Haber şöyle: “Mustafakemalpaşa Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Öznur Abatay Ogur’un ‘Neyin Var Seçkin?’ adlı ikinci kitabı yayımlandı.”  

Sitede köşe yazıları yazan emekli bir öğretmen olarak, bir meslektaşımın kitap yazmış olmasından büyük mutluluk duydum. Daha önce kitapları yayımlanmış olan; Meliha Akay, Hatice Erdem, Ayla Yıldız ve Elçin Poyrazlar ile ilgili yazılar yazdım. Farklı edebî türlerde kitaplar yazan bu dört kadın yazarımıza, şimdi yeni bir isim daha eklenmiş oluyor: Öznur Abadan Ogur… 

Edebiyat öğretmeni olan bir yazardan nasıl bir eser üretmesini beklersiniz? Roman, öykü, şiir, deneme vb. türde bir eser değil mi? Fakat hiç de öyle değil. Kendisini okulunda ziyaret edip tanıdıktan sonra onun çok farklı bir yol izlediğini gördüm. Kendisi ile kitapları bağlamında bir röportaj yapma isteğimi memnuniyetle karşıladı. Karşılıklı olarak telefonlarımızı aldık-verdik, bekliyorum…

                                                           *          *          *

12.10.2024. Saat: 17:00… Mustafakemalpaşa Öğretmen Evi bahçesinde, röportaj için gelecek olan eğitimci yazar Öznur Abadan OGUR’u bekliyorum. Birkaç dakika sonra Öznur Hanım, geliyor.  Çaylarımızı alıp masaya geçiyoruz. 

Öznur Hanım, MKP Anadolu lisesinde öğretmenlik, farklı eğitim kurumlarında üstün potansiyelli çocuklara eğitmenlik, iki çocuğunuza annelik yapıyorsunuz. Bu yoğun çalışma ortamında, bir de oturup, çok önemli bir konuda iki kitap yazıyorsunuz. Doğrusu, çok büyük bir başarı. Sizi kutluyorum ve bu görüşme için zaman ayırdığınız için de teşekkür ediyorum. Hadi başlayalım. Biraz kendinizi anlatır mısınız?

22.05.1983 tarihinde Mustafakemalpaşa’da doğdum. İlkokulu Öğretmen Davut İlkokulu’nda, ortaokulu Sedat Karan Anadolu Lisesi’nde, Liseyi İbrahim Önal Anadolu Öğretmen Lisesi’nde okudum. Son olarak İzmir-Dokuz Eylül Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Şu an, Mustafakemalpaşa Anadolu Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak çalışıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim.

Edebiyat öğretmenisiniz. Fakat kitaplarınız- yine eğitimle bağlantılı olmasına karşın-çok farklı bir alanı işaret ediyor. Bu alana yönelmeniz nasıl oldu?

Ben, eğitim fakültesinden mezun olduktan sonra ikinci üniversite olarak, sosyoloji okudum. Bölümü henüz bitiremediğim için “sosyoloji eğitimi aldım” diyemiyorum. Sosyolojiye ek olarak, şu anda “psikoloji lisans eğitimi” de almaktayım. Sosyoloji ve psikoloji eğitimi almaktaki tek amacım; daha iyi bir eğitimci olmaktır. İyi bir eğitimci, içinde yaşadığı toplumu ve o toplumu oluşturan bireyleri çok iyi tanımak zorundadır diye düşünüyorum. Ayrıca; üstün potansiyelli çocukların eğitimcisiyim. Bu yüzden sadece okuldan aldığım eğitimle yetinmeyip, üstün potansiyelli çocukların eğitimi konusunda başarılı olabilmek için, pek çok program takip ettim ve seminerlere katıldım.

Bursa'da Zaman Bursa'da Zaman

Çocuk eğitimi konusuna çok önem verdiğinizi görüyorum. Bu konuyu biraz açalım mı?

Çocukluğumdan beri,  en büyük hayalim, ilerde bir “Aile Danışmanlığı Merkezi” açmaktı. Bu işi adeta kendime yüklediğim bir “sosyal sorumluluk projesi” gibi algılıyorum. Özellikle üstün zekâlı veya üstün yetenekli diye tanımladığımız çocuklarla çok ilgiliyim. Baskıcı aile ortamında, zamanında fark edilemeyen, yeterli donanıma sahip olmayan eğitimciler tarafından yeterince desteklenmeyen ve yeteneklerini geliştirme olanağı bulamadıkları için zamanla giderek bu yeteneklerini kaybeden çocuklara çok üzülüyorum.

İlk kitabınıza dönmek istiyorum. Kitabınız tam olarak ne anlatıyor? Bir de “Farkında +yım Çocuk” başlığından ve başlıktaki (+) işaretinden ne anlamalıyız?

Burada üç farklı farkındalıktan söz ediyorum. 1. Çocuğun zekâ ve yeteneklerinin farkında olması. 2.Öğretmenin veya eğitimcinin çocuğun zekâ ve yeteneğinin farkında olması. 3. ailenin çocuğun bu özelliğinin farkında olması. Bu çocukları çok önemsiyorum. Onlar, yeryüzünün yıldızlarıdır. Bu çocuklar; çok gelişmiş sözcük dağarcığına, geniş bir hayal gücüne ve keskin bir hafızaya sahiptirler. Son derece meraklıdırlar ve bu yüzden bitmeyen soruları vardır. Mükemmeliyetçidirler. Adalet, duygusallık,  empati ve ahlak değerleri en üst düzeydedir.

 Bu çocuklar doğru tanılanıp doğru eğitildikleri takdirde geleceği değiştirecek kapasiteye sahip çocuklardır.  Kitabın sonuna eklediğim bölümde, üstün potansiyelli çocukların nasıl keşfedileceği, nasıl eğitileceği konusunda, aileler ve eğitimciler tarafından, kendilerini geliştirmek amacıyla, okunması gereken kitapların ve izlenmesi gereken filmlerin de birer listesini ekledim. Ailelere ve eğitimcilere bir rehber olması düşüncesiyle yola çıkıp, 1,5 yılda yazdım bu kitabı.

Şimdi biraz da “NEYİN VAR SEÇKİN?” adlı ikinci kitabınıza dönelim. O kitabınızla ilgili olarak neler söylemek istersiniz?

Ülkemizde hem aileler tarafından fark edilmeyen hem de eğitim sistemi içinde kaybolan bir grup çocuğumuz var ki işte onlar üstün potansiyelli (üstün yetenekli) çocuklarımız. Bu gruptaki çocukların kendilerini yalnız hissetmemeleri, güçlü yanlarını fark etmeleri, ailelerin de onlara nasıl yaklaşmaları gerektiğini öğrenmeleri adına, bir yandan da eğitim sistemi içinde bu özel çocuklarımızın keşfedilmeleri amacıyla bu kitabımı kaleme aldım. İlk bakışta çocuk kitabı gibi düşünülen bu kitap aslında hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik olarak yazıldı. Kitaplarımı, sosyolojik bir bakış açısıyla ve tamamen bilimsel yöntemlerle yazıyorum.  Kim bilir, belki keşfedilmeyi bekleyen o küçük dâhiler yanı başımızdadır.

Değerli öğretmenim, bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Yolunuz açık, başarınız daim, okurunuz çok olsun. Varsa, son sözlerinizi de alayım.

Hocam çalışmalarıma karşı gösterdiğiniz ilgiden ötürü asıl ben size çok teşekkür ederim. Son olarak şunları söylemek istiyorum:

Ben çalışkan ve üretken bir kadınım. Mesleğimi seviyorum. Çocukları seviyorum. Okulumu seviyorum ve öğrencilerime elimden geldiğince yararlı olamaya çalışıyorum. Onlarla çok güzel çalışmalar yaptık ve yapacağız. Geçen yıl MKP Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz ve ilçede büyük beğeni toplayan, 18 Mart Çanakkale Şehitleri Tiyatrosu bu çalışmalarımızdan biriydi.

O çalışmanın mimarı olarak, emek veren öğrencilerime ve her tür desteği sağlayan okul yönetimine ve öğretmen arkadaşlarıma bir kez de buradan teşekkür etmek istiyorum. Kitaplarımın yayımlanmasından sonra 2020 yılında “Bursa’da Bugün” programına çıktım. Ardından TV8 ve Kanal D’de söyleşiler yaptım. İlk kez yazar olarak bir kitap fuarına katıldım. Bunlar da hayatıma heyecan katan, benim için çok yeni ve güzel olan şeylerdi.

  NOT: Ortalık aniden karardı. O saate kadar bahçede sakin sakin oturan insanlar birden hareketlendi. Herkes telâş içinde çıkış kapısına yöneldi. Ne oluyor demeye kalmadan ilk yağmur taneleri inmeye başladı. Bunu hiç beklemiyorduk. Biz de toplanıp vedalaştık ve bir an önce evlerimize gitmek için koşarak çıkışa yöneldik.

Editör: Haber Merkezi