşkıya Davut ve adamlarının zulmüne maruz kaldı. Bir zamanlar Balıkesir ve çevresiyle Adapazarı dolaylarında milli harekete karşı isyan hareketleri içine giren Anzavur’a sırtını dayayan Davut, şimdi de işgalci Yunanlılardan aldığı güçle ilçede ve ilçeye bağlı köylerde kendi halkına zulmediyordu. Bu yüzden kurtuluştan sonra vatana ihanetle suçlanıp 150’likler listesinin 117 sırasında yerini alacak ve sonrasında da Yunanistan’a kaçacaktır.

Yunan birlikleri Sakarya’da bozguna uğratılmış ve dağılmaya başlamıştı. Fakat 22 gün süren bu zorlu savaş, Türk Ordusu’nu da yıpratmıştı. Ordunun yeniden toparlanması için Mustafa Kemal, taarruz emrini 10 ay kadar ertelemek zorunda kalmıştı. 30 Ağustos 1922’de “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!” emrini vererek Büyük Taarruzu başlattı.  

Türk Ordusu’nun taarruza geçtiği haberini alınca, Kütahya ve Bursa cephelerinden kaçan Yunan askerlerini gören ilçedeki son Yunan askerleri de 6 Eylül’de Dana Çayırı  / Oğlaktepe istikameti üzerinden Bandırma’ya doğru geri çekilmeye başladılar. Geldikleri gibi gidiyorlardı. İzmir’e doğru kaçan ve kaçarken de geçtiği köy ve kasabaları yakıp yıkan Yunan Ordusu’nun çekiliş güzergâhında olmadığı için Kirmastı, öyle bir felâket de yaşamadı. Azınlıklar bu arada göç hazırlığına başlamıştı bile…

14 Eylül’de Sabri Bey komutasında 30 kadar Türk askeri Azatlı tarafından ilçeye girdi ve karşılarına çıkan Eşkıya Davut çetesini dağıtarak merkeze doğru ilerledi. Halk Şeyhmüftü Camii’nden alınan sancak-ı şerifle onları karşıladı. Askerlerin ilçeye girişinden 15 gün sonra, Milli Mücadele sürecinde düşmanla işbirliği yapan ve halka zulmedenleri cezalandırmak üzere Kemalettin Sami Paşa İlçeye geldi ve Benli Ahmet, Gürcü Ahmet Efendi ve Melik köylü Molla Mustafa’da oluşan bir hakem heyeti oluşturdu.  O heyetin kararıyla Yunanlılara hizmet ettikleri belirlenen 72 kişiyi Debboy Bayırı yakınlarındaki Ağa Bağı’nda kurşuna dizdi.

“Kurtuluşun ardından, belediye meclisi, 24 Aralık 1922’de toplanarak Kirmastı adını Lalaşahin; Karakilise mahallesinin adını da Işıklar olarak değiştirdi. Halk bu isimlere sıcak bakmayınca, belediye meclisi 31 Aralık 1922’de ikinci kez toplandı. Bu defa Kirmastı adının, Gazi Mustafa Kemal’e atfen Mustafakemalpaşa olması, Karakilise mahallesinin adının da 14 Eylül’de Kirmastı’ya gelen Türk komutanı Sabri Bey’in adına atfen Sabribey Mahallesi olarak değiştirilmesi kararlaştırıldı.   Lala Şahin Paşa türbesinin içinde bulunduğu mahallenin, eski Ermeni mahallesini de içine alacak bir şekilde genişleterek, Lalaşahin Mahallesi olarak kabul etti.”(*)

Bugün, üzerinde özgürce yaşadığımız bu güzel ilçemizin 102. Kurtuluş Yıldönümü coşkuyla kutlarken; Saltanat ve hilafeti yıkarak bağımsız bir ülkede özgürce yaşama olanağı sağlayan ve bu uğurda kendilerini feda eden, başta Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyorum.

NOT: Sayın Sadi KURTULAN’IN Mustafakemalpaşa Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde hazırlattığı “Mustafakemalpaşa (Kirmasti) Sempozyumu (7-8-9 Ekim 2011) Bildirileri” adlı 470 sayfalık bir kitapla, ardında silinmez bir iz bıraktığını düşünüyorum. Kitabın hazırlanmasında katkı sunan dönemin belediye başkanı Sayın Sadi Kurtulan’a, bilim insanı akademisyenlere, araştırmacılara, yazarlara, kitapta adı geçen kurumlarımıza,  kısaca emeği geçen herkese teşekkür ederim.

(*) alıntılar yukarıda adı geçen kitaptan. 

B A N D OWhatsapp Image 2024 09 12 At 17.08.16

Editör: Haber Merkezi