YAZARLAR

Selvi Boylum Al Yazmalım

“Selvi Boylum Al Yazmalım”, Cahit Bektay’ın unutulmaz film müziği ve filmin son karesinde, Asya’nın söylediği: “Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti.”

Abone Ol

Cümlesi ile hafızalarımıza kazınan, 1976 yapımı “Dram” türündeki bu film, Türk sinemasının kült filmlerinden biridir. Kırgızistan’ın ve Türk dünyasının ünlü yazarı, Cengiz Aytmatov’un 1961 yılında yayımlanan “Dağlardan ve Steplerden Hikâyeler” adlı eserinde yer alan ve orijinal adı Türkçe anlamı ile “Kırmızı Eşarp” olan uzun hikâyesinden sinemaya aktarılan filmin yönetmeni Atıf Yılmaz, senaryo yazarı ise Ali Özgentürk’tü.

Çekimleri Adana’nın Osmaniye ve Kadirli ilçesinde tamamlanan filmin başrollerinde Türkan Şoray (Asya), Kadir İnanır (İlyas) ve Ahmet Mekin (Cemşit) oynadı. Filmdeki Samet adlı erkek çocuk oyuncunun, aslında erkek değil, kız çocuğu olduğunu, izleyici çok sonradan basından öğrendi. O çocuk, sinema oyuncusu Bilâl İnci’nin kızı Elif İnci’ydi.

Fil çekiminde sona yaklaşmışken,  Türkan Şoray yönetmene, senaryoda bir değişiklik yapmasını önerdi. Senaryoya göre Asya sonunda Cemşit’i seçiyordu. Türkan Şoray ise, Asya’nın İlyas’ı seçmesini istiyordu. Çünkü O, Türk seyircisinin mutlu sonla biten filmleri daha çok sevdiğine inanıyordu. Yönetmen de bu düşünceye katıldı. Senarist Ali Özgentürk aynı düşüncede değildi.

Hikâyenin aslında da senaryoda da Asya, sonunda Cemşit’i seçiyordu ve bu böyle kalmalıydı. Taraflar anlaşamayınca Özgentürk, küsüp ayrıldı. Bir süre çekimler durdu. Sonunda, Özgentürk’ün dediği oldu ve iyi ki öyle oldu. Çünkü halk bu şekliyle filmi daha çok sevdi. Hikâyede olmayan, senaryoya Özgentürk tarafında eklenen ve “sevgi neydi?” diye başlayan o son cümlenin, filme çok şey kattığını düşünüyorum.

Bu film, 1978 yılında 15. Altın Portakal Film festivalinde, “Maden” filminin ardında ikinci en iyi filim ödülünü aldı. Aynı yıl içinde Taşkent Film Festivalinde Türkan Şoray “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü ile ödüllendirildi. O festivalde filmi izleyen ve çok beğenen Cengiz Aytmatov, oyuncuları evinde ağırladı.

Edebi eserlerden sinemaya aktarılan filmleri izlemek, bizi, o eserleri okumaktan alıkoymamalı.  İki nedenle böyle düşünüyorum:

a) eserin gerçek sahibi olan yazarın emeğine saygı duymak bağlamında

b) eserle film arasında olayların ve anlatımların çoğu kez bire bir örtüşmemesinden, keyfi değişiklikler yapılmasından ötürü.

Yönetmenden, senaristten, oyunculardan bu kadar söz etmişken; yazarı anmamak büyük haksızlık olur değil mi? O yüzden, Kırgız edebiyatçı, gazeteci, çevirmen, diplomat ve siyasetçi Cengiz Aytmatov’dan da söz etmek ve kendisini saygıyla anmak istiyorum.

Cengiz Aytmatov, 12 Aralık 1928’de Kırgızistan’ın Talas eyaletine bağlı Şeker köyünde doğdu. Babası Törekul Aytmatov, Sovyet Kırgızistan’ında seçkin bir devlet adamıydı. Ancak Stalin döneminde,1937 yılında tutuklandı ve 1938’de kurşuna dizildi. Aile, baba Törekul’un,  muhalif birçok aydınla birlikte ne zaman ve nerede kurşuna dizildiğini ancak 1956 yılında öğrenebildi.

Aytmatov ilköğrenimini doğduğu köyde tamamladı. On dört yaşında çalışmaya başladı. Savaştan sonra, önce Veteriner Teknik Okulu’na, sonra Kırgızistan Tarım Enstitüsüne devam etti. 1956-58 yılları arasında, Gorki Yüksek Edebiyat Bölümünde okudu. Ardından Moskova Üniversitesi Edebiyat Fakültesine devam etti.

Pravda gazetesinde muhabir ve yazar olarak çalıştığı yıllarda yazdığı “Dağlar ve Steplerden Hikâyeler” kitabıyla 1963’te Lenin Ödülüne değer görüldü. 1968’de” Kırgızistan milli yazarı” seçildi. Gorbaçov döneminde Sovyet Parlamentosu Kültür ve Ulusal Diller Komitesi Başkanlığı ve Sovyet Yazarlar birliği Sekreterliği görevlerinde bulundu.

Sovyetlerin dağılmasından sonra, Kırgızistan’ın Lüksemburg, Hollanda ve Belçika büyükelçiliği görevlerinde bulundu. “Gün Olur Asra Bedel” romanının film çekimleri sırasında Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da rahatsızlandı. Tedavi için götürüldüğü Almanya’nın Nümberg kentinde böbrek yetmezliği nedeniyle 10 Haziran 2008’de yaşamını yitirdi.

Eserlerinde, ulusunun tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri ve bütün maddi - manevi zenginlikleri işledi. İşte o eserlerden birkaçı: Toprak Ana, Cemile, Elveda Gülsarı, Beyaz Gemi, Gün Olur Asra Bedel, İlk Öğretmenim, Dişi Kurdun Rüyaları…